Türban tartışmaları tam bir keşmekeşe, meydan savaşına dönüştü. Böyle durumlarda işin esası bir kenara bırakılıyor, kavga ön plana çıkıyor. İşte çözümsüzlük de tam bu  noktada başlıyor. Gerçek gündem ve öncelikler kayboluyor. Neticede kazanan yok, ama ülke kaybediyor.
Acaba kavgaya ara verip, harareti düşürdükten sonra, sakin bir ortamda çözüm aramak daha doğru olmaz mı? Bu yapılırsa eminiz ki,  “Bu keşmekeşe nasıl düştük”  diyerek, çözüm için aklımızı kullanmaya başlayacağız.
Elbette bu temenniler iyi niyetliler için. Kavganın asıl endişe verici yönü,  bunu fırsat bilip, içeriden-dışarıdan istismar edeceklerin işe karışmış olmasıdır. Ülkemizi siyasi, ideolojik, ekonomik, hasılı her yönden hedef seçen; kişi, kuruluş, topluluk ve devlet, yangın hiç sönmesin, hatta artarak devam etsin ister. Bunlar, devletle kavgayı kızıştırmak, cepheleşmeleri daha da keskinleştirmek, ana meselelerimizle uğraşamayıp zayıf düşürmek için her çeşit provokasyona başvururlar. Kısaca kışkırtıcı iç-dış odakların tuzağındayız. Hem de onlar için sıfır maliyetli bir tuzak  
Soros müjdesi!.
Ne demek istediğimizi Vakit Gazetesi yazarı Serdar Arseven’in ta 2005 yılında yaptığı tespitlerle izah etmeye çalışalım.  Ünlü spekülatör George Soros,  “ABD nasıl daha iyi bir rol üstlenebilir?”  konulu konferansta,  “AK Parti’nin iki yüzlü olduğunu düşünmüyor musunuz?.. Yani... takiye meselesi”  sorusuna, ’AK Parti bundan önceki iktidarlardan çok daha tutarlı ve dürüst, hatta daha güvenilir, daha temiz!..” cevabını veriyor.
Arseven diyor ki;
 “Yahudi spekülatör Soros, bir süre önce işaret ettiğimiz gelişmelerden bahsediyor. Hani... diyorduk ya; ’Başörtüsü meselesini Yahudiler çözecek. “Bir süredir Yahudi lobisinin önde gelen isimleriyle görüşen AK Parti kurmayları, bu sorunun çözümü için yardım talep etmişlerdi. ‘Ortak ideallerimize hizmet etmek isteriz. Bu konuda size yardımcı olabilmemiz için iç politikada güçlü olmamız gerekir. Bu konuda rahat olmamız lazım’... Soros’a gelelim.. Dün bir ortamda müjdeyi verdi ünlü spekülatör: ‘Başörtüsü -türban- meselesinin çözümü için, gerekli girişimlerde bulunmaya karar verdik. Bu iş, çözüm yoluna girecek.’ Soros, çözüyor. Etki alanındakiler üzerinde baskı uygulayacak. Toplumsal mutabakatın ağırlık noktasını Soros oluşturursa... Bir devrim olur. Bu da, ‘örtülü devrim.’
Arseven devam ediyor:
“Öbür taraflara gelince... Kutsal Roma Germen soyundan gelen ABD’li hekim Dr. Abe Velos’la dün görüştük... O da Soros’un bu işi çözeceğinden şüphe etmediğini söylüyor. Bu işler böyle.. Bizim meseleleri çözmek, Velos’ların Soros’ların işiyse... Süleymaniye’de kafamıza geçirilen çuval da, çözülecek olan türban da Amerikan malıysa; Haykır gitsin.  “Türk’üm ne mutlu bana!”  Haykır ve... Sloganlarda teselli ara!..”

* * *

Şu hale bakın!.. Hassas iç meselelerimizde, kimler kimlerle kolkola ve niçin? Türbanı, ülkemizi karıştıran haçlılar, Yahudiler, Veloslar, Soroslar halledecek, yöneticilerimiz de Türk Milleti’ne başarılarını iftiharla (!) anlatıp, güç gösterisi yapacak, öyle mi? Değerli bilim adamı Hasan Ünal, Gül’ün Dışişleri Bakanlığı döneminde, Leyla Şahin davasında AİHM’e gönderilen savunmayı şöyle özetliyor: ” Türbanın, ’laik ve demokratik rejimi ortadan kaldırmak isteyen siyasi bir görüşün simgesi haline geldiği; bu sebeple yasaklanması gerektiği; aksi takdirde laik-demokratik düzene inanan insanların kendilerini açık ve yakın bir tehdit ve tehlike altında görecekleri...’Türk hukuk sistemi içerisinde verilen kararlar AİHM’de onaylandığından, bu sorunun çözümü adeta imkânsız hale geldi...”
Evet, bu meselenin hukuken ve siyaseten çözüm yolları tıkanmıştır. Anayasa’yı değiştirip, halletme yaklaşımı, işi hafife almaktır, yanlıştır. Zira, yeni yeni siyasi-sosyal kamplaşma ve kavgalara kapı açacağı görülmeli. Dış odakların rolü de ciddiye alınmalı.
Gelin, ülkemizi göz göre göre daha tehlikeli bir ortama atmayın. Eğer niyetiniz bu değilse!..
Onun için “türban ateşkes”i diyoruz.