Trabzonspor'un seyir defterinden!

Avrupa Kupası maçına 2, Süper Lig'in başlamasına 3 hafta kala Trabzonspor'un seyir defterinde neler var? Ve de nasıl gidiyor?

Hiç şüphesiz ilk sırada "Gidecek-Gidiyor" işinin bir türlü "Gitti" haline dönüştürülememesi yatıyor.

Yusuf Yazıcı'nın 'gitmek istiyorum', Ahmet Ağaoğlu'nun 'Getir 20 milyon Euro'yu git', taraftarın da 'gitsin-kalsın' şekliyle ikiye bölündüğü bir sürece ne zaman nokta konacağı bile henüz belli değil.

Ama görünen o ki, Yusuf gitmekten, kulüp satıp para kazanmaktan, taraftar da kararsızlıktan yana bir tavır içinde.

Olması gereken ne?

Lille 15 milyon Euro veriyor. Trabzonspor 20 milyon istiyor. İş bayram öncesi kurban pazarlığına mı kalıyor ne? Yani ikisinin ortası; "17.5 milyona bu iş tamamlanır." Genel kanaat de bu yönde zaten.

***

İkinci sırada, o olmadığı zaman sergilenen oyunun ne kadar mükemmel olursa olsun işe yaramadığı gol atma işi! Bu işi geçtiğimiz sezon dört dörtlük yapamasa da, alınan galibiyetlere hatırı sayılır ölçüde katkısı olan Rodallega yerine getirmişti. Şimdi o yok! Ekuban da zaten dolgu malzemesi! "Gelsin santrafor" denilerek yapılan transfer arayışı Trabzonspor'un olmaz ise olmazıdır. Çünkü bir takım her mevkisi ile dört dörtlük çalışacak, ama meşin yuvarlağı ağlara yuvarlayacak adam eksik olunca, puanlarda aynı şekilde eksik kalacaktır. Trabzonspor için birinci derecede aciliyet gereken bu mevkiye ihtiyarlamaya yüz tutmuş Alman Gomez bile alınsa yarar getirir. Ama bu işi hazan mevsimini yaşayan Gomez'e de bırakmak ne derece doğrudur?

***

Üçüncü sırada ise; Sparta Prag'ı elemekten başka yol olmaması yer alıyor.

Trabzonspor, Avrupa kupasında güçlü Çekya temsilcisini öyle veya böyle elemek zorunda. Elemediği takdirde hem Avrupa kaybı olacak, hem de daha sezona başlamadan moral bozukluğunu kucağında bulmuş olacak. Demek istediğim o ki, Sparta Prag maçı sadece bir Avrupa Kupası maçı olmayacaktır. Elerse olumlu, elenirse olumsuz artçı sarsıntılar yaşanacaktır.

***

Dördüncü sırayı da iki güzelliğe ayıralım. Uğurcan, Yusuf, Abdulkadir'ler, Hüseyin, Arda derken, kadronun yerli oyuncularda ümit milli takım seviyesine indirilmesinin gelecekte meyveleri bolca toplanacaktır. Ancak bu gençlerin mutlaka az veya çok oynamasının sağlanması da ayrı bir sıkıntı olarak kapıda bekliyor.

Güzelliğin sonuncusunu kulüp müdürü Sinan Zengin'in fikrinden çıkan Keşanlı forma ve bu formayı özellikle sosyal medyaya aktörlük yapacak deredeki çabaları ile taşıyan başkan Ahmet Ağaoğlu'nu tebrik etmeye ayıralım. Trabzonspor son yıllarda ilk kez kamuoyunda bu kadar ilgi ve yer bulabildi. Şimdi yapılacak bu ilginin devamını sağlamaktır.

 

Yazarın Diğer Yazıları