Temel Karamollaoğlu'ndan İdlib uyarısı: "Sadece kullanılmış oluruz"

Temel Karamollaoğlu'ndan İdlib uyarısı: "Sadece kullanılmış oluruz"
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Suriye probleminin sahada kazanılacak bir problem olmadığını belirterek uyarılarda bulundu. Amerika ve Rusya'nın birbirleriyle çatışmadan bu savaşa bizzat müdahil olabileceğini söyleyen Karamollaoğlu, "Biz sadece kullanılmış oluruz, şehit veririz." dedi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, İdlib konusuyla ilgili çarpıcı uyarılarda bulundu.

Karamollaoğlu, Suriye probleminin sahada kazanılacak bir problem olmadığını belirterek, "Kendi bekledikleri istikamette gelişmediği takdirde emin olun ki Amerika da Rusya da bu savaşa süratla bizzat müdahil olabilirler, birbirleri ile çatışmadan. Biz sadece kullanılmış oluruz, şehit veririz, şehit üzerinden kendi kendimizle çekişiriz, o kadar" dedi.

Karamollaoğlu devamında, "Fakat onların ötesinde adım atmamızı şu anda bu politikayla sağlamazlar. Onun için bizim bu bölgede yaşayan ülkeler olarak bir araya gelme mecburiyetimiz var. Zayıf da olsak bir arada bulunmamız bir güç ifade eder” diye konuştu.

Karamollaoğlu, İdlib’te güvenli bölge oluşturulması fikrine ise destek verdi. Karamollaoğlu sözlerine şu şekilde devam etti:

"Bizim teklifimiz şu gelinen noktada eğer Suriye içinde özellikle İdlib'i kastederek söylüyorum bir güvenli bölge oluşturulabilirse ancak bu güvenli bölge Türkiye'nin de, İran'ın da Suriye rejiminin de hatta Rusya'nın da dahliyle oluşturulacak bir güvenli bölge… Zaten oluşturulmuştu. Türkiye'nin de 18 tane gözlem noktası vardı.

BÖLGENİN HUZURLU KALABİLMESİ İÇİN...

Bu bölgenin huzur içinde kalabilmesi için biz bunu somut temellere oturtmaya, buradaki insanların hayat güvencesini teminat altına almaya belli bir süreçte de burada bulunan silahlı güçlerin silahsızlandırılmasına imkan verecek bir ortam oluşturmak mecburiyetindeyiz. Ben başka bir çıkış yolu görmüyorum. Suriye, ben buraya girerim burası benim topraklarım tamamına hakim olurum derse yapamaz.

Türkiye de burayı ben kontrol edeceğim derse buna da imkan vermezler. O halde bu birlikte yürütülecek hatta gerektiğinde Birleşmiş Milletler'in dahli sağlanabilir ama Birleşmiş Milletler şu anda ne yazık ki bu gibi kararları almada 5 kişiye dayanıyor. Birisi itiraz etti mi hiçbir şey yapamıyorsunuz."

"TÜRKİYE'Yİ HEDEF NOKTASINA GETİREN YANLIŞ POLİTİKALARDIR"

Suriye hadiseleri ve şu an İdlib’te yaşanan süreçle alakalı yıllardır sesimizi duyurmaya, derdimizi anlatmaya çalışıyoruz. Bu hadiseler bugünün meseleleri değil, rahmetli Erbakan Hocamız bununla alakalı uyarılarını yıllar evvel yapmıştı.Bugün Sn. Erdoğan’da dâhil herkesin ağzında Erbakan Hocamızın yıllar evvel söylediği “Suriye’den sonra hedef Türkiye’dir” sözü var. Şu hususa dikkatinizi çekmek istiyorum; Erbakan Hocamızın sözlerini söylüyorlar ama hocamızı tam olarak anlamıyorlar.  Bu söz AK Parti iktidarının destek verdiği Irak ile başlayan işgallerin Suriye'ye ardından Türkiye ve İran’a kadar geleceği uyarısıdır. Sonuçta Irak ve Suriye tarumar edildi.  Bugün Türkiye’yi hedef noktasına getiren ana unsur izlenen yanlış politikalardır. BOP ile başlatılan sürecin gönüllü ortağı olan bu iktidar, coğrafyamızın harap olma sürecinde aktör olmuştur.  Tekrar ediyorum BOP’u anlamak bugün yaşanan hadiseleri anlamak olacaktır. Bu projeyi anlamadan kimse Türkiye’nin nasıl hedef haline geldiğini anlayamaz!

"TÜRKİYE İLE İRAN'I KARŞI KARŞIYA GETİRMEK İSTİYORLAR"

Bir noktaya daha dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Merhum Erbakan Hoca Suriye’den sonra hedef Türkiye’dir derken bir hususu daha vurguluyordu. O husus Siyonizm’in Türkiye ile İran’ı savaştırmak, karşı karşıya getirmek istemesidir.  Biz yarım asırdır coğrafyamızda kirli emelleri bulunan mihrakların bu planlarına dikkat çekiyoruz. Şairin dediği gibi “Biz bağıracağız, birileri hiç, duymayacak, hep aynı hikaye, duyanlara selam olsun” Özellikle vurgulamak istiyorum; Bizim bu coğrafyada akl-ı selim ve diyalog ile çözemeyeceğimiz hiçbir meselemiz yok.  Yeter ki bir araya gelelim, sorunlarımızı aynı masa etrafında konuşabilelim.