Temeldeki harç...

Büyük Önder Mustafa Kemal, gerçek dava arkadaşlarıyla yola çıkıp önce Vatan’ın kurtuluşunu sağlayan, sonra da dar ve köhnemiş kalıpları çağdaş düzeylerin de üstüne çıkarma savaşıyla, Türkiye Cumhuriyetini kuran, O gerçek Milliyetçiler, kılık kıyafet devrimlerinden harf devrimine, çağdaş düşünsel ve yaşam anlayışıyla medeni düşüncenin tüm özelliklerini, Türk halkına anlatarak, farklılığı göstererek ve halkının algılama özelliklerine inanarak ve var olan kabiliyet ve cevherle, cumhuriyet ve medeniyeti,  birçok ülkeden sanki asırlar önce,  temele oturtmadı mı...
Bugün, demokrasi kavramı şayet kural ve ilkeli seviyelerde, batı ile yarışır görüntülere giriyorsa, o kurulan temeli her zaman düşünmek ve o temel harcı, asla unutmamak gerekmiyor mu...

***


O, gerçekten çağları aşan, akıl almaz devrimlerin, bugün özlemini ve hayalini kuran birçok ülkenin ne sıkıntılar çektiğini, günümüzde dahi nasıl göremeyiz. Nasıl bu gerçekleri göz ardı eder de, geçer gideriz!
O topraklar ki, bizden koparılarak, batı’nın işine gelen rejimlerle günümüze kadar despot ve totaliter rejimlere yönlendirilip, bu günkü kan revan ve toz duman karmaşasıyla hâlâ baş başa değiller mi?..
Türk halkı, bu acı gerçekleri her gün, her an izliyor, görüyor, görüntü ve sağduyusundaki algılamalarla mutlaka acılarda duyuyor... Ancak, toplumun bir şeyleri fark etmesi de gerekmez mi?

***


Medeniyetin getirdiği iletişim araçlarıyla, gözler önüne serilen tüm dünya gerçekleri, sanılıyor ki hep doğruları aşılıyor!
Halbuki, geriler mayın tarlası vari tuzaklarla öylesine süslenmekte ki, o tuzaklara kanıldığında, bunca verilen emek ve alın terleri neredeyse mazinin hayali olarak unutulmaya mahkum olacak!  Bizi, her alanda birlik ve beraberliğe taşıyan, geçmişte atılan ve bazı beyinlere sığmayan o müthiş temel harçların kudreti, bizleri bu özgür demokrasi kavramıyla günümüze getirmedi mi?

***


Günümüzde göze batan dikenler, açık-gizli görüntüler, hayretle izlenen ve gözlenen durumlar, özellikle bizim gazetede olduğunca ve en sade biçimde sergileniyor...
Örneğin, Sayın Altemur Kılıç ağabeyimizin 19 Eylül Pazartesi günkü ilginç yazısında aynen,  “Son olarak Milli Eğitim Bakanlığı’nda olanlar ve bundan sonra olacaklar... Ümmetçi, ‘anti-laikçi’ Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, göreve gelince bakanlığa ‘neşteri’ vurdu. Yürürlüğe giren Kanun Hükmünde Kararname gereği, ‘Milli Eğitim Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun’ yürürlükten kaldırılarak, bakanlık merkez teşkilatlanması yeniden yapılandırıldı. Yapılan değişiklik ile bakanlığın görevleri arasından Milli Eğitim ‘sivilleşti’...
‘Atatürk milliyetçiliğine bağlı vatandaş yetiştirme’ ve ’Milli güvenlik siyasetine bağlı olma’ kuralı kaldırıldı.
Çünkü ‘milliyetçilik’, anlaşılan, Sayın Bakanı rahatsız ediyor... Tehlike laik ve milliyetçi Türkiye Cumhuriyeti’nin batması tehlikesi!..”, diyorlar...

***


Her kelime üzerinde, her Türk’ün düşünmesi, gerçekleri hatırlaması, hatırlamak için bilmesi, bilmiyorsa Türkiye cumhuriyetinin kuruluş temel harcındaki o kültürü, bir değil bin kere öğrenmesi, nesillerine öğretmesi gerekiyor...
Bu özgür temel harçta, cumhuriyet var, hürriyet var, demokrasi var, Türk milliyetçiliğinin bayrağı ve hür yaşama sevdası var... Özgürlük ve Türk medeniyetinin sonsuza kadar yükselme ve yücelme sevdası var...Ne yazık ki bu var olan yaşamsal varlıkları, göz ardı etmek de var ya!..       
Halbuki, Mustafa Kemal’in düşünsel medeniyet harcı, Türk kültürünün  temeldeki tek gerçek varlığıdır.    


Temel harç...

Temel harcı asla unutma!
Hürriyet ve özgürlük
Büyük sevdadır...
Vatan, Millet ve Bayrak,
O ve ecdadından sana
Sonsuza dek, tek ama tek mirastır...

Yazarın Diğer Yazıları