Türk halk şiirinin 1923 sonrası Anadolu ve KKTC şairleri üzerine etkileri

1923''ten sonraki Yeni Türk edebiyatımıza baktığımızda Cumhuriyet dönemi şairlerimizin yanı sıra, KKTC''li şairlerden halk kaynağından beslenen Harid Fedai, hamasi duyduları yansıtışıyla Özker Yaşın gibi şairlerin Türk halk şiiri pınarından bol bol yararlandıklarını görmekteyiz.

Anadolu''da Mehmet Emin Yurdakul, halk şiirinin etkisinde kalarak hece ile halk şiirinde yer alan sözcüklere bolca yer vermiştir.

                Felaketler topladım Anadolu dağlarından

                Uzun sazlı âşıklar diyarında şair oldum

                *

                Ezgi koydum, ahlarla figanlarla Türk şiirine

                Öz dilimle haykırdım , ''Ey milletim, uyan'' diye

                *

                Şu gördüğün hakir şeyler:

     Tohum, öküz, bel ve  orak...

deyişi bunun kanıtlarındandır. 

Peri Kızıyla Çoban Hikâyesi adlı şiiriyle dikkatleri üzerine toplayan Orhan Seyfi Orhon halk edebiyatından  önemli ölçüde etkilenen şairlerimizdendir.

                İşitmiştim Turan''da

                Bir peri kızı varmış

İfadeleri masal motifleriyle yüklü söyleyişlerdir.

Faruk Nafiz Çamlıbel, gerçekçi bir duygusallıkla gözlemlerini dizelere aktarmıştır.          

Yalnız senin gezdiğin bahçede açmaz çiçek

Bizim diyarımız da binbir baharı saklar

biçimindeki dizelerle yüklü sanat şiiri halk edebiyatının etkisini iyice hissettirmektedir. Ünlü "Çoban Çeşmesi" adlı şiirinde:               

                O hızla dağları Ferhat yarınca

                Başlamış akmağa Çoban Çeşmesi          

dizeleri halk şiirinin belirgin izlerini taşımaktadır.

Kemalettin Kamu''nun:

                Ben gurbette değilim

     Gurbet benim içimde

dizeleri arı, duru sade ve özgün bir söyleyiş olarak edebiyatımızda seçkin örnekler arasında yer alır.

                Yusuf Ziya Ortaç, hece ölçüsüyle yazdığı şiirlerinde âşık edebiyatından önemli ölçüde etkilenmiş, hatta bir dörtlüğü:

                               Yüzü benziyordu bahar ayına

                               Kaşları can yakan aşkın yayına

                               Hasretle kapanıp hâk-ı pâyına

                               Yüzümü gözümü süresim geldi

biçiminde olan şiirine Koşma adını vermiştir. 

Ömer Bedrettin, "memleket edebiyatı" kavramını benimseyip halk şiirinden önemli ölçüde yararlanır. Manilere dayalı oluşturduğu:

Benim gönlüm sarhoştur

Yıldızların altında

Sevişmek ah ne hoştur

Yıldızların altında  

biçimindeki şiirinde 7''li hece ölçüsünü ustaca kullanmıştır.

Mehmet Akif Ersoy''un şiirlerinde de halk şiirinin izlerini görmek mümkündür atasözleri ve deyimlerden, benzer söyleyişlere bolca yer vermiştir. 

Cahit Sıtkı''nın şiirlerinde masal motifi önemli yer tutar. Yaşamın hayal yönü şiirlerinde masal motifleriyle işlenmiştir.

                Ha ben ha masaldaki o şehzade

                Gönlüm bir güzelin sevdasındadır.

ifadeleri masal motiflerinin kullanılışından başka bir şey değildir.

Orhan Veli''nin:

                Göl başında padişahın üç kızı

                Alaylarla Kaf Dağı''na hareket.

şiiri halk şiirinin etkisini açık bir şekilde gözler önüne seren örnek şiirlerdendir.

Ahmet Kutsi Tecer''in "Orda bir köy var uzakta" diye başlayan şiiri de halk arasında bir marş gibi söylenir ve bizi, o gidemediğimiz,  göremediğimiz yerlere götürür.

                Halk edebiyatından en çok yararlanan şairler arasında Bedri Rahmi Eyüboğlu görülür. 

İstanbul deyince aklıma bir masal gelir

Bir varmış bir yokmuş

dizeleri bu görüşümüzün kanıtlarından biridir.

Şairlerimizden Zeki Ömer Defne, Orhan Şaik Gökyay, Osman Atila, Halil Soyuer ve:

                Kazdağı''ndan beyaz bulutlar uçar

                Keşişdağı''ndan Kerem''in yolu geçer

                Çamlıbel''de Köroğlu kalmaz naçar

                Kopdağı''nda öküzlerin çektiği  

diyen Cahit Külebi de şiirini halk şiirinin gür kaynağından besleyenlerdendir.

Kıbrıslı şairlerden:

Kavalınla güzel çoban neredesin nerede

Senin gamlı namelerin şifadır binbir derde

diyen Larnakalı Mehmet Nazım;

Hüzün dolu türküler ve ağıtlar dinlerken

Boş yere katledilen canlara yanarım ben

diyen Oktay Öksüzoğlu, Âşık tarzı bir söyleyişle;

Gelin döner başında sırmalı alduvağı

Sözler uğur getirsin, kopmasın gönül bağı

diyen Lefkeli Mine Balman; Kıbrıs Türk şiirinin önde isimlerinden Harid Fedai, Özker Yaşın, Nevzat Yalçın, Engin Gönül, Oğuz Kusetoğlu, Orbay Deliceırmak gibi şairler biçim ya da öz açısından halk şiirinden önemli ölçüde etkilenmişlerdir.

Cumhuriyet''ten bu yana Türk edebiyatının uzantısı konumunda olan Kıbrıs Türk şiirinin, Türk halk şiirinden renkler taşıması doğal bir olgudur.

                Aynı zamanda önemli bir halkbilimci olan Kıbrıslı şair Harid Fedai''nin halk şiiri edasıyla söylediği;

                               Balcalı''da bir kadın sevdim

                               Ak göğüste nokta benler dizili

deyişi, nasıl Karacaoğlan edasını sezdiriyorsa;

                               Gözlerine yansımış bileyim bizim illeri

                               Demidir peşpeşe gelsin Rumeli Türküleri

                               *

                                Başucundaki yatır''a mum yakarız

                               Başın için yani sevdamız adına

                               *

                               Ateş misin, külü tutmuş kor musun,

                                Beni böyle boynu bükük kor musun!

Gibi deyişler de Türk halk şiirinin önemli etkilerinin işaretlerindendir.

                Kuzey Kıbrıs Türk şiirinin en önde gelen şairlerinden Özker Yaşın''ın;

                               Gün, basma perdelere mavi türküler taşır

                               Besmeleyle açar kapıyı o beyaz el

            *

            Mustafa Kemal ölümsüz adam..

           Sen Samsun''a ayak bastığın an,

           *

          Bismillah de atıl öne yürü be yiğit

         Bir rüzgar ol burçlara doğru git!

gibi söyleyişlerinde halk şiirinin sıcak havasını görmek mümkündür.

                Oktay Deliceırmak''ın:

Kıbrıs toprağına basınca kır at

Şaha kalktı, yükseldi göğe göğe…

Uçtu dörtnal Mesarya düzlüğünde,

Üzerinde ak tolgalı Cambolat

*

Yol dayanmaz yıl dayanmaz inanca

Dağlar delen Ferhat gibi sevince

dizelerinde Türk halk şiirinin etkileri açık ve net olarak sergilenmektedir. 

                Mahmut İslâmoğlu''nun Pamuk Çiçekleri adlı kitabında yer alan Geçmişe Özlem şiirindeki:

                               Masallar dinlerdik yaşlılardan

                               Uzun kış gecelerinde.

                               "Şahmaran"

                               "Gocagaricik"

                               "Pasdellicik"

                               Masalı.

                               Rüyalarımıza girerdi

                               Masal kahramanları.

deyişi halk edebiyatının etkisini çağrıştırmaktadır.

                Erzurumlu Emrah, Ferrahi gibi usta âşıklarda güzel örneklerini gördüğümüz, dedem-dedili koşma biçiminin ilginç bir örneğini de:

                               Dedim pahalılık, dedi modadır

                               Dedim artış varmış, dedi havadır

                               Dedim nefes almak, O bedavadır

                               Dedim ucuz bir şey, dedi ki yok yok  

şeklindeki İslâmi mahlasıyla yazdığı 16 dörtlüklü soluklu şiirinde halk şiirinin Mahmut İslâmoğlu''nun şiirindeki belirgin izlerini göstermektedir.

                Kıbrıslı şairlerden Mehmet Tahir Doluner''in çeşitli şiirlerinden örneksediğim:

                               Bu yanık türkü sanki senin için yazılmış

                               *

                               Hiç şaşmam duymazsak bülbül sesini

biçimindeki söyleyişler şairin halk şiirinin gür kaynağından ne denli doyumsadığını  göstermektedir.

                Kıbrıslı şairlerden Baf doğumlu Altay Burağan''ın:

                               Uçun kuşlar uçun sevgiye doğru

                               Uçun kuşlar uçun barışa doğru

gibi deyişi de âşıkların söyleyiş edalarını hissettirmektedir.

Türk halk şiirinin etkisiyle hece ölçüsü çerçevesinde şiirler yazan Engin Gönül, ilk ve tek şiir kitabı ''Sana Doğru''yu 1952 yılında yayımlamıştır.

Türk Halk şiirinin etkisiyle destan denemeleri yapan Bener Hakkı Hakeri, Lefkoşa''nın Fethi (1956), Limasol Türk Savunması (1964), Limasol''da İkinci Plevne Savunması (1965) gibi destanları ile dikkat çekmiş ve Nasreddin Hoca fıkralarını menzum biçimde yayımlamıştır.

                Son dönem Kıbrıslı şairlerin önde gelenlerinden Orkun Bozkurt''un ''Masanın Boş Kalan Köşesi'' adlı kitabında "Dost" kavramı altındaki soluklu şiirlerinde:

Belli belirsiz hissedersin de,

Kıyamazsın papatyalarla fal açmağa.

görüldüğü gibi halk edebiyatının bariz etkisi öne çıkmaktadır.

Halk şiiri uçsuz bucaksız bir denize benzer, bu denize dalıp bir avuç kum tanesi çıkararak işleyebilene ne mutlu.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları