Tüketici bunları iyi bilmeli...

İçinde bulunduğumuz bu hafta, "15 Mart Dünya Tüketici Hakları Günü"nü de kapsayan Tüketici Haftası olarak adlandırılıyor.

Bugünün çıkışı ABD Başkanı John F. Kennedy'nin 15 Mart 1962'de Temsilciler Meclisinde yaptığı "hepimiz tüketiciyiz" diye başlayan konuşmasında 4 tüketici hakkından (güvenlik hakkı, bilgi edinme hakkı, seçme hakkı, temsil edilme ve sesini duyurma hakkı) bahsetmesine dayanıyor. 1985 yılına gelindiğinde BM, "Tüketicinin Korunması İlkeleri Rehberi"ni kabul ederken, 15 Mart'ı da Dünya Tüketici Hakları Günü olarak kutlama kararı alıyor.

Günün amacı, tüketiciyi bilinçlendirmek...

O halde tüketici olarak bizler, öncelikle şunu iyi bilmeliyiz: Gelir durumu ve satın alma gücü dikkate alınarak diğer dünya ülkeleri ile kıyaslandığımızda...

Dünyanın en pahalı ikinci Motorlu Taşıtlar Vergisi'ni ödeyip, en pahalı benzinini kullanarak bindiğimiz arabayla, ölümlü ve/veya yaralanmalı trafik kazalarının yaşanma oranının en fazla olduğu ülkelerden birinde seyahat ediyoruz. Dünyanın en pahalı ısınan ülkelerinden birindeyiz ve dünyada elektrik için en çok para verenlerde üst sıralarda yer alıyoruz. Dünyada gelir dağılımının en adaletsiz olduğu üçüncü ülkedeyiz ve tüketim vergilerinde dünya sıralamalarında liderliğe oynuyoruz. Telefonla konuşurken bile diğer birçok ülkedeki vatandaştan fazla para ödüyoruz. Ve bankalar tarafından en çok sömürülenlerden biri de yine biziz!

İşte bu yüzden biz tüketiciler öncelikle yasal haklarımızı öğrenmeli, sonrasında da bu haklara sahip çıkmalıyız. Ancak ne yazık ki, Türkiye nüfusunun yüzde 80'i bir tüketici olarak, ne gibi haklara sahip olduğunu bilmiyor.

Türkiye'nin de imzaladığı BM metninde yer alan uluslararası kabul görmüş dokuz adet tüketici hakkı var:

1. Temel İhtiyaçların Karşılanması Hakkı

2. Sağlık ve Güvenlik Hakkı

3. Bilgi Edinme Hakkı

4. Örgütlenme, Sesini Duyurma ve Temsil Edilme Hakkı

5. Eğitilme Hakkı

6. Seçme Hakkı

7. Tazmin Edilme Hakkı (Zararın Karşılanması Hakkı)

8. Ekonomik Çıkarların Korunması Hakkı

9. Sağlıklı Bir Çevrede Yaşama Hakkı

Ülkemizde ise...

1982 Anayasasında yer alan "tüketicilerin korunması" ifadesinden sonra, 1995 yılında, Türkiye tüketicinin korunması ile ilgili özel mevzuatına kavuştu. 90'lı yıllarda tüketicinin gündeminde olmayan internet satışları, kredi kartları, krediyle ev satışı gibi konuların yaygınlaşması nedeniyle de 2014 yılında yasa yenilendi ve tüketici hukukunun uygulama alanı hayli genişledi.

Ancak yine de tüketicilerin tam olarak korunduğunu söylemek ne yazık ki mümkün değil. Yasalar sorunu tek başına çözmede yetersiz, uygulamada ciddi sıkıntılar bulunuyor.

Hemen hemen her alanda tüketici sorunları günden güne artıyor. Bu yüzden, özellikle 2 veya 3 bin lira gibi bir limitin altındaki uyuşmazlıklarda (bu miktarın üstü Tüketici Mahkemeleri'nin görev alanı) görev yapan Tüketici Hakem Heyeti, büyük bir iş yükü altında bulunuyor.

Bununla birlikte, heyet ciddi donanımsal eksikliklere sahip. Hakem heyetlerinde Baro temsilcisi dışında hukuk eğitimi almış kimse yok! Oysa bu heyet, uyuşmazlıklarda mahkeme gibi işlev görüyor. Bu da, hukukun uygulanması noktasında zorluklar yaşanmasına neden oluyor.

Uygulanan politikalar hatalı!

Evrensel tüketici hakları ve Anayasamızın 172'nci maddesi devlete, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirler alıp, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini teşvik etme görevini yükler.

Buna rağmen, bugün tüketicilerin yaşadığı sorunların temelinde devletin yanlış ekonomik ve sosyal politikaları yer almaktadır.

Halen gündemde olan şeker fabrikalarının satışı gibi, özellikle stratejik kuruluşlarda yapılan özelleştirmeler ivedilikle durdurulmalıdır.

Artık dışa bağlı politikalardan vazgeçmek, ülke kaynaklarına dayalı üretim politikalarına yoğunlaşmak ve tüketicinin alım gücünü artıracak ekonomik ve sosyal politikalara yönelmek gerekiyor.

Bunun yanı sıra piyasa denetimi çok çok önemli! Tüketiciye sunulan her türlü ürünün kalitesi etkin bir şekilde denetlenmeli. Özellikle gıda ürünleri üzerinde çok daha fazla önlem alınmalıdır.

Ve pek tabii, tüketicinin satın aldığı mal veya hizmet hakkında eksiksiz ve doğru bir şekilde bilgilendirilmesi için ne gerekiyorsa yapılmalıdır.

Unutmayalım ki, bilinçli yapılan tüketim, hem aile hem ülke ekonomisine katkı sağlayacaktır.

Son olarak hatırlatmak isterim... Alınan ayıplı mal veya hizmette hakkınızı aramanın yanı sıra, haklarınızın neler olduğunu öğrenmek için de Tüketici Hakem Heyeti'ne ve Tüketici Hakları Derneği'ne başvurabilirsiniz.

Yazarın Diğer Yazıları