Tek taş mı, beş taş mı...

Acısıyla, tatlısıyla bir yıl daha geride kaldı. Yılın en son konuşmaları vatandaşta, soğuk ve zamlardı. Siyasetle uğraşan, siyaseti sevenlerde ise büyükşehir kime verilecek.. Kim kazanacaktı konuşmaları uzayıp gidiyor.

***

Yılın son haftası olunca yeni yıl süslemeleriyle indirime düşen uygun bir şey bulabilir miyim düşüncesiyle, evime yakın, alışveriş merkezinin yolunu tutuyorum.

Her yer cıvıl cıvıl. Rengarenk süslenmiş.

Her şey %70'lere varan indirimlerle alıcısını bekliyor. Alan mı şanslı. Satan mı şanslı bilemedim. %70 büyük rakam. Demek ki sürümden kazanmak, hareket olsun mağazada diye içimden söyleniyorum.

AVM'lerin en eğlenceli, neşeli kısmı kapı girişinde kurulan kar evinin kapısında olduğu belli. Paralı olsa kesinlikle ödeme yapılır. Çünkü yüzler gülüyor. Herkes mutlu gözüküyor.

Havanın soğukluğunu hissetmeden donmayı göze alan genç, yaşlı herkes 'Güle Güle 2018 Hoş Geldin 2019' yazısının altında resim çektirmek için birbirleriyle yarışıyorlar.

Ya çok mutlular gerçekten.. Ya da çok kötü bir yılı gülerek uğurlamak için kahkaha atarak verilen pozlar dikkat çekiyor. Enerji güzel. Gülümseyerek uzaklaşıyorum.

İçeride ise, Her katta kredi kartıyla umut dağıtılıyor. Şaka gibi. Geldiğimiz noktaya bakar mısınız!..

Alan var mı diye soranlara cevabım; 'Evet. Gerçekten de kredi kartı ile bilet alanlar var'... Düşünsenize bir de çıktığını...

Çifte şanslı hissedecek kendisini. Hem parası yok. Borçla alıyor. Hem de çıktı diye sevincin hayali kuruyordur.

İlerliyorum..

İlk gördüğüm mağazanın vitrinindeki indirim dikkatimi çekiyor. Bütçeme, tarzıma uygun beden var mı diye içeri giriyorum.

İçeride beş, altı çalışan ve bir çift dikkatimi çekiyor. Kıyafet tartışması var.

Gelin adayı balıketi olunca, nişan stresinin etkisiyle anlaşılan istem dışı ödem, şişlik yaşıyor. Hiçbir şeyi beğenmediği belli konuşmalarında.

Hemen fısıldaşmalar; 'gelin bugün gününde değil'. Ya da 'bize gelmeden tartışmışlar belli' tanısı konuluyor.

Sesler yükseliyor.

Siz isterseniz, kendinizi iyi hissettiğinizde tekrar bekleriz. Mutlaka son iki denemediğiniz kıyafetleri denemenizi isteriz konuşmaları yükseliyor.

Beğendiğim kıyafetlerin etiketi yok. Fiyatları soruyorum. Kabinde sıra beklerken..

Çiftin yılın ilk düğünlerinden olduğu konuşuluyor. Bir de konu evlilik hazırlığı yapılırken, erkekleri çekiştirme var. Erkekler,  istemede 'tek taş mı.. beş taş mı almalı ya da ne takmalı takı olarak' konuşmaları başlıyor.

İki ay öncesi söz kesildiğini, istediği gibi takı takılmadığını paylaşıyor. Mağaza sorumlusu 'sözüm meclisten dışarı. Siz erkekler kadınları dünyaya üzmeye mi geldiniz' diyor. Konu kıyafetten takılara bir anda geliyor. Anında yüzler değişiyor. Gülüşmeler başlıyor.

Damat hayır. Niye ki diyor. Takının önemi bence yok ki diyor.

Öyle bir şey olsa evlilik kararı almazdım. Gelin atlıyor. Almazdık diye..

Gülüşmeler..

Ne takacaksınız geline sözde diyorlar.

Gelin hemen hazır cevap damattan önce veriyor.

Bizim takı sorunumuz yok. Flörtte sağ olsun. Tek taş, set çeşitli takılar hediye aldı. Almaya da devam ediyor. Sağ olsun.

Damat sakin haliyle gülümseyerek... Sana almayacağım da kime alacağım hayatım diyor.

Neşeli sohbete ben de dahil oluyorum.

Sizce diyorlar.

Ne fark eder ki diyorum.

Gülerek olmaz diyorlar...

Görevli kızlardan diğeri heyecanla anlatıyor.

İki yıldır çıkıyorum. İstemeye gelirken bizimkiler dikkat eder. Ben de taşı, süsü severim. Fiyatı önemli değil. Rakamsal hiç önemi yok dedim. Görsel güzel duruyor diye sözde beş taş istedim. 

Söz öncesi.. Bakarız dedi...

Çok sinir oldum. Bakın elimdeki yüzüğü yapma çiçekle alıp sözlüm de getirivermiş. Rezil oldum aileme. Çok cimri çok... Durumu var. Varlıklı.. Yok desem tamam.

Ama almamış. Çok üzüldüm. Kadın ruhundan anlamıyor. Biz kadınları anlayınız artık. Biz duygusal ve detaycıyız .

Nasıl yapacağım bilmiyorum. O beş taş gelecek. Şubatta nişanımız var. Gelmezse evet demeyeceğim.

Arkadaşları devreye giriyor. Gülüşmeler. Valla her gün anlatıp duruyorsun. Hırs yapmış istediği olmadı diye.

En sonunda biz para toplayıp istediğin tarzda alacağız diyorlar.

Yok. Kabul etmem.

O beş taş gelmezse bu iş olmaz. Taktım ben. Biz de normalde dışarıya kız vermek yoktur. Ben başka yöreden eşimi seçtim. İnat ettim. Karşılığı bu mu diye sinir oldum. Küplere bindim. Gittim kuyumcuya her kız gibi meraktan kaç para diye sordum.

Kuyumcu demesin mi ki..  Alıcıysan beş yüz, satıcıysan iki yüz. Bana bunu layık görmüş. Bana verdiği değere bak.  Ayıp be.. konuşmaları uzayıp gidiyor.

İşte sosyal medyanın ve dizilerin etkisi...

Evlilikte geldiğimiz noktaya bakar mısınız. 

Güler misiniz. Ağlar mısınız.

Bana sorarsanız kişilik, anlayış, dürüstlük, aile olabilmek için sağduyulu olmak en güzeli . Parasal şeyler gelip geçici. Huzur olmayınca neyleyim parayı pulu.

2019 yılında herkesin kalbinde, gönlünde, evinde, işinde, aşında, ''sevdikleriyle beraber'' tüm isteklerin sağlıkla gerçekleşmesi dileğiyle. Herkese güzel bir yıl diliyorum.

Mutlu yıllar.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları