Terör-siyaset; kanlı çelişki!..

Birbiriyle çelişkili dehşet verici haberlerin gazetelere sıklıkla manşet olduğu nadir ülkelerden biridir Türkiye...
"Kötü haber iyi haberdir" mantığının iyice yerleştiği bu memleketin gazetelerinde, millete huzur vadeden, halkı güldüren, kitleler için umut yüklü tek habere rastlayamazsınız...
Bölücü terörün 40 yıldır millete kan kusturduğu bu ülkede, gazete sayfalarından-televizyon ekranlarından kan damlamayan neredeyse tek gün olmadı...
Çünkü şiddet haberlerindeki derin çelişkiyi kışkırtan ana unsurlardan biri de, siyasallaşmış terörün iki ucundan savrulan çarpıklıklardır...
Bir zamanlar FETÖ'yü aklayan, Zaman gazetesiyle aynı manşetleri (!!!) atan, şimdilerde Andımız'a bile sırtını çevirirken, ayrılıkçı-gerici siyasal ittifakları körükleyen, sözde solcu gazetelerin sinsiliği dışında; medyanın birçoğu dün şiddet-siyaset ikilemindeki çelişkiyi anlatan iki önemli habere aynı pencereden bakmıştı...
İşte çok düşündürücü o haberlerden ilki HDP'ye kapatma davası iddianamesiydi...
40 yıldır terörü durdurmayan PKK'nın, bizzat parti yöneticilerince vurgulanan -"Öcalan'ın siyasi projesi"- HDP'nin kapatılması iddianamesindeki vahim belgelere dikkat çekilmişti dünkü manşetlerde...

 

"Öcalan'ın projesi" kıskaçta...
 

HDP'ye kapatma davasıyla ilgili 609 sayfalık iddianamede dehşet verici suçlamalar var...
Sanki bir siyasal partinin icraatları değil de, bir şiddet sarmalının sayfaları resmedilmiş iddianamede!..
Demirtaş'ın "HDP, Öcalan'ın projesidir" sözleri baş sayfaya alınmış iddianamede...
Israrla, "HDP, PKK'nın partisidir" demiş savcı....
Kobani iddianamesi, hendek saldırıları ve 6-8 Ekim olaylarının kanlı sonuçlarının da sıralandığı suçlamalar gerçekten çok sarsıcı;
"- HDP, devletin ülkesi ve milletiyle, bölünmez bütünlüğüne aykırı eylemlerin odağı oldu...
- HDP'liler bugüne kadar ısrarla PKK'ya 'terör örgütü' ve elemanlarına da 'terörist' diyemediler.
- Etkisiz hale getirilen terör örgütü üyeleri 'şehit' olarak adlandırıldı...
- HDP ile PKK/KCK arasında bir fark yoktur... HDP halka değil, PKK/KCK'ya hesap veren, terör örgütünün siyasi görünümlü uzantısıdır...
- HDP, hiçbir millî meselede devletin yanında yer almamıştır...
- HDP, Gara'daki katliamı gerçekleştiren terör örgütünü her zaman olduğu gibi kınamamıştır...
- Yüzlerce çocuk HDP teşkilatlarınca ailelerinden koparılarak dağa kaçırılmıştır...
- Toplumun huzur ve güveni için HDP'nin temelli kapatılması hukuksal zorunluluktur."

 

HDP, PKK, demokrasi!..

HDP iddianamesinin gazetelere manşet olduğu gün, Türkiye'nin terörle mücadelede son aylarda aldığı sonuçlarla ilgili dehşet verici rakamlar da medyaya yansımıştı...
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 18 Mart Şehitleri Anma Günü dolayısıyla Ankara'da şehit ailelerine seslenirken, terörün son aylardaki sinsi çabalarına da dikkat çekmişti...
Soylu'ya göre, PKK en çok dış destek aldığı dönemi yaşamasına rağmen, yurt içindeki silahlı terörist sayısı 300'ün altına inmiş, örgütten kaçarak teslim olanların sayısı ise zirve yapmış...
Trabzon'da PKK'lılarca katledilen "Eren Bülbül" adına başlatılan operasyonların 11 ayrı bölgede devam ettiğine dikkat çeken Soylu şu bilgileri vermiş;

"Yılbaşından bugüne kadar 121 PKK'lı teröristi etkisiz hale getirdik... PKK'nın 26 terör eylemini engelledik... 4 kişi örgüte katıldı. 878 kilogram patlayıcı ele geçti. Yine yılbaşından beri 63 mayın ve 167 el bombası ele geçirildi."
Terör-siyaset ikilemindeki vahim gelişmeleri ve çelişkiyi duyuran iki habere niçin dikkat çektiğimizi herkes anlamış olmalı...
Selahattin Demirtaş'ın "Öcalan'ın projesidir" dediği HDP de, savcının "HDP'ye talimat veriyor" dediği PKK da aynı ideolojinin içerisinde ve ne yazık ki siyaset-şiddet çelişkisinin ortasında faaliyetini sürdürebiliyor bu ülkede...

Güneydoğu huzur istiyor...

Evet; siyasal partilerin kapatılması demokrasiye aykırıdır ama; söyler misiniz, HDP bu vahim çelişki içerisinde bocalayarak, şiddeti reddedetmeden, demokrasiyi nasıl savunabilecek acaba?..
Ne dersiniz; PKK terörü sürerken ve "Öcalan'ın heykelini dikeceğiz" diyenler demokrasiyi kullanarak siyaset yaparken, Türkiye, şiddet-siyaset iş birliğinin dayattığı takiyeli kısır döngüden kurtulabilir mi?..
Ayrılıkçı siyaseti dayatanlar da, medyadaki-muhalefetteki kripto destekçileri de net olarak anlamalıdır;
Kürt kökenli yurttaşlarımız da, Güneydoğu'da ve tüm Türkiye de terörden-şiddetten-öfkeden çok yoruldu artık...

Yazarın Diğer Yazıları