Nevruz, Türk dünyasının baharın gelişini ve doğanın uyanışını kutladığı, binlerce yıllık bir geçmişe sahip olan milli bir bayramdır.
Türk Dünyası'nın her yerinde Nevruz coşkusu yaşandı
Bahar mevsiminin bolluk ve bereketini, toprağın dirilişini müjdeleyen Nevruz kutlamaları Türkiye başta olmak üzere bütün Türk dünyasının her yerinde Nevruz coşkuyla kutlandı.
Türkiye’de ve Türk kültürünün etkisi altındaki coğrafyalarda, insanları bir araya getiren ve birlik duygusunu pekiştiren bir gün olarak coşkuyla karşılanır. Bu bayram, doğanın yeniden doğuşunu ve bolluk ile bereketi simgeler.
Türk tarihinin en köklü geleneklerinden biri olan Nevruz, aynı zamanda bir kültürel miras olarak da önem taşır. Baharın ilk günü olan 21 Mart, Türk milletinin ata yurdunda her zaman özel bir anlam ifade etmiş ve bayram olarak kutlanmıştır.
Nevruz’un tarihi, Yenisey ve Orhun bölgelerinden Altaylara, oradan Hun Türklerinin Avrupa’ya yayılmasıyla Macaristan’a ve Balkanlara kadar uzanır. Milattan sonra 800 yılından itibaren Anadolu ve Mezopotamya’ya taşınan Nevruz, bugün Balkanlardan Çin Seddi’ne ve Sibirya’nın içlerine kadar geniş bir coğrafyada bilinir ve kutlanır.
Tarihte Hun, Göktürk, Uygur, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde örfi bir bayram olarak kabul edilen Nevruz, çeşitli eğlenceler ve törenlerle kutlanmıştır.
Özellikle Osmanlı Dönemi’nde, Kayı Boyu mensupları tarafından Ertuğrul Gazi’nin türbesi etrafında toplanarak kutlanan Nevruz, “Yörük Bayramı” olarak da bilinirdi.
Atatürk’ün liderliğinde Cumhuriyet’in ilanından sonra da Ergenekon Bayramı adıyla kutlanmaya devam eden Nevruz, Türk Dünyası’nda da önemli bir yere sahiptir.
Nevruz, aynı zamanda geleneksel Türk kültürü için bir “kurtuluş günü” olarak da özel bir öneme sahiptir. Demirin örs üzerinde dövülmesi, yeniden şekillenme ve gelişmenin sembolü olarak görülür.
Nevruz, Türk Dünyası’nın hasret ve sevda türküleri söyleyen bülbülü, Anadolu’da Ertuğrul Gazi anısına yapılan Yörük Bayramı’ndaki dua, Balkanlarda özlem ve Tuna boylarında dedelerin narası olarak ifade edilir.
Nevruz, Türk kültürünün bir öğesi olarak, geleneklerin yaşatılmasıyla ulusların varlığını sürdürebileceğini hatırlatır. Türk insanını birbirine kenetleyen ve atalarının ruhlarıyla yanan bir ateş olarak, binlerce yıl boyunca yanmış ve gelecekte de "ortak kültür ocağı"nda binlerce ruhu ısıtmaya devam edecektir.
Tuna’da okunan ezan, Söğüt’te yanan ocağın, Elazığ’da pişen aşın ve Ötüken’de koşan atın sembolü olan Nevruz, Türkistan’da bir bahar, coşku ve sevgi bayramı olarak umutları geleceğe taşımaya devam edecektir.
HANGİ ÜLKELERDE NEVRUZ BAYRAMI KUTLANIR
Nevruz bayramı, genellikle baharın gelişini ve doğanın uyanışını kutlamak için birçok ülkede coşkuyla karşılanır. İşte Nevruz’un kutlandığı bazı ülkeler:
İran: Nevruz, Fars Yeni Yılı olarak da bilinir ve ülkenin en önemli bayramlarından biridir.
Türkiye: Türk kültürünün önemli bir parçası olarak kabul edilir ve çeşitli etkinliklerle kutlanır.
Azerbaycan: Nevruz, milli bayram olarak kutlanır ve çeşitli geleneksel etkinlikler düzenlenir.
Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan: Orta Asya’daki bu Türk Cumhuriyetleri’nde Nevruz, milli bayram olarak büyük bir coşkuyla kutlanır.
Türkmenistan: Nevruz, ulusal bir bayram olarak kutlanır ve çeşitli geleneksel etkinliklerle taçlandırılır.
Tacikistan: Nevruz, baharın başlangıcı ve yeni yılın kutlandığı önemli bir gündür.
Hindistan ve Pakistan: Bu ülkelerde de Nevruz, baharın gelişini kutlayan önemli bir gün olarak kabul edilir.
Diğer Ülkeler: Afganistan, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Gürcistan, Irak, Kosova, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kuzey Makedonya, Sırbistan ve daha birçok ülkede de Nevruz kutlamaları yapılır.
Nevruz, aynı zamanda Birleşmiş Milletler tarafından da tanınmış ve 21 Mart, Dünya Nevruz Günü olarak ilan edilmiştir. Bu bayram, farklı kültürler arasında barış, diyalog ve dayanışmayı teşvik eden bir zaman olarak kabul edilir ve dünya çapında milyonlarca insan tarafından kutlanır.
NEVRUZ KUTLAMALARI NASIL YAPILIR?
Nevruz kutlamaları, baharın gelişini ve doğanın uyanışını kutlamak için çeşitli geleneksel ritüellerle gerçekleştirilir. İşte Nevruz kutlamalarında sıkça rastlanan bazı adetler:
Ateşten Atlama: Nevruz Bayramı’nda, günahlarından arınmak isteyenler için büyük bir ateş yakılır ve insanlar bu ateşin üzerinden atlarlar.
Su Ritüelleri: Yıkanmak ve sudan atlamak da arınma ritüelleri arasında yer alır.
Nevruz Sofrası: Bu özel günde, 7 çeşit yemekten oluşan zengin bir sofra kurulur. Herkesin her yemekten yemesi, tüm yılın bolluk ve bereketle geçmesi dileğiyle yapılır.
Semeni Geleneği: Nevruzdan önce arpa veya buğday gibi tahıllar çimlendirilir ve bu çimlenmiş tahıllar sofralara konularak tarımda bereketli bir yıl dileğiyle kutlanır.
Eşya ve Hayvanların Arınması: Eşyalar tütsülenir ve hayvanlar ateş arasından geçirilerek ruhlarının arınması sağlanır.
Yeni Kıyafetler ve Ev Temizliği: İnsanlar yeni kıyafetler giyer ve evlerini temizleyerek bayramı karşılarlar.
Bu gelenekler, Nevruz’un kutlandığı coğrafyalara göre farklılık gösterebilir ve her topluluk bu bayramı kendine has kültürüyle kutlar.
Ancak ortak tema, doğanın ve insanın yenilenmesi, bolluk ve bereketin kutlanmasıdır. Nevruz, Türk dünyasında ve diğer kutlayan topluluklarda, birlik ve dayanışmanın güçlendirilmesi için önemli bir zaman olarak kabul edilir.
NEVRUZ KÖKENİ
Nevruz, kelime olarak eski Farsçadan gelmektedir ve “yeni gün” anlamına gelir. Bu kelime, Farsça’da “nav” (yeni) ve “ruz” (gün) kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuştur. Nevruz, İran ve Bahai takvimlerine göre yılın ilk gününü temsil eder ve Zerdüştlük için de kutsal bir gündür.
Tarihi kaynaklara göre, Nevruz ilk olarak 2. yüzyılda Pers kaynaklarında adı geçmektedir ve İran kökenli bir şenlik olarak kutlanmaktadır. Anadolu ve Orta Asya Türk halklarında ise Nevruz, Göktürklerin Ergenekon’dan çıkışı ve baharın gelişi olarak kutlanır.
Nevruz, 2010 yılında Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Nevruz Bayramı olarak ilan edilmiş ve Dünya Manevi Kültür Mirası Listesi’ne dahil edilmiştir.
Bu kelimenin kökeni ve anlamı, geniş kültür coğrafyalarına yayılmış ve Türk kültür çevresinde de büyük bir öneme sahip olmuştur.
Türkiye Türkçesinde “Nevruz”, Azerbaycan Türkçesinde “Novruz”, Kazak Türkçesinde “Navruz” gibi farklı varyasyonlarla kullanılmaktadır.
Nevruz, aynı zamanda Batı Trakya Türkleri’nde “Mevris” adıyla da anılır ve eski Türkler arasında “yengi kün” şeklinde karşılık bulmuştur1.