Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Yavuz Selim DEMİRAĞ

Televizyonun gözyaşları...

İnsanlık tarihinde geliştirilmiş en kuvvetli silahın televizyon olduğuna dair düşünceye halen itiraz eden var mı? Psikolojik savaş ve propaganda üstünlüğünün tesisindeki mucizevi cihaza sahip olabilmek için az hayal kurmadık. Türkiyemizde tam 40 yıl önce yayına geçen televizyon yüzünden toplum hayatında meydana gelen değişiklikleri şöyle biraz düşünelim. Siyah-beyaz TRT günlerinden sonra renkli özel televizyon furyası 24 saat insan beyninde fırtınaların kopmasına sebebiyet vermiyor mu?
Türk milliyetçileri olarak her anlamda “milli Tv” için ne kadar hasret duyduğumuz bilmeyen var mı?
Haftalık Kurultay Gazetesi’ni inanarak ve dahası iman ederek günlük Yeniçağ Gazetesine dönüştüren inançlı ekibin televizyon yayınını layıkı ile yapacağından kimsenin şüphesi yoktu. Televizyon kuruluşlarını ayakta tutanın reklam geliri olduğunu yediden yetmişe hepimiz biliyoruz.
Yaklaşık bir yıl önce Yeniçağ Tv kervanını yola çıkarırken, “Türkmenin göçü yolda dizilir” inancı ile zaman içinde reklam gelirlerinin artarak maliyetin en azından yarısını karşılayabileceğini umud ediyorduk...
Değerli Okuyucular;
Televizyon yayıncılığı tabiri caizse vantuz gibi para emen ve doymayan bir iş... Bir taraftan “Her şey Türk için, Türk tarafından, Türk’e göre” diyecek, “gerçek ve tam bağımsız haber” cilik yapacaksınız, diğer taraftan vahşi kapitalizm, küresel sömürüye karşı savaş ilan edecek, Türkiye ve Türk Dünyası üzerinde oynanan oyunları ifşa ederek bozacak ve sonra küresel güçlerin kontrolündekilerden reklam bekleyeceksiniz. Bu biraz da eşyanın tabiatına aykırıydı. Ne AB fonlarından, ne Soros bağlantılı kuruluşlardan bir beklentimiz olamazdı. Ama açık söylemek gerekirse bizlerle aynı şeyleri düşünen imkan sahiplerinin de herhangi bir maddi katkısını göremedik.
Yeniçağ Tv’nin yayınına son verme kararını Ankara’da Sayın Namık Kemal Zeybek’in “Işığa Doğru” adlı doyumsuz programını çekerken bana tebliğ ettiler. Sanki ertesi akşam yayına girecekmiş gibi çekimi tamamladık. Kendi evladını diri diri toprağa gömen bir babanın duyguları ile saatlerce yayına son verme haberini kimseye söyleyemediğim gibi kendi kendime de tekrar edemedim.
Ateş çemberinden geçerken en yakın arkadaşlarını fikir mücadelesinde kaybetmiş, şehidlerini gasilhanede yıkayıp kefenleyerek tabutlarına omuz veren dostunuz olarak çektiğimiz acıyı tahmin edebileceğinize inanıyorum.
Perşembe günü saat 15.00’ten bu yana telefonla binlerce dost-okuyucu-izleyici aradı .Hüngür hüngür göz yaşı dökenler “anamızı-babamızı-evladımız kaybetmişiz gibi olduk. Ne olur yayına dönün. Hemen kampanya düzenleyelim” diye ağladılar.
Gelen mesajları dabir başka yazımda gazetemizin okuyucuları, televizyon izleyicilerimizle paylaşacağım...

Yazarın Diğer Yazıları