Türk yurdu Doğu Türkistan

Sayın okurlarım, büyük kurtarıcı Mustafa. Kemal Atatürk’ümüzün uçmağa varmasından sonra 1940’lı yıllarda, Cumhuriyetimizin idari ve siyasi yöneticilerinin en büyük mesuliyeti İkinci Dünya Savaşı’nın etkilerinden kurtulmak olduğundan, Türk Dünyası ile ilişkide bulunamamışlar ve Türk Dünyası ile ilgilenen şahısları ve kuruluşları da “Turancılık”la itham etmişlerdir. Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü 1944 yılının 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’nın açılış konuşmasında Sovyetler Birliği’ne yaranmak için Türk Dünyası ile ilişkide bulunmayı suçlamıştı. Bu suçlamalar, çok partili siyasetin başladığı 1950’li yıllara kadar devam etmiştir. O yıllara kadar bizlerin de içinde bulunduğumuz milliyetçi düşünceyi savunan kültür kuruluşunun ismi “Millî Oyunlar Derleme ve Yayma Derneği” idi. Sonraları “Türk Kültür Derneği” ve daha sonra da “Türk Milliyetçileri Derneği” oldu ve Türkiye’mizin bütün illerinde faaliyetini sürdürdü.
İşte 1950’li yılların başında, Doğu Türkistan’dan ayrılıp Himalaya dağlarını aşıp Hindistan yolu ile Türkiye’mize ulaşmak isteyen kardeşlerinizin liderleri, İsa Yusuf Alptekin ve Mehmet Emin Buğra’yı misafir kabul eden milliyetçi kuruluş, benim de Ankara Şubesi Başkanı olduğum “Türk Milliyetçileri Derneği”miz idi.
Doğu Türkistan’lı Uygur Türklerinin siyasi liderlerini Kızılay’daki Gül Palas’ta misafir ettik ve devlet yetkilileriyle görüşmelerini sağlayarak görevimizi yerine getirdik. İsa Yusuf Alptekin ve M. Emin Buğra beylerin Türk Milliyetçileri Derneğinde verdikleri konferansı, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Prof. Hüseyin Namık Orkun ve Prof. Necati Akder hocalarımızın da severek dinlediklerini, hatıra fotoğraflarından görüyorum.
Sayın okurlarım, altmış yıl önceleri Doğu Türkistan’dan göç ederek yurdumuzun muhtelif şehirlerine yerleşen soydaşlarımız artık Anadolu insanları ile kaynaşmış ve huzur içinde yaşamaktadırlar. İstanbul ve Kayseri’mizde kurdukları dernekler ve vakıflarla kültür faaliyetlerine devam etmekte ve çıkardıkları dergilerle toplumumuzu bilgilendirmektedirler.
Çin işgalindeki Doğu Türkistan’ımız 1.850.000 km2 yüzölçümü ile 35 beş milyon Türk’ün yaşadığı bir Türk yurdudur.
Sayın okurlarım, bu yıl Doğu Türkistan Uygur Yüksek İstişare Toplantısı mayıs ayında Washington’da tertiplendi. 16 ülkeden gelen 110 delege bir hafta süreyle Uygur Türkleri’nin geçmişi ve bugünkü durumu hakkında hazırlanan bilgileri gözden geçirdikten sonra, Uygur Türkleri’nin geleceği noktasında birlik olarak nasıl bir strateji izleyeceklerini görüştüler.
Toplantının açılışında, Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Rabia Kadir Hanım konuşmasında “Bugün burada verdiğimiz startla Doğu Türkistan davasının yol haritasının çizileceğini” söyledikten sonra şöyle devam etti: “Bugün dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen Uygur temsilcileri toplanıp davamızla ilgili konuşabiliyorsak, davamızı destekleyenlerin sayısı az değil demektir. Bu, bizim yalnız olmadığımızın ifadesidir. Bugün Doğu Türkistan halkı sürekli tehdit altındadır. Masum insanlar idam ediliyor. Hukuki savunmaları yok. Çocuklar bu baskıcı rejim altında acı çekiyor. Komünist Çin rejimi altında 62 yıldır sömürülüyoruz. Dinimizi, dilimizi, kültürümüzü yok ediyorlar. Kadınlarımızı taciz ediyorlar, erkeklerimizi zorluyorlar, insanlarımıza merhametsizce davranıyorlar. Barışçı gösterimizi bastırıp, şiddete başvurduğumuzu söylüyorlar. Bağımsızlığımız için yıllardır mücadele veriyoruz. Biz geleceğimizi tayin etmek istiyoruz. Ben artık zamanı geldi diyorum. Dünya buna hazır. Uygur Türkleri buna hazır. Yol haritamızı belirlememiz gerekir ve tüm dünyadaki Uygur Türkleri tek bir amaç uğrunda birleşmelidir.” 
Tanrı Türk’ü Korusun.

 


Not: Sayın okurlarım, Kayseri Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından 18 yıldır yayınlanan Gökbayrak dergisinin 100. sayısı bu ay çıktı. Kendilerini tebrik edip nice 100 sayılar diliyorum.

Yazarın Diğer Yazıları