Tersine dünya, yalan dünya

Türkçemiz çok zengindir veya idi, “arı Türkçe” çıkmadan önce “zengindi”... Güzel kavramlarımız, özdeyişlerimiz vardır! Bizde boş laflara “laf-ı güzaf” bazı konularda boşuna çabalara, “abesle iştigal”, “bile bile lades” denir. Bugün, bazı önemli konularda olup bitenlere, bu sözler çok uyuyor. En hayati konularımızda, kendimizi aldatmakta devam etmemiz, “kara mizah” örnekleri! “Maskaralık!” demeye dilim varmıyor!
Sıralayalım:
* Avrupa Birliği’nin ne olduğunu, ne yapmak istediğini yaptıklarından, somut delilleriyle biliyoruz! “Güneydoğu-Kürt” konusunda ve mesela 301. madde ve Kıbrıs konusunda ne yaptıklarını ne yapmak istediklerini ve bizi, “aç kapı” sürecinde değerlerimizden ve savunmamızdan soyutladıktan sonra, tam üye yapmayacaklarını da biliyoruz! Sözde aydınlar da, “işbirlikçi hainler” de, muhakkak biliyorlar... Eğer AKP İktidarı bilmiyor da, bu çıkmaz yolda yürümekte ısrar ediyorsa, buna “gafletten” öte, ne demeli!
* Güneydoğu-Kürt sorunundaki asıl gerçekleri, oyunlar biliyoruz. Tarihteki ülkemizi bölmek oyununun bugün devam ettiğini de biliyoruz... AB’nin, ABD’nin, kendi çıkarları için, “Büyük Kürdistan” istediklerini, desteklediklerini, PKK’ya yardım ettiklerini, bu eşkıyalarla mücadeleyi savsakladıklarını ve bizim mücadelemize engel olmak istediklerini de biliyoruz!
* Nihayet ABD’nin de gerçek dostumuz müttefikimiz, olmadığını da biliyoruz...
* Kendi içimize dönelim: AKP’nin ne olduğunu ve takıyelere rağmen ne yapmak istediklerini de, biliyoruz... Eğer hâlâ anlamamışsak buna da yakışan bir deyim var, ama söylemeye, dilim varmıyor!
Bütün gerçeklere rağmen hâlâ bölücülerle uzlaşma, siyasi çözüm, Barzani’den, Talabani’den, PKK’ya karşı yardım bekleniyor. Ve maalesef Komutanların da katıldıkları son MGK toplantısından sonra yayınlanan bildiride; “Irak’taki tüm gruplarla ve oluşumlarla temas kurulmasından” söz ediliyorsa, hayret ki hayret!
DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, haklı olarak MGK bildirisinin ve hele “Barzani tarif edilmişse” bunların kendisini tedirgin ettiğini söyledi!
Tedirgin olmak ne kelime; “Bile bile lades”... Bu yeni Kürt açılımları, bölücülere ve hasımlarımıza bu mücadelede aczimizi itiraf anlamına geliyor. Gene Sezer “eğer öyleyse, Türkiye’yi yönetenlerin başına gök kubbeyi yıkarız” dedi... Benden de “âmin”!
Ben, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 301. madde hususundaki mücadelesini tebrik ederken, DTP/PKK’lı Hasip Kaplan’a el uzatmasını çok yadırgadım. Bu da “bile bile lades!” MHP Başkan Yardımcısı Recai Yıldırım, “Bu jest, Birinci Meclisin ruhuna, yani Türklerle, Kürtlerin, omuz omuza, oldukları ruha uygun” demiş... “Laf-ı Güzaf” . Tabii kimse kardeş kavgası istemez Sayın Yıldırım, ancak o dönemin altından, çok ihanet suları geçti! O “değirmenin suları” nereden?
En arzu edilmeyen şey, Kürt vatandaşlarımızla kanlı çatışmalar çıkması... Pek iyi, bu çatışmaları kim fitilliyor, kim organize ediyor? DTP kılığındaki PKK’lıların söylemleri, Türkiye’nin her yönüne yayılan DTP/PKK’lıların, “Biji APO” nümayişleri ve bombalı eylemleri! Bunlar da mı Ergenekon işi!
Güneydoğu’dan her gün yeni şehit haberleri gelirken Sakarya-Adapazarı’nda, DTP’liler PKK toplantısı yapıyorlar, “şehitlerine!” saygı duruşu yapıyorlar, meydan okuyorlar! Eğer oradaki halkımız bundan tedirgin oluyorsa ve protesto için şehit yakınlarıyla birlikte organize olmuşlarsa bu “provokosyon” mu? Asıl kışkırtma kimden? Söyleyeyim: Asıl “büyük provokasyon” DTP’lilerin şu sırada Mecliste olmaları ve hiç de “Türk” olmayan Ahmet adlı şahsın pervasızca meydan okumaları!
İntak-ı hak
“İntak-ı hak” diye bir sözümüz de vardır. Yabancıların “şairane adalet” dedikleri, hakkın yerini bulması! DTP Genel Başkanı Nurettin Demirtaş askerlikten kaçmak için sahte “çürük raporu” düzenlemiş. Şimdi kanun gereği askerlik görevini yapmak üzere, Jandarma Komando eğitimi görmek üzere, “vatani” görevini yapacak, bölücülerle nasıl mücadele edileceğini öğrenecek ve “zoraki” İstiklal Marşı söyleyecek! Buna nasıl itiraz edilebilir? Ama göreceksiniz, bizim liboş aydınlar, kanunun yerine getirilmesine karşı çıkacaklardır. Merak ediyorum neresinden tutacaklar, “tutturacaklar”. Nurettin Demirtaş’a, bundan daha yerinde ceza verilemezdi!
- Tarihten günümüze istikamet nereye...23 Aralık 2013 Pazartesi 00:00
- Demokrasi ve özgürlük16 Aralık 2013 Pazartesi 00:00
- Ebabil kuşları ve Atatürk19 Kasım 2013 Salı 00:00
- Bir zamanlar örnek bizdik!..10 Kasım 2013 Pazar 00:00
- Dalyaya 10 kaldı...29 Ekim 2013 Salı 00:00
- TV, Türkiye’ye arka kapıdan giriş yaptı!16 Ekim 2013 Çarşamba 00:00
- Kimin bayramı!..15 Ekim 2013 Salı 00:00
- Dert mi ararsın?05 Ekim 2013 Cumartesi 00:00
- Bir dertleşme27 Eylül 2013 Cuma 00:00
- Gündemdeki Paşa...16 Ağustos 2013 Cuma 00:00
- Kimler bayram ediyor!..10 Ağustos 2013 Cumartesi 00:00