Tek adam rejimi bir yılda çöktü

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin bir yılda çöktüğünü teşhis eden muhalefetin iki önemli ismi çözüm bulunması için AKP'yi uyardı.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı akil siyasetçi Bülent Kuşoğlu şu çağrıyı yaptı:

"23 Haziran da geçti artık. Gerçek gündemimize dönme zamanı. Başta olmak üzere ekonomik kriz, yapısal reformlar, dış politikadaki yalnızlığımız, toplumsal bölünmüşlüğümüz, devlet mekanizmamız, hukukumuz, demokrasimiz, hemen her konumuz yenilenmeye muhtaç. Muhalefet sorumluluk duyuyor. Haydi iktidar!"

Merkez Bankası eski başkanı ve İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Durmuş Yılmaz da deneyimi ile şöyle uyardı:

"Ödenen onca maliyete rağmen, yanlışlarımızdan hiç ders almamışız. 2001 krizinden sonra az gittik uz gittik başladığımız yere geri döndük. Soruyorlardı açıktan para nasıl basılır diye. İşte böyle, Merkez Bankası'nın 80 yıllık kara gün akçesine el koyarak. Piyasalara daha kötü sinyal verilemezdi."

Hazine ve Maliye Bakanı damat Berat Albayrak'ı kayınpederi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan uyarmadı, ama sağduyulu muhalefet uyardı…

Bu uyarılar ve çağrılara AKP Grup Başkanvekili Prof. Dr. Naci Bostancı sessiz kalmadı.

Bostancı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin 1. yılı için "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne ilişkin bir çalışma yapılıyor. O bize daha nesnel bir fikir verecektir. Biz bunu bir siyasi mesele olarak görmeyiz. Sistemi rehabilite etmek aklın gereğidir" dedi.

AKP de anlaşılan o ki bu "tek adam rejimini" çökmesinden rahatsız.

Anlaşılan o ki Kuşoğlu ve Durmuş gibi akil siyasetçilerin uyarılarını dikkate alıyor.

"Başlangıçta her şeyi öngöremezsiniz. Pratikte kimi problemler, aksamalar yaşanır. Bunları iyileştirerek yola devam etmek durumunda olursunuz" diyen Bostancı'dan hemen sonra AKP'nin diğer Meclis grup başkanvekili Bülent Turan da bu çöküşü durdurmak için şöyle dedi:

"Yeni sistemde revize her zaman mümkün…"

Peki, Bostancı ve Turan'a soruyorum; rejimi değiştirmek için Meclis'e getirdiğiniz Anayasa değişiklikleri konusunda muhalefet partilerinin uyarılarını neden dikkate almadınız?

Tek adam rejimi ile

-Bakanları sarayın memurları yapma,

-Memur bakanları ile muhalefete hücum etme,

-Meclis'e karşı sorumsuz bakanları meclis denetiminden muaf tutma,

-Siyaseten ve hukuken sorumlu müsteşarlık makamlarını kaldırma,

-Siyaseten ve hukuken sorumsuz bakan yardımcıları atama,

-Bağımlı yandaş yargı oluşturma,

-Hazine ve Maliye'yi birleştirip damada bağlama,

-Yasama ile yürütme selamsız, sabahsız iki güce dönüştürme,

-Yasama, yürütme ve yargıyı tek kişiye bağlama,

-Milletle, milletvekillerinin bağını koparma,

-Milletvekili ile bakanların bağını koparma, gerçekleşti ki Saray hükümeti de halktan tamamen koptu…

Değerli okurlarım,

AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan, "Dünyada halklar, hiçbir demokratik kazanımını geri vermemiştir" diyor…

Turan'a soruyorum;

-1982 anayasası yüzde 8.63 'hayır' (1.626.431) oyuna karşılık, yüzde 91.37 'evet' (17.215.559) oyuyla kabul edildi.  9 Kasım 1982 tarihinde yürürlüğe girdi.

O günden bu yana 20 kez değiştirildi… Ne oldu halkın iradesi?

"O darbe anayasası idi" der diye AKP'nin 2010 anayasa değişikliğinden örnek vereyim Turan'a;

AKP'nin verdiği 2010 yılı anayasa değişikliği teklifi TBMM'de 72 ret, 336 evet oyu ile kabul edildi. AKP destek verirken MHP muhalefet etti. CHP ve BDP meclise girmedi.

12 Mayıs 2010 tarihinde yapılan referandumda %57.88 evet ve %42.12 hayır oyu çıkarak anayasa değişiklikleri kabul edildi.

Ne oldu?

Yargıtay ve Danıştay'ın Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'ndaki (HSYK) ağırlığı yok edildi…

Ne oldu?

HSYK Fethullah Gülen cemaatine teslim edildi…

Ne oldu?

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin genelkurmay başkanı dahil kahraman askerleri, "Silahlı terör örgütü" kurma gibi bir suç kumpası ile Ergenekon, Balyoz, Casusluk davaları ile tutsak edilip hapse atıldılar…

Ne oldu?

15 Temmuz darbe girişiminin zeminini oluşturdu alçak, hain FETÖ'cüler…

Değerli okurlarım,

İstanbul'da Avcılar Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi'nin organizasyonunda düzenlenen 18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Zaferi'nin 104. yıl anma etkinliğinde Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün adının anılmaması üzerine kahraman bir Türk subayı bu durumu hazmedemedi.

Etkinliği tepki göstererek, terk etti. Tebrikleri hakketti…

Bu Atatürk'ün askeri Avcılar Askerlik Şube Başkanı Albay Önder İrevul Hatay'a sürgün edildi.

İrevul, bu kararı beklediğini belirtirken verdiği tepkiden pişman olmadığını ve yapılan bu sürgünü madalya olarak gördüğünü ifade etti.

Gönülleri bir kez daha kazandı…

Şimdi soruyorum, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu başkomutanları Atatürk'ü, Türk askerleri savunmayacaksa kim savunacak?

 

Yazarın Diğer Yazıları