Türk kapısı mı Rus kapısı mı?

Gazetecilik, resmi açıklamaları beklemek ve yayınlamak değildir. Bir bakanın istifasını bile soruşturamayan ve hükümetten açıklama bekleyenler, gazeteci sayılamaz. Yine Karabağ anlaşması konusunda, Azerbaycan ve Türkiye'deki coşkuya ve Ermenistan'daki parlamento baskınına bakarak kolaylıkla "zafer" hükmü vermek de aynı derecede sorunludur.

***

"Karabağ: Galiptir bu yolda mağlup" başlıklı yazıma cevap gönderenlerden İlknur adlı takipçi, "Topraklarınıza yabancı ülke askerleri gelip yerleşiyorsa ortada bir zafer yoktur." diye durumu özetledi. Rus askerleri, Karabağ'ın ortasına yerleşti ya!

Başka bir takipçi "İşgalci Ermenistan idi, şimdi Rusya olmadı mı?" diye sordu. Bir başkası da "Türk Milleti'nin ortak özelliği, gazla coşkuya gelmektir… Tek kazanan Rus'tur. Tıpkı Suriye'deki gibi" diye yazdı.

Konuyu manşetten, doğru gören tek gazete Yeniçağ oldu. "Zafere Rus engeli" başlıklı manşette, "Ermenistan, başlattığı kirli savaşta pes etti ancak Azerbaycan'ın zaferi yarım kaldı. Hankendi ve Hocalı kurtarılamadı. Rus barış gücü Karabağ yolunda" denildi.

Niyetinden emin olduğumuz kıymetli fikir adamları bile dolduruşa geldi, Nahçivan ile Azerbaycan arasında Ermenistan üzerinden karayolu bağlantısı kurulacak olmasını "Turan kapısı açıldı" diye yorumlayanlar oldu. İyi de Rus askerlerinin kontrol ettiği bir kapıya "Turan kapısı" denilebilir mi?

"Haberci" olarak, uzlaşmayı sorgulayan tek gazeteci ise Hürriyet'in Moskova muhabiri Nerdün Hacıoğlu oldu. Hacıoğlu, "Metinde Türkiye niye yok? Operasyonun lojistik merkezi neden Ermenistan'da? Rusya'nın bölgeye hangi silahları aktardığı denetlenebilecek mi? Ermenistan'a yeni silahların verilmeyeceği garanti edilebilecek mi? Ermenistan'da yönetim değişir de anlaşma geçersiz sayılırsa ne olacak? Hocalı ve Hocavend ne olacak? Koridorlar nasıl denetlenecek? Ermenistan topraklarından geçirilerek Azerbaycan ile Nahçivan'ı birbirine bağlayacak karayolundan kimin geçip geçemeyeceğine Rus kuvvetleri mi karar verecek?" gibi sorular sordu.

***

Peki gerçekte ne oldu?

* Putin, savaşı başlatan Paşinyan'ın saldırgan tutumuna açıktan değilse bile sessiz kalarak destek verdi. Moskova'da Soros'un kurdurduğu dernekleri kapatan Putin, "Soros'un adamı" denilen Paşinyan'a haddini bildirmek istiyordu.

* Ermenistan, Karabağ dışındaki Azerbaycan topraklarına da saldırınca, Aliyev karşı saldırı başlattı. Putin, Ermenistan'ın yardım isteklerine, "Savaş, Azerbaycan topraklarında yaşanıyor." diye cevap verdi ve Aliyev'e yol verdi. Ermenistan'ın Karabağ'da işgalci olduğunu da hatırlatmış oldu.

* Putin, sahaya sürdüğü piyonlarla bir satranç tahtasında oynar gibi oynuyordu ve sonunda emeline ulaştı. Bir hamleyle birkaç taşı devre dışı bıraktı. Birincisi, Paşinyan'a haddini bildirdi, ikincisi, Azerbaycan'a kaybettiği toprakların bir kısmını kazandırarak Aliyev iktidarının ömrünü uzattı.

* Üçüncüsü ve hepsinden önemlisi, Karabağ topraklarına, yeni açılacak Laçin koridoru ve Nahçivan-Azerbaycan koridoruna Rus askerlerini yerleştirirken Türkiye'yi devre dışı bıraktı. Tek başına "Barış Gücü" adı altında Azerbaycan ve Ermenistan arasına Rus askerini yerleştirdi.

* Karabağ, Ermenistan işgalindeydi şimdi Ermenistan'da kalan bölgeleri Rusya'nın korumasına alınmış oldu. Laçin koridoru ve Nahçivan'daki "Türk kapısı", "Rus kapısı" haline getirilmiş oldu.

* Bu arada, anlaşmadan önce "jeopolitik sınırların değişmesine karşı tedbir olarak", Nahçivan-Azerbaycan koridorunun güneyinde askeri yığınak yaptığını açıklayan İran da bu bölgede Rus askerleri ile karşı karşıya kaldı. Bilindiği gibi Sovyetler Birliği dağılınca, Rusya ile İran arasında kara sınırı kalmamıştı.

***

Nahçivan, tarihte Türk kapısı idi, Atatürk, İran'dan toprak satın alarak, Nahçivan ile "Türk kapısı"nı yeniden kurmuştu... Putin, 10 Kasım'da Türk kapısının kontrolünü aldıktan sonra "Bu anlaşma, 10 Kasım'da Atatürk'e hediyemizdir" derken, aslında Atatürk'ten rövanşı aldığını söylemiş oldu... Anlayana tabii…

 

Yazarın Diğer Yazıları