Türban ninnisi ve kendi bayrağını çeken şirketler!

Sonunda TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da gerçeğin altını çizdi. Hisarcıkloğlu, açıkça  “Artık, ülkeler şirketlerle işgal ediliyor” dedi!
Hisarcıklıoğlu, “Küresel ölçekteki şirketler karşısında, Türkiye’de ortaklık kültürünü geliştirmeliyiz. Bunun tek formülü bu. Bunu yapamıyorsak kaybederiz. Şirket, girdiği ülkede kendi bayrağını çekiyor. Ülkeler, dünya ölçeğinde hareket eden şirketlerine destek de buluyorlar. Bizde maalesef, teşvik eden yok”  diye konuştu.
Biz 10 yıldır bu gerçekleri söylüyoruz ama tespitlerimizin anlaşılması için herhalde işgalin tamamlanması gerekiyordu!  

* * *

David C. Korten, “When Corporations Rules the World” yani “Şirketler Dünyayı Yönettiği Zaman” adlı kitabında “Bugün dünyanın en büyük 100 ekonomik gücünün yarısı şirketlerdir. En büyük 10 şirketin toplam satışları, en küçük 100 ülkenin toplam gayri safi milli hasılâsından daha fazladır. Bugün başarılı şirketlerin ekonomideki kontrolü, eskinin komünist Rusya’sında Moskova’nın elde edebilmiş olduğu kontrolden çok daha fazladır” diyor.
Korten, Abraham Lincoln’un öldürülmeden önce bu gidişatı gördüğünü ve şöyle dediğini bildiriyor:
 “Şirketler taçlandırılmış bulunuyor. Yüksek koltuklarda bir çürümüşlük dönemi bunu takip edecek ve paranın gücü halkın aleyhine çalışarak hâkimiyetini genişletecek. Para sadece birkaç elde toplanıncaya kadar! Ondan sonra cumhuriyet bitmiş demektir.”
Korten, daha sonraki Amerikan başkanlarından Hayes’in şu sözünü eklemeyi de unutmuyor:
 “Bu hükümet artık, halkın, halk tarafından ve halk için değildir; şirketlerin, şirketler tarafından ve şirketler içindir.”
Korten, “Piyasa serbestleştikçe ve küreselleştikçe, yönetme gücü gittikçe daha fazla oranda milli hükümetlerden küresel şirketlere geçmektedir ve o şirketlerin çıkarları gittikçe halkın çıkarlarından daha fazla uzaklaşmaktadır. Durum neredeyse uzaylıların dünyayı istila ederek sömürgeleştirmesi ve insanları çaresiz işçiler haline dönüştürmesi gibidir”  diyor: 

* “Piyasanın serbestliği, paranın serbestliği demektir ve haklar bireyselliğin değil de varlığın bir fonksiyonu olduğunda, o zaman sadece varlık sahipleri hak sahibi demektir. Bugün 358 kişi dünyanın en fakir 2.5 milyar kişisi ile aynı mali güce sahip olduğuna göre piyasanın adaletli ve verimli bir performans göstermesi beklenemez. Modern kölelik başlamıştır...”

* “Şirketler bugün milliyetsizlik ile övünüyor. Bunu takip eden dönem ise çokulusluluk da bırakılacak, hiçbir milli kimliğin bünyede barındırılmadığı ulus ötesi şirketlere geçilecektir.” 

* “Bugünkü ekonomik küreselleşmenin oluşumunda rol oynayan başlıca üç forum vardır. Bunlar Dış İlişkiler Konseyi (CFR), Bilderberg ve Üçlü Komisyon’dur. IMF ve Dünya Bankası ise düşük gelirli ülkelerin küresel sisteme bağımlılıklarının artmasını ve dolayısıyla ekonomilerini şirketlerin sömürgeciliğine açmalarını sağlamaktadır. Borçlu ülkelerin büyük çoğunluğu var olan dış borçlarını yeni dış krediler alarak ödemektedir.
Daha fazla borç aldıkça, dışarıya bağımlılık daha da artmaktadır ve bütün çabalar ekonomik gelişmenin nasıl sağlanacağı konusunda harcanacağı yerde, nasıl daha fazla borç alınabileceğine yöneltilmektedir. Belli bir süre sonra, durum uyuşturucu bağımlılığı gibi olur.”

* * *


Demek ki egemenlik artık kayıtsız şartsız yabancı şirketlerindir! Türkiye’de siyasi iktidarlar da bilerek bu şirketler komünizmine hizmet etmektedir. Zaten iktidara da bu yabancı şirketlerin desteğini alarak gelmektedirler! 
Cumhuriyetin koruyucu ve kollayıcıları ise sadece irtica karşısında değil, bu tablo karşısında ne yapacaklarını ilân etmeli, kitleleri türban krizi ile uyutmak kandırmacası sona ermelidir.

Yazarın Diğer Yazıları