Toplu saldırı!

Askerlerin bir lafı vardır "Bazı konularda karar vermeden önce kafan mutlaka yastık görmeli". Bunu mekânı cennet Demirel biraz değiştirmişti: "Doğmamış çocuğa don biçme." Mansur Yavaş'la ilgili son iddialar karşısında biraz bekleme kararı aldım. Yavaş'ın dünkü basın toplantısından sonra kumpasa uğratılan kendisi kanısına vardım. AK Parti madem bu davayı biliyordu, ortaya atmak için Mehmet Özhaseki'nin servet beyanının istenmesini mi bekledi.

Vatandaşın ekserisi, Yavaş'ın avukat olduğundan bile habersiz. Pek çoğu yeni öğrendi. Hükûmet Sözcüsü Ömer Çelik'in "olay aydınlansın" deyip arkasından "bip at izi kalsın" laflarını kullanması manidar. Yargının bu ithamdan sonra vereceği kararı merakla bekliyorum. Kaba taslak ithamlarla "kim kimi dolandırdı"nın cevabını almak bir dahaki seçime kadar sürer. Tabii birileri çıkıp "hızlandırın" baskısı uygulamazsa.

Gözü bağlı adalet

Malum, son anketler de gösteriyor ki, adalet terazisinden kaygılananların sayısı artmakta. Hele FETÖ'yle ilgili işler ayyuka çıktıktan sonra.

Ben yine bilinen bir sözü tekrarlayıp noktalayacağım; "Adaletin gözü niye bağlıdır?" Haydi cevabını da yine ben vereyim; "Karar objektif olsun, tanıdık birilerinin lehine çıkmasın." diye.

***

Skandal ötesi

Tarafsız Bölge'de yanlılık tavan yaptı. Kendini gazeteci zanneden biri parti sözcülüğü yapmakta. Bu kez hem savcı hem hâkimliğe soyundu. Kendisiyle aynı düşüncede olmayan bayan katılımcıya etmedik hakaret bırakmadı. Kadıncağız önce Ahmet Hakan'a "Müdahale edin" çağrıları yaptı. "Ben ne yapabilirim?" karşılığını alınca çareyi stüdyoyu terk etmekte buldu.

Diğeri

Bir başka konuk Orhan Bursalı, "Nereden geldim buraya?" diyerek isyan etti.

Kendi tanımlamasıyla "Ak Parti sempatizanı avukat", Alaaddin Varol'u da yabana atmayalım. Meslektaşı olan CHP Milletvekili Zeynel Emre'yi susturmak için her türlü arızayı çıkardı.

Ahmet Hakan'a

Şimdi de Ahmet Hakan'a sesleniyorum. O hâle geldi ki, acaba kendini tanıyabiliyor mu? Tarafsızlık neresinde kaldı? Eline çağrılacakların listesi tutuşturulan biri kendine moderatör diyebilir mi? Coşkun kendini bitirdi. Yerinde olsam programın adındaki "Tarafsız" kelimesini hemen atarım. Taraflı'yı monte etmese bile şimdilik "Serbest Bölge" fena durmaz!

Garip bir parti

CHP Sözcüsü Faik Öztrak'ın son açıklamaları skandallar zincirinin yeni halkaları oldu. İlk bilgilendirmesinde "Edremit Belediye Başkan adayımız Selman Arslan'ı kesin ihraç talebiyle Disiplin Kurulu'na sevk ettik dedi." Aradan birkaç saat geçmeden düzeltme yaptı:

"İlk açıklamam sehven oldu. Disipline sevk edilen, Selman Arslan değil, Akçay'ın eski Belediye Başkanı Cahit İnceoğlu'dur."

CHP gerçekten tuhaflaştı. Olayı araştırmadan, doğru dürüst incelemeden "Zıp diye çıkış yapıyorlar." Sonra da ters köşe oluyorlar. Bu kaçıncı şişme?

Madem özlü sözlerle başladık, yine onunla tamamlayalım: "Gırtlak dokuz boğum. Sekizini yut, birini söyle."

İyi işler

TRT Müzik'in kaliteli yapımlarından biri İstanbul'dan. Bu kez sıra TSM'deydi. İsim olarak "Dededen Toruna" kullanılmıştı. Ahmet Rasim Bey ve Osman Nihat Akın'la açılışı yapıldı.

Mesud Cemil Stüdyosu'ndaki canlı yayında bu defa davetlileri de süzdüm. Aşağı yukarı aynı yüzleri fark ettim. İçlerinde Dr. Göktan Ay'ı görüp mutlu oldum. İTÜ Konservatuvarı'nın en çalışkan üyelerinden Göktan Hoca'ya bu vesileyle saygı ve sevgilerimi yolluyorum.

TRT'nin başarılı solistlerinden Ayşen Birgör'ün kıyafetine ise bayıldım! Kızcağızı eleştire eleştire sonunda tesettürlü hâle getirdiler. Tabii ki, şaka yapıyorum...

Hacı Taşan Gecesi

Harman Yeri de canlı yayınlandı. Kırıkkale, en başta da Keskin ilçesi ileri gelenleri programdaydı. Anılan Hacı Taşan olunca bu da doğaldı. Katkı sağlayanlardan biri Gülşen Kutlu idi.

Şimdi yazacaklarım şef Ömer Hayri Uzun'a. Geçen hafta stüdyoya asılan büyük posterleri fazla abartılıydı. Kim müdahale ettiyse, yerinde hareket diyorum...

GÜNÜN SÖZÜ

ATATÜRK DİYOR Kİ...

Bir toplum, cinslerden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini elde etmesiyle yetinirse, o toplum yarı yarıya zayıflamış olur. Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların sebebi, kadınlarımıza karşı ihmal ve kusurdur.

Yazarın Diğer Yazıları