Türk Dünyası’ndan iyi haberler

Sayın okurlarım, “Hazar yükseliyor” ifadesi, Türk Dünyasında güzel günlerin başladığının müjdesidir. 1991 yılında Hazar tekrar büyüdü ve soyu Türk olan Cumhuriyetimizin sayısı, ikiden yediye ulaştı. Özerk bölge cumhuriyetlerinden kurulu Rusya Federasyonu bundan sonra da yavaş yavaş yine küçülecek ve Tataristan-Başkurdistan-Çuvaşistan Türk Cumhuriyetleri de yerlerini alacaklar. İlk sırada onları, Doğu Türkistan (Uyguristan) ve Güney Azerbaycan Türk cumhuriyetleri takip edeceklerdir.
Türkiye Cumhuriyeti’mizin kuruluşunun onuncu yılında, 29 Ekim 1933’te Atatürk, Sovyetler Birliği’nin ufalıp parçalanabileceğini, elinde sımsıkı tuttuğu milletlerin avuçlarından kaçabileceğini ve “İşte o zaman Türkiye ne yapacağını bilmelidir. Bizim bu dostumuzun idaresinde dili bir, inancı bir, özü bir kardeşlerimiz vardır. Onlara sahip çıkmaya hazır olmalıyız. Hazır olmak yalnız o günü susup beklemek değildir. Hazırlanmak lazımdır. Milletler buna nasıl hazırlanır. Manevi köprüleri sabit tutarak. Dil bir köprüdür. İnanç bir köprüdür. Tarih bir köprüdür. Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimizin içinde bütünleşmeliyiz. Onların bize yaklaşmasını bekleyemeyiz. Bizim onlara yaklaşmamız gerekir” buyurmuşlardır. Atamızın dediği oldu. Rusya ve komünizm kan dökülmeden iflas edip çöktü. Kritik maddelerle yüklü, zengin kaynaklı beş kardeş Türk Cumhuriyeti ortaya çıktı. Dil’i bir, İnancı bir, Özü bir kardeşlerimize karşı bizim hazırlığımız olmamıştı ve yoktu. Olayların böldüğü tarih içinde bütünleşmek yerine, Türk Dünyası’nı düşünen Türkçü aydınları da “TURANCILIK” yapıyorlar diye mahkemelere sevk ederek mahkûm edip işkenceler yaptırdık. Atatürk’ün sağlığında, Türk Tarihini Tetkik Cemiyeti’ni, Türk Dilini Tetkik Cemiyeti’ni kurmuştuk. Hazırlığımız orada kaldı ve altmış yıldır bu konuda bir çivi bile çakmadık. Elli yılın (1940-1990) yönetici kadrolarının günahlarını çektik ve yeni oluşan Türk Dünyası’na da, gerekeni yapamadık. Rus tankları kardeş Azerbaycan’ımızın başşehri Bakü’ye girerken, yardım ve ümit bekleyen Atatürk’ün Cumhuriyeti’nin başındaki kişi “Bunda üzülecek ne var? Onlar Şii, biz Sünniyiz” diyerek, Azerbaycan Türkçüleri ile Anadolu Türkçülerini kahrından öldürdü. Yine aynı yıllarda Doğu Türkistan’da Türk kanı döken Çin Halk Cumhuriyeti’nin Devlet Başkanı’na “Devlet Nişanı” vererek Türk dünyasına ne önder ne de örnek olabildik.
1991 yılından itibaren yanlışlıklarımıza su serperek iyi niyetli çalışmalar ve olumlu faaliyetler olmuştur. Alparslan Türkeş’imizin, Rauf Denktaş’ımızın, Mustafa Cemil Kırımoğlu’muzun, General Raşit Dostum’uzun, Elçibey’imizin, İsa Yusuf Alptekin ağabeyimizin, Sadık Ahmet’imizin hizmetleri unutulmaz.
Devletimizin TİKA- TÜRKSOY-TÜDEV gibi kuruluşlarının yanında Türk Ocaklarımızın-Turan Kültür Vakfımızın-Yesevi Vakfımızın-Doğu Türkistan-Batı Trakya Vakfımızın ve Türk Dünyasında Türkçe tedrisat yapan okullara sahip, her yıl Türk Dünyası Çocuk Şöleni düzenleyen ve bizleri 1989’da atayurtlarımızla tanıştıran Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı’mızın ve Genel Başkanı Prof. Turan Yazgan hocamızın emeklerine teşekkür ederiz. Sayın okurlarım, bildiğiniz ve gördüğünüz gibi AKP hükümetleri Türk Dünyası ile yeterince işbirliğine girişmemektedir. Arap Dünyasına gösterdikleri alakayı Türk Dünyasına göstermediklerini, iktidara geldiklerinden beri tespit etmekteyiz.
Türk Dünyası’ndan iyi haberlerin de AKP ile ilişkisi yoktur.
Tanrı Türk’ü Korusun.

Yazarın Diğer Yazıları