Seçil Kılıç

Şef Çiğdem Aytepe, Türk Gençlik Korosu olarak, güçlü bir ses oluşturarak müziğimizi dünyaya tanıtmayı amaçladıklarını söylüyor. Avrupa’da hala bazı ülkelerde ulusal gençlik korosu olmadığını belirten Aytepe, ilk uluslararası konseri İtalyan Ulusal Gençlik Korosu ile vermenin gurur verici olduğunu ekliyor.

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’a gelen İtalyan Ulusal Gençlik Korosu, şef Flippo Maria Bressan yönetiminde Surp Asdvadzadzin Kilisesi’nde sahne aldı. Bu konserin hemen ardından 19 Eylül’de AKM’de Türk Gençlik Korosu ile sahneyi paylaştı. Ayrı ayrı ve birlikte sahneye çıkan Türk ve İtalyan koristler, AKM’deki konserlerinde evrenselde buluşan ancak yerel tatlarla da zenginleştirdikleri müzik şöleni ile izleyicilerden alkış aldı.

2023 yılında Koro Kültürü Derneği ve Koro Eğitimcileri Derneği’nin işbirliğiyle kurulan Türkiye Gençlik Korosu, bu konserle ilk uluslararası etkinliğini İtalya Ulusal Gençlik Korosu ile AKM’de gerçekleştirmiş oldu. 2003 yılında Feniarco tarafından kurulan İtalyan Ulusal Gençlik korosu, Rolling Stones gibi dünyaca ünlü isimlerle aynı sahneyi paylaşmış bir koro. Henüz iki yaşında olan Türkiye Gençlik Korosu’nun şefi Çiğdem Aytepe, İtalyan Ulusal Gençlik Korosu gibi bir koro ile sahne almanın kendileri için önemli ve heyecan verici bir deneyim olduğunu söylüyor. Aytepe ve İtalya Ulusal Gençlik Korosu Şefi Flippo Maria Bressan ile AKM konserlerinin provasının ardından bir söyleşi gerçekleştirdik.

turkitalyankorodetay-jpeg.jpg

Sayın Aytepe öncelikle bize Türk Gençlik Korosu’ndan kısaca bahseder misiniz?

Türkiye Gençlik Korosu, Türkiye’nin dört bir yanından en yetenekli genç şarkıcıları buluşturmak amacıyla kuruldu. Felsefemiz, gençlerin seslerini yalnızca bir müzik aracı olarak değil, aynı zamanda kültürel temsil ve birliktelik aracı olarak da kullanabilmelerini sağlamak. Bu sezon Antalya İl Kültür Müdürlüğü’nün desteğiyle kamplarımızı Alanya’da gerçekleştirdik ve bu sayede sezona çok yüksek bir moralle başladık.

Türkiye’nin yedi bölgesinden 90 koristi bulunan koromuz ilk performansını ise CSO Ada Ankara’da Mart 2024’e gerçekleştirdi. Bu kadar yeni bir koro olarak İtalyan Ulusal Gençlik Korosu gibi, 2003’te kurulan ve 150’den fazla uluslararası konser deneyimine sahip olan böyle bir koro ile sahne paylaşmak bizim için heyecan verici. Ulusal düzeyde konser projelerimiz var. Öncelikle Türkiye’de kendimiz tanıtıp, sonrasında ise uluslararası konserlere ağırlık vereceğiz. Ancak bugün sahne aldığımız konserle İtalyan Ulusal Gençlik Korosu ile uluslararası ilk çalışmamızı da yapmanın gururunu yaşıyoruz. Önümüzdeki sezonlarda Türkiye’nin farklı şehirlerinde konserler vermeyi ve EUROPA CANTAT 2027 gibi uluslararası festivallerde yer almayı hedefliyoruz.

Türk Gençlik Korosu misyonu olan bir koro diyebilir miyiz? En büyük misyonunuz nedir sizce?

aytepe-jpeg.jpg

Elbette misyonumuz, müziğimizi yansıtmak ve tanıtmak. Türkiye’nin genç ve dinamik müzisyenlerini bir araya getirerek hem ülke içinde hem de uluslararası alanda güçlü bir ses oluşturmayı amaçlıyoruz. Yanı sıra bu koroyu duyan gençlere, kendi bölgelerindeki korolara girmeleri ve kendilerini geliştirip daha ileri gitmeleri için yol gösterici, ilham verici olacağımıza inanıyorum..”

Dünyada ulusal gençlik koroları yaygın mı? Türkiye bu konuda biraz geride mi kaldı sizce?

Dünyada bir çok medeni ülkede ulusal gençlik koroloları var. Bizde 2023’te bu yola başladık. Geç görmemek lazım aslında çünkü Avrupa’da hala pek çok ülkede ulusal gençlik koroları yok.. O yüzden geç kaldık demeyelim.

Prova ve konserinizi izledik. Türk Gençlik Korosunun konseri İtalyan koro ile kıyaslayınca biraz daha teatraldi biraz daha etnik unsurlar Anadolu izleri vardı..

Yaptığımız teatral örgü, verdiğimiz bütün konserlerde seyirciler tarafından büyük ilgi gördü. Özellikle İtalyan gençlik korosu ile sohbet eden Türkiye Gençlik korosu üyeleri de onların konserin bu kısmını çok beğendiklerini bizlere aktardılar, bazıları aynı opera gibi olmuş dediler, farklı coğrafyalardan gelen farklı halk şarkılarının tek bir hikaye ile birleştirilmesini çok ilgi çekici bulduklarını ve büyük keyifle izlediklerini belirttiler.

italyanbressan-jpeg.jpg

Sayın Bressen, sizinle devam edelim isterseniz. İstanbul’a ikinci gelişiniz sanıyoruz. Şehrimiz hakkında neler düşünüyorsunuz?

Biz şefler için müzikle dünyayı dolaşmak çok güzel bir duygudur. Ancak ben hayatımın bu döneminde artık eskisi kadar çok yurtdışı konseri yapmıyorum, seyahati azaltarak hayatıma daha çok yer açtım.. Ancak söz konusu genç müzisyenler ve kültürel paylaşım olunca heyecanlanıp yola çıkıyorum. İstanbul’a yaklaşık 20 yıl önce yine bir konser için gelmiştim. Yani bu ikinci gelişim. İstanbul enerjisiyle beni her zaman büyüleyen bir şehir. Benim için otantik bir havası var. Avrupa’da bize, İtalya’ya yakın olan Almanya, İspanya gibi ülkelerin şehirleriyle karşılaştırınca çok farklı bir şehir. Gerçi kuzeydeki diğer Avrupa ülkelerine gittiğimde de bir farklılık hissediyorum ancak burası çok daha farklı bir ülke.

Nasıl bir fark bu sizin için?

Burada gördüğüm her detaya daha bir meraklı gözlerle bakıyorum mesela. Bir “ooo” sesi çıkarıyorum. Mesela bu ballı tatlınız neydi adı, baklava, ondan ne çok yedim. Ne güzel bir tat! Sadece bu değil sokaklar, sokaklarda yürüyen insanlar, giyim tarzları, hepsi çok farklı. Mesela yan yana yürüyen farklı giyim tarzında kadınlar görüyorum. Bu çok güzel yani özgürlük var… İstanbul da enerjisi çok yüksek bir şehir. Sokaklar hep kalabalık, hep bir hareket var. Avrupa’da alışkın değiliz buna. Akşam 8’de bizde sokaklar boşalır oysa burada her saat bir akış var. Enerjisini seviyorum bu şehrin.

AKM konseri öncesi İtalyan Ulusal Gençlik Korosu olarak Surp Asdvadzadzin Kilisesi’nde sahne aldınız. Bu iki konsere dair izlenimleriniz nasıl oldu?

Türk izleyicimiz çok coşkuluydu. Şehri enerjik olduğu gibi sanat izleyicisi de coşkulu bu şehrin. Koristler henüz sahneye yönelirken başlayan kolay dinmeyen, alkış tufanı vardı. Çok coşkulu bir izleyici! Bol alkışlıyor ve sanatçı ile iletişim yeteneği var. Biz de İtalyan olarak Akdeniz kültürünün coşkusunu sergilemeyi severiz. Ama siz özellikle müzikte, konserlerde coşkunuzu çok daha rahat yansıtıyorsuuz. Bizler coşumuzu kendimize daha hakim olarak sergiliyoruz. Ancak bu konserde böyle… İtalyanlar olarak biz sanırım maçlarda sadece o hakimiyeti kaybedebiliyoruz.
Sayın Aytepe, konserde ortak diller neler?

İki İtalyanca bir Türkçe eseri iki koro olarak birlikte söylüyoruz.

turkitalyankoro-jpeg.jpg

Sayın Bressan, Türkçe’nin müzikteki yansımasını nasıl buluyorsunuz? Koristleriniz zorlandı mı Türkçe söylemekte?

Türkçe zor bir dil. Latin alfabesi gereği evet harflarimiz ortak ancak bizde olmayan bir ‘ı‘harfinin söylenmesi bizim için zor mesela. Şarkıda geçen ‘kızın adı’ nı söylemek mesela zorluydu…

Aytepe: Bence İtalyan koristler çok kolayca adapte olabildiler dilimize. Müzikle uyumlu birşekilde doğruca söyleyebildiler.

Sayın Bressan, genç müzisyenler söz konusu olunca heyecanlanıyorum dediniz, bu konser provalarında Türk ve İtalyan genç koristleri gözlemleme şansınız oldu. İzlenimleriniz nasıl?

Şaşırtıcı bir şekilde hemen kaynaşan gençler gördüm. İlk kez yan yana geldiler ama bir de baktım ki çok doğal diyalog kuruyor; bu nasıl okunuyor, şu nedir gibi sanki yıllardır arkadaş gibi samimi şekilde konuşabiliyorlar. Ben bunu müziğin birleştirici gücüne bağlıyorum. Din, politik ve sosyal farklılıklara rağmen aynı yaş grubunda iki ulusun gençleri müziğin birleştiriciliğiyle hemen kaynaştılar. Bu çok güzel bir deneyim oldu. Biz koro olarak ayrıca kültürümüzü yansıtma, başka kültürlerle kültürümüzü, müziğimizi iletişime geçirme, aktarma misyonumuz olduğuna da inanıyoruz. Bunu da İstanbul’da Türk Gençlik Korosu ile çok güzel gerçekleştirdiğimize inanıyoruz.

Sayın Bressan bu iki koroyu, İtalya’da bir konserde de görebilecek miyiz?

F.M.Bressan: Biz İtalyan Ulusal Gençlik Korosu olarak bu yıl İtalya’da 6 farklı yerde 6 konser yapacağız. Ancak henüz Türk Gençlik Korosu ile İtalya’da organize edilmiş bir konserimiz yok. Ama artık tanıştık ve de çok iyi arkadaş olduk. Birlikte İtalya’da da konser vermeyi çok isteriz, Sadece biraz uğraşıp, organizasyon yapmamız gerekli.

Son olarak sayın Aytepe, konserin sonunda iki koronun ortak seslendirdiği eserlerden biri de Türk besteci Ulvi Erkin'in Feraye türküsüydü. İtalyan Koro üyelerinin bu eserdeki performansını nasıl buldunuz?

Ulvi Cemal Erkin'in Feraye türküsü, Ege bölgesi'neait, acı bir hikâye taşıyan biraz ağır bir türkü. Şimdi, iki koro bir araya gelip de böyle bir türküyü seslendirince oradaki atmosfer ve bu büyük topluluğun yarattığı etki bambaşka oldu. Ne yazık ki benzer acılar da tüm dünyada yaşandığı için, iki topluluk tek bir ruh hali ile oldukça derin bir icra gerçekleştirdi. Ayrıca İtalyan Gençlik Korosu’nun performansı da harikaydı.