TRT’nin “defin” açıklaması...

“TRT Genel Müdürlüğü” imzasıyla bir açıklama gönderildi. Açıklama aynen şöyle:
“Sayın Bulut; TRT Mısır muhabiri, Metin Turan’ın Mısır’da yaşadığı acı olaylar sırasında göndermiş olduğu tweette, kendisiyle ilgili bir isteğini yorumlayıp; TRT kurumu hakkında gerçek olmayan yorumlar yaparak kamuoyunu yanılttınız.
‘Sahi Türklükten istifa eden kimdi?’ başlıklı yazınızda, Metin Turan’ın ölümü hissettiği bir anda kendisiyle ilgili defin isteğinden siyasal sonuçlar çıkarmanızı ve gözaltındaki bir meslektaşınıza yönelttiğiniz suçlamaları vicdani bir sorun olarak yorumluyoruz.
Metin Turan’ın şahsıyla ilgili bir niyetiyle, TRT yönetimi arasında bağ kurup; ‘TRT zihniyetiyle’ ilgili yorumlarınız ise tamamen gerçek dışıdır. 
Her şeyden önce TRT Mısır muhabiri Metin Turan bugüne kadar birçok basın kuruluşunda çalışmış, profesyonel bir gazetecidir.
Metin Turan üzerinden TRT yönetimi hakkında yaptığınız yorumlar ise hukuki sonuç doğuracak niteliktedir.
Her görüşten 7 bin 500 kişinin çalıştığı TRT kurumunda; bizler insanları, fikirleriyle sınıflamak yerine ürettikleri değerlerle niteliyoruz.
Canı pahasına habercilik yapan bir gazetecinin ‘son isteği’üzerinden TRT kurumuna yönelttiğiniz haksız isnatların, yalan ve yanlış olduğunu belirtiriz.”

 


Milli vicdan ne olacak?

TRT muhabiri Metin Turan, camide mahsur durumdayken bir vasiyette bulundu ve  “Bana bir şey olursa beni Gafir Mezarlığı’nda Mustafa Sabri Hazretleri’nin kabrine defnedin” dedi.
Bunun üzerine yazdığım iki yazıda, özetle şu bilgileri verdim: “Mustafa Sabri, Kuvayi Milliye’cileri ‘kudurmuş haydutlar’ olarak gösteren bir bildiri yayınladı. Hükümet bu bildiriyi uçaklardan atarak halkı işgale karşı direnişten vazgeçirmeye çalıştı. Mustafa Sabri, Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey’in idamı için fetva verdi. 11 Nisan 1920’de başta Mustafa Kemal Paşa olmak üzere Kuvayi Milliye liderleri hakkında ölüm fetvası yazdı. Yüzellilikler listesinde yer aldı ve vatandaşlıktan çıkarıldı. 1954 yılında Mısır’da öldü. Gafir mezarlığına gömüldü. Mustafa Sabri, 1927’de Yunanistan’da çıkardığı ‘Yarın’ gazetesinde yayınladığı şiirde ‘Türklükten istifa ediyorum. Tövbe yarabbi tövbe Türklüğüme, Beni Türk milletinden addetme’ demiş birisidir.”

 


***

 


Dolayısıyla böyle bir adama, yanına gömülmeyi isteyecek kadar hayranlık duyduğunu belirten ve bunu da kamuoyuna, TRT muhabiri olarak duyuran bir kişinin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile hesaplaşması vardır. Bu zihniyette birinin bir devlet kurumu olan TRT’nin Mısır temsilcisi göreviyle istihdam ediliyor olması, öyle “kurumumuzda her görüşten insan çalışır” diye geçiştirilemez.
Ben kimseye bir isnat yöneltmiyorum. Sadece durumun fotoğrafını ortaya koyuyorum. Yazıma esas teşkil eden vasiyet doğrudur. Haber doğru ise yorum nasıl yalan veya yanlış oluyor? Yorum, adı üzerinde yorumdur; gerçeğe dayalı ise geçerlidir.
TRT, ayrıca, köşesinde yazımın bir bölümüne yer veren Hürriyet yazarı Yalçın Bayer’e de açıklama gönderdi. Metin, Anadolu Ajansı’na da verildi. TRT,  “Daha önce TRT’nin Mısır temsilcisi olan Turan görevinden alınmıştır. Kendisi mahkeme kararıyla 15 gün önce TRT’ye dönmüştür” bilgisini de verdi ama  “Üzerinden Doğan Haber Ajansı akreditasyon kartı çıkmıştır” diyerek benim yazım üzerinden, Yalçın Bayer’i suçladı! Yalçın Bayer, herkesin takdir ettiği, halkın ve hakkın sesi olan değerli bir gazetecidir.

 


***

 


Ne yazık ki Türkiye’den Suriye’ye, Mısır’a giden  “gazeteci” lerin bir kısmı, olayların tarafı haline geldi. Gazeteci, taraflardan biriyle eklemlendiği zaman karşı taraf açısından tehdit olarak görülür. Tıpkı, siyasi iktidarın Türkiye’yi düşürdüğü durum gibi...
Metin Turan’ın, cami boşaltıldıktan sonra gözaltında iken ağır şekilde dövüldüğü ve yaraları iyileşene kadar serbest bırakılmayacağı haberleri, benim yazılarımdan sonra gelişen olaylardır. Ben ikinci yazımda  gözaltındaki bir gazetecinin serbest bırakıldığını ama Turan’dan haber alınamadığını da yazmıştım. Mısır’daki olaylardan dolayı hep üzgün olduğumuzu da belirtmiştim.
Bu itibarla, “vicdan” dan bahsetmek, kurnazlık olmuyor mu? Elbette Turan’ın bir an önce sağlığına ve özgürlüğüne kavuşmasını dilerim. Ancak milletin istiklâli ve milli kahramanlar, milli vicdanın en hassas olduğu konulardır, bunu da unutmayalım!
TRT, milli vicdanın sesi olmalıdır!

Yazarın Diğer Yazıları