Trabzonspor'da efsane dönemi hatırlatanlar...

Benim gibi yaşı Trabzon'un plaka numarasına varanların çoğunun bir çırpıda; "Şenol-Turgay-Necati-Kadir-Cemil-Ali Yavuz-Bekir-Hüseyin-Ali Kemal-Necmi-Ahmet" diyerek sayabildiği, 8 yılda 6 şampiyonluk kazanmış Efsane Trabzonspor aradan geçen 35 yılın üzerinden son zamanlarda yeniden hatırlanmaya başlandı.

"Hatırlayana değil, hatırlatana bak" boşuna dememişler!

Az önce sıraladığım efsanelere, Serdar, Güngör, Hüsnü, Necdet, Cengiz, Levent, Büyük Bülent, Küçük Bülent gibi daha nicelerini de ekleyerek kendine özgü ile başarının yakalandığı günleri hatırlatanlar mı kimler?

Bugünün Yusuf Yazıcı, Hüseyin Türkmen, Abdulkadir Ömür, Batuhan, Abdulkadir Parmak, Murat Cem'i ve onların ardına dizilmiş sıranın kendilerine gelmesini bekleyen onlarca "Taşı toprağı futbol" Trabzonlu genç yetenekler…

Ama öyle veya böyle, ya da içine düşülen zor şartların mecbur bıraktığı tercihler! Her ne derseniz deyin, başında "kulüp başkanı" diye yer alan Ahmet Ağaoğlu ile "teknik direktör" diye bulunan Ünal Karaman'ın "İşte size fırsat. Yürümek yetmez koşun koşun" diye yol verdikleri gençlerin bugün sadece Trabzonspor değil, Türk futbol camiasına hatırlattıkları öyle "az buz" şeyler değildir.

Türkiye'nin en üst düzey futbol liginden çok, "lejyonerler ligi"ni hatırlatan ve adına Süper Lig denilen organizasyonunun içinde ya da dışında bulunanlara hatırlattıkları o kadar çok unsur var ki!

"5 dolara muhtaç Türk ekonomisinden milyonlarca dolarlı yabancılara akıtmaya gerek yok" dedirtecek derecede ki ekonomik unsur…

"Bu lig Türk futbolcuları ile de güzelleşir, heyecanlı olur" dedirten futbolun sergilenmesi...

İzlendiğinde; "Bana her şey seni hatırlatıyor" diyecek kadar Türkiye ve Türk'e ait olması…

Ez cümle; bugünkü Trabzonspor, dünkü güzel gerçekleri her türlü kaosun içine gömülmüş Türk futboluna yeniden hatırlatmaya başlamıştır. Özellikle de ekonomik anlamda içine düşülen borç batağından "Yerli malı, yerli malı. Her Türk onu kullanmalı" sloganı ile çıkılmasından başka yol olmadığını göstermişlerdir.

Aslında Altınordu kulübünün bir alt kademe yıllardan beri sergilediği benzer kurtuluş reçetesi vardı. Ama alt yapısından gelenlerle şampiyonluk kazanarak marka olmuş Trabzonspor'un  bu reçetenin ne kadar sağlıklı olduğunu hatırlatması çok daha kolay oluyor.

Şimdi sıra, Süper Lig'in Türkiye'ye tam olarak ait olduğunu hatırlatmak için başta İstanbul'un 3 büyükleri olmak olmak üzere tüm kulüplerimizdedir. Tamam hemen değil. Ama her yıl kademe kademe azaltma yaparak 4-5 yıl sonra ilk 11'lerin hakimiyetinin Türk futbolcularda olduğu bir ligi süper futbolcu ve futbol izleyerek izleme hedefi için hemen yola çıkılmalı.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları