Türk kültüründe 'bilge' tipi ve Mustafa Kemal'e Atatürk soyadının verilişi

Eski Türklerde topluma manevi liderlik yapan, toplumu yönlendiren, çağını aydınlatan, verdiği ögütleri ve özgün sözleriyle yaşamlarından sonra dahi dilden dile dolaşan kişiler vardır. Ak sakallı ve Ata ifadesi ile de belirlenen bu kişiler bilge tiplerdir. Türk kültüründe bilge tipi çok önemlidir. Ergenekon Destanı''nda demir dağı eriterek Türklerin yol bulup çıkmasını sağlayan usta demirci, bilge tipinin en önemli örneklerindendir. Bu durum bir bakıma uzmanlığa verilen değerin de destanlara yansımasıdır.
Orhun Yazıtlarında, bilge kişi toplumu siyasi ve eğitim yönünden aydınlatan, toplumu iç ve dış tehditlere karşı uyaran, birleştiren ve bütünleştiren insan tipi olarak izah edilir.
Bilgelik, zamanla ahlâki bir anlam kazanarak erdemle eş anlamlı olup, hoşgörülü ve uzlaşmacı bir kişi olarak tanımlanmıştır. Bilge kişi, hırsa karşı aklı savunur, kötülükleri sabırla, iyilikleri ağırbaşlılıkla karşılar.
Bilge tipler, mevcut bilgi birikimleri ve düşünceleri ile toplumların yapılandırılması ve millî tarihin oluşumunda birinci derecede rol oynayan önemli kişilerdir. Türk kültürü ve uygarlığına önemli katkılar sağlamış olan pek çok bilge kişilerden söz etmek mümkündür.
Türk destanlarında kağanların, yanlarında genellikle bilge vezirler bulundurmaları ve verecekleri önemli kararlarda bilgelerin bilgilerine baş vurmaları bilgeliğin önemine inanılmış olmasının en belirgin işaretidir. Türk destanlarında bilge tipi, bilge devlet adamı tipi kimliği ile de görülmektedir.
Manas''ta Bakay, Oğuz Kağan destanındaki Oğuz''un akıl hocalarından Uluğ Türk bilge devlet adamı tipinin en ilginç örnekleridir. Bilgelik, Dede Korkut Destanında Dede Korkut ve diğer anlatılarda Irkıl Ata gibi kimliklerle de karşımıza çıkmaktadır.
Oğuz Kağan destanında İtil suyunu geçerken, Uluğ Bey''in ağaçtan sal yaparak ordunun karşı tarafa geçmesini sağlaması bilgeliğin göstergesidir. Bilge Kağan anıtı da bilgeliğin önemini vurgulayan bilgi ve belgelerden bir diğeridir.
Oğuz Kağan destanında kağnıyı icat eden kişinin şahsında uzmanlığın taltif edildiği bilinmektedir. Oğuz Kağan Destanı''nda, Uygur Türeyiş Destanı''nda, Manas Destanı''nda ve Dede Korkut''ta bilgiye verilen önem, bilge kişilerin kişiliğinde yaşatılmıştır.
Destanlarda bilge tipi ''aksakallı'', ''ata'', ''dede'' gibi adlarla da yer almaktadır. "Ata", insanları belalardan koruyan ruhtur.
Yusuf Has Hacib''in Kutadgu Bilig adlı eserinde saadetin ancak bilge kişiler ve bilgi ile elde edileceği savunulmuştur.
Bilge kişilerde ilahî bir sezgi gücü bulunmaktadır. Gerek İslâmiyetten önceki gerekse İslâmiyetten sonraki Türk destanlarında alplik ve bilgelik âdetâ iç içedir.
Dede Korkut da Türk kültür tarihindeki ''bilge tipi''nin temsilcilerinden biridir. Dede Korkut hem maddi, hem manevi alanlardaki yiğitlikleriyle alperen tipinin Türk kültüründeki ilk temsilcisi ve örneğidir. Müşkülleri çözücü, birleştirici ve yatıştırıcı niteliklere sahip olan Dede Korkut, olaylara müdahale eden, Oğuz yiğitlerine ve önderlerine öğüt veren bilge bir tiptir. Dede Korkut Hikâyeleri onun bilge tipi etrafında şekillenmiştir.
Türk destanlarındaki bilge tipinin tüm özelliklerine sahip Atatürk, Türk halkının en önemli bilge tipidir. Bizce Atatürk ilkeleri de Atatürk''ün bilgeliğinin vesikalarıdır. Bu nedenle Atatürk, Türk halkının bilgesidir.
Soyadı Kanunu''nun çıkmasından 5 ay sonra 24 Kasım 1934 tarihinde TBMM tarafından oy birliği ile kabul edilen 2587 sayılı kanunla Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal''e "Atatürk" soyadı verilmiştir.
Soyadı Kanunu''nun çıkarıldığı sıralarda Mustafa Kemal Paşa için; 1. Etel, 2. Etelalp, 3. Korkut, 4. Arız, 5. Ulaş, 6. Yazır, 7. Emen, 8. Çoğaş, 9. Salır, 10. Begit 11. Ergin, 12. Tokuş, 13. Beşe, 14. Atatürk olmak üzere 14 soyadı adayı belirlenmiş, bunlardan ''Atatürk'' soyadı, kimi kayıtlara göre Naim Nazım Onat, kimi kayıtlara göre de Saffet Arıkan''ın tavsiyesi üzerine Mustafa Kemal Paşa''nın seçtiği soyadı olmuştur. İsmet İnönü''nün de 22 arkadaşıyla birlikte imzalayıp sunduğu kanun teklifi üzerine TBMM tarafından oy birliğiyle çıkarılan kanun "Madde: 1- Kemal öz adlı Türkiye Cümhur Reisine 24/11/1934 tarih ve 2587 sayılı kanunla verilmiş olan ATATÜRK soyadı yalnız tek şahsına mahsustur, hiç kimse tarafından öz ve soyadı olarak alınamaz, kullanılamaz ve kimse tarafından hiç bir suretle bir kimseye verilemez." biçimindedir. 17 Aralık 1934''te çıkarılan yasa ile de bu soyadının diğer kişiler tarafından kullanılması yasaklanmıştır.
Kanunun 1. Maddesinde geçen öz sözünün Mustafa Kemal''in eski soyadı olup olmadığı tartışma konusudur.
26 Ağustos 1936''da Dolmabahçe''de düzenlenen 3. Dil Kurultayı''nda Atatürk''ün huzurunda Ata sözünün etimolojık kökenini inceleyip bir bildiri sunan Vecihe Kılıçolu (Hatiboğlu) sunumunu yaparken "Bilge anlamına da gelen ''Ata'' sözü Türklük kadar eskidir ve Atatürk kadar bizimdir" demesiyle Atatürk''ün oturduğu yerden kalkıp omzunu sıvazlayıp bildirisini beğendiğini "Güzel yazmışsın, güzel de okudun" demesi üzerine Atatürk adının etimolojisi üzerine birçok çalışma yapılmış, yapılan bütün çalışmaların ''Ata'' sözünün ''Bilge'' sözüne Atatürk''ün de ''Türk Bilgesi'', ''Türk Atası'' kavramlarına çıktığı perçinlenmiştir.
Soyadı kanunundan sonra bazı kişilerin soyadlarını Atatürk bizzat seçip vermiştir. Bunlar: İsmet Paşa (İnönü), Celal (Bayar), Dr. Tevfik Rüştü (Aras), Recep (Peker), Hasan Rıza (Soyak), Salih (Bozok), Nuri (Conker), Ali Saip (Ursavaş), İbrahim Necmi (Dilmen), Ahmet Cevat (Emre), Naim Hazım (Onat), Dr. Refik (Saydam), Dr. Saim Ali (Dilemre), Ali Canip (Yöntem), Cevat Abbas (Gürer), Kazım Paşa (Özalp), Ali (Çetinkaya), Ruşen Eşref (Ünaydın), Vasıf (Çınar), Fahri Sabit (Korutürk)''tür.
 
 

Yazarın Diğer Yazıları