Türkçe bilen gizli servis başkanları...

Yenişafak'tan Sernur Yassıkaya, önemli bir durum tespiti yaptı. Öyle ki Odatv ve Sputnik News de haberden alıntılar yaptı.

Yassıkaya, İngiltere'nin eski Ankara Büyükelçisi Moore'un dış istihbarat servisi MI6 başkanlığına getirilmesi üzerine, yolu Türkiye'den geçen ve sonra ülkelerinin istihbarat servislerinin yönetimini devralan isimlere dikkat çekti. Bunlar arasında CIA Direktörü Haspel ve Fransız dış istihbarat servisi DGSE'nin başındaki Emie var. Üçü de Türkçeyi akıcı konuşuyor.

Haspel, CIA'deki görevleri çerçevesinde 1987-1989 yılları arasında ve 2000'li yılların başında Türkiye'de bulundu. Haspel'in Türkçe'yi 2000 yılında CIA'in Ankara'daki merkezinde istasyon şef yardımcısı olarak çalışırken öğrendiği, açıklanan özgeçmişinde belirtiliyor.

Fransa'nın dış istihbarat servisi DGSE'nin başına da 2017 yılında eski Ankara Büyükelçisi Emie getirilmişti. Emie, akıcı Türkçe konuşuyor.

***

Sputnik, Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov'un da Moskova Devlet Üniversitesi Türkoloji bölümünden mezun olduğunu, dolayısıyla Türkçe'ye hâkim olduğunu hatırlattı.

Putin de, Türkiye'de istihbaratçı olarak bulunmuştu ve o da Türkçe biliyor.

Hani biz, Yeniçağ başlığının altında "Dünyayı Türkçe okuyun" diyoruz ya, bu söze önce ABD, Rusya, İngiltere ve Fransa uymuş görünüyor. Öyle ya kendi ana dilleri ve başka dillerin yanında dünyayı anlamaya çalışırken Türkçe'den de faydalanıyorlar. Tabii biz Türkçe okuyun derken aslında "Türk'çe okuyun" demek de istiyoruz.

***

Dünyayı yönlendiren ülkelerin istihbarat başkanlarının, Türkiye'de görev yapmış ve Türkçe biliyor olması, Türkiye'ye verdikleri önemin bir göstergesidir. Bu ajanların istihbarat başkanlığına hatta devlet başkanlığına kadar yükselmiş olmalarından, en iyi elemanlarını Türkiye'ye gönderdikleri sonucunu çıkarmak da mümkün.

Fakat bundan daha önemli bir durum var! Atatürk'ten sonra Türkiye'yi yönetenler de Türkçe biliyordu ama dünyayı Türkçe okuyamadılar!

Dünyayı Türkçe okumuş olsalar, bugün Türkiye, dünyanın süper güçlerinden biri olurdu. Zira Türkiye, gerek insan kaynağı gerek coğrafyası ve tarihi ile bu potansiyele sahip bir ülkedir.

***

Konu istihbarat başkanlarının Türkçe biliyor ve Türkiye'de görev yapmış olmalarından açıldı, bu sebeple birde "kuş yumurtası" ve "koza" konumunda olanları da anmak gerekir. Kuş yumurtası veya koza şöyle yetiştirilir: Önce yabancı istihbarat servisi, çalıştığı ülkede, kuş yumurtası veya koza yetiştirmek için aday kişileri tespit eder. Bunlar genelde ilkokul çağındadır ve gizli bir etnik kimliğe sahiptir. Çoğu gerçek kimliğini bilmez. İstihbarat servisi, çocuğa el atar, en iyi okullarda okumasını, önemli görevlere gelmesini sağlar. Bunun için kritik zamanlarda o çocuğun veya gencin önünü açar. Verim alınacak uygun zaman geldiğinde kendisine, kim olduğu, mevcut konumuna nasıl geldiği delilleriyle gösterilerek, bundan sonra verilen görevleri yapması tebliğ edilir. "Guguk kuşu taktiği" de denilebilir. Guguk kuşları, uzaktan takip ettiği kuş follarına, ana kuş kısa bir süreliğine ayrıldığı zaman bir tane yumurta bırakır ve foldaki yumurtalardan birini dışarı atar. Böylece kendi yavrusunu başka kuşlara yetiştirmiş olur. Gukuk kuşu büyüdüğü zaman, yuvadaki diğer yavruları da birer birer dışarı atar! Üç hafta içinde üvey annesinden de iri olur! Kısacası yuvayı darmadağın eder!

Bugün milli kurumlar darmadağın edildiğine göre büyük devletler, en iyi istihbaratçılarını Türkiye'ye göndermekle kalmamış, çok sayıda kuş yumurtası veya koza tabir edilen eleman da yetiştirmiş olmalı.

Türkiye'yi, Türkler yönetmelidir! Zira "Bu memleket tarihte Türk'tü, halde Türk'tür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır."

 

Yazarın Diğer Yazıları