Terör Uzmanı Abdullah Ağar'dan Suriye yorumu

Terör Uzmanı Abdullah Ağar'dan Suriye yorumu
Tsk’nın Fırat Kalkanı operasyonunu değerlendiren güvenlik ve terör uzmanı Abdullah Ağar, “IŞİD kendi inancına göre şuanda bir kıyamet savaşı yapıyor. Bu özellikle kurulmuş bir örgüt” dedi.

Terör örgütü PKK’nın Suriye kolu PYD’nin Suriye’deki kirli planı, Cerablus-Azez hattında ABD ve Rusya’nın stratejisine dikkat çeken Abdullah Ağar, kan içindeki bu ülkede tezgahlanan oyunu değerlendirdi. Ağar, “YPG’nin üzerine gidilirse operasyon nereye kadar iner?” sorumuza şu yanıtı verdi:

3 yayın organı

“IŞİD’in kıyamet öncesisavaşı yapacağına inandığı yer Dabık, Menbiç, Cebi, Mare-bab ve derinlikleri bizim Amik ovamız IŞİD’ın AMAG’ı” diyen Abdullah Ağar, Türkiye’nin Fırat Kalkanı operasyonuyla bir eşek arısı kovanına daldığını söyledi. Ağar, şöyle devam etti: Menbiç, Cebi Dabıg, Amik (Amaq), IŞİD’in Melhame-i Kübra dediği Türkçe’de kıyamet öncesinde yaşanacak çok büyük ve çok kanlı savaş olarak karşılık bulan Yahudi ve Avenjelik literatüründe özellikle Hıristiyanlarda Armagedon olarak tanımlanan ve gelecekte yaşanacak olan savaşla doğrudan ilgilidir. Burada önemli olan ise bu savaşın olup olmayacağı değil, IŞİD’in bu savaşı yapacak olmasına inanmasıdır. İşte tam da burası mızrağı soktuğumuz yerdir. Konuyu daha iyi anlamak için parametrelerden yola çıkmamız gerekiyor. IŞİD’in 3 yayın organı var.

Kıyamet savaşı

DABIK (DABIQ) Bu derginin adı IŞİD için çok anlamlı. Çünkü IŞİD Dabık’ta kıyamet öncesi çok büyük ve kanlı bir savaş olacağına, kazanacağına ve sonra da İstanbul’u fethedeceğine inanıyor. Doğ- ruluğu belirsiz olan bir olgudan yola çıkıyor çünkü İslam dininde gaybı yani bilinmezi sadece Allah bilir. Bazı hadislere dayandırdığı bu dogmasını yaşamak ve yaşatmak için hazırlık yapıyor. Bu da mehleme-i Kübra olarak tanımlanıyor. Dabık Menbiç cebinin içinde. Mare’nin hemen 10-15 kilometre kuzeydoğusunda.

Anlamı derinlik

Bab’ın ise kuzey batısında. Diğer derginin adı ise AMAQ. Yani Amik. Amik ovasından geliyor. Amik Arapçada derin, Amaq ise derinlik anlamına geliyor. IŞİD terminolojisinde bu derinlik bizim Amik ovasından başlayıp Menbiç cebine yani Dabık’a orandan ise Rakka ve Deyrizor’a doğru uzanıyor.

Kitab-ı Mukaddes’te var

Bu derinlik askeri strateji ile birlikte ele alındığında daha da anlam kazanıyor. İlginç bir şekilde IŞİD’in mehleme-i Kübra dediği bu kavrama Yahudi ve Avenjelik inanışında da rastlanıyor İbrance’de Har-Megido, Megido dağı olarak anılan bu yer Tel Aviv’in 90 kilometre kuzeyinde var olan yer olarak tanımlanıyor. Kitabı Mukaddes’te (16:16): “Ve O, onları hep birlikte İbranicede Armegeddon denilen yerde topladı” deniliyor. IŞİD’in yeniden çıkartmaya başladığı bir diğer derginin adı ise Rumiyah. Yani, Roma. Derginin ilk sayısında ne yazıyor: “Dergimizde isim olarak tercih ettiğimiz Dumiyah (Roma) ismi, Allah Resulünün kıyamete yakın fethiyle bizi müjdelediği yerin ismidir. Rabbimizden istediğimiz, bu beldeyi ve ondan daha önce fethedilecek olan Konstantiniyye (İstanbul) fethini bize nasip etmesidir.”

TSK kudretli mızrağını sokunca örgüt küçüldü

Abdullah Ağar, IŞİD’in sözde lideri ve sözde halifesi Bağdadi’nin Kuzey Suriye’deki çatışmalar sırasında ortaya koyduğu bir çıkışta, bayraklar 80’e ulaştığında Malhame-i-i Kübra’nın başlayacağını söylediğini kaydetti. IŞİD’n Kafir, Tağut, Rafizi, Peşşeytan, Hizbulat, Ateistler olarak tanımladığı güçlerin bayrak sayısına bakıldığında bu rakama oldukça yaklaşıldığını belirten Ağar, şunları söyledi:

80 sayısının sırrı

“Zira sadece koalisyona dahil olan ülke sayısı 68. Bu 68 bayrağa İran’ı, Lübnan Hizbullah’ını, adı geçmeyen diğer ülkeleri eklediğinizde bu sayıya oldukça yaklaşılmış oluyor. Hatta yerel ve bölgesel güçleri de eklerseniz fazlasıyla aşıyor. IŞİD’in bu bayrak sayısı ile ilgili muhataplarını nasıl tanımladığı bilinmez ama biraz şamata aman sakın ha 80’i aşmamak gerekiyor.” Bu durumun Türkiye ve mızrağını Menbiç’e sokan TSK’yı fazlasıyla etkilediğini ifade eden Abdullah Ağar, şöyle devam etti: 2003 işgaliyle varlığı(Cemaat el Tevhid vel Cihad) olarak görülmeye başlayan o günden beri biriktirdiği saha tecrübesini, pratiğini ve aklını Fırat Kalkanı operasyonunda ortaya koyan IŞİD, TSK’nın kudreti karşısında önce küçüldü ve mikrolaştı, alana dağıldı, çekildi sonra da oynak terör üretmeye ve vurmaya başladı. Önce YPG-PKK’yla eş zamanlı güdümlü bir tank savar roketiyle tankımız vuruldu. Daha sonra düzenlediği bir intihar saldırısıyla 14’ü Suriyeli Türkmen’i, 5’i de ÖSO mensubu olmak üzere 19 kişiyi katletti. Artık anlaşılması gereken bir gerçek var:

Kendi planları var

Güneye indikçe mücadele daha da sertleşecek. Daha da azgınlaşacak. IŞİD bu gibi durumlarda oynak daha önce açıklamaya çalıştığımız gerekçelerle mümkün olan her türlü etki-güç-inisiyatif imkan ve kabiliyetini kullanarak dayanmak isteyeceğini görmek gerekiyor. Çünkü bu IŞİD için çok güçlü bir dogma, çok güçlü bir inanış, çok güçlü bir motivasyon aracı. Burada IŞİD’in yığınaklanması önem kazanıyor.