Türkiye kaybetti!

Biz bu satırları yazarken değil sandıkların açılması, 56 milyon seçmenden henüz 6 milyonu bile oy kullanmamıştı!

Türkiye niye ve neyi kaybetti?

Sebepleri bir bir sıralayalım, Türkiye’nin niye ve neyi kaybettiği ortaya çıkacaktır:

* Cumhurbaşkanı Türkiye’yi ortadan ikiye böldü. Karşı tarafa sürekli hakaret etti.

* Devlet kurumları muhalif iş adamlarını, gazetecileri susturmak için devreye sokuldu.

* Gazeteciler bir telefonla işten atıldı.

* Seçim yasakları çiğnendi.

* Devletin valileri, bürokratları, Milli Eğitim Müdürleri, okul müdürleri iktidar partisi hatiplerinin mitinglerine resmî yazılarla öğrenci ve devlet memuru taşıdılar, gitmeyenler hakkında soruşturma açacaklarını açıkça beyan ettiler.

* Devletin araç gereçleri, bütçe imkânları, örtülü örtüsüz ödenekleri iktidar partisi propagandası için seferber edildi.

* Diyanet İşleri Başkanlığı hiçbir seçim döneminde olmadığı kadar siyasete bulaştı, iktidarın arka bahçesi haline dönüştü.

* Hukukun üstünlüğü rafa kalktı. Hukuk, muhalifleri ve iktidar mensuplarının usulsüzlüklerini yargıya taşımak isteyen polis ve savcıları susturma sopası haline geldi.

* Muhalif partiler iktidar partisi ile değil, devletle yarışarak seçime girdiler. Hangi parti devletle baş edebilir?

* Seçim yasakları iktidar tarafından sürekli ihlal edildi. Seçimlerin hukuka uygun, sağlıklı yapılmasından sorumlu Yüksek Seçim Kurulu, tarihinde hiç olmadığı taraflı davrandı. İktidar Partisi ve Cumhurbaşkanı’nın sürekli seçim ihlalleri karşısında bırakınız parmağını oynatmayı, kılını dahi kıpırdatmadı. Seçime birkaç saat kala bile Başbakan Davutoğlu bir televizyon kanalında seçim propagandası yaptı.

* Cumhurbaşkanı Erdoğan parti demeden, yazar demeden, gazeteci demeden kim kendini eleştiriyorsa,  “Haddini bil”  tehdidi savurdu,  “alçak” dedi,  “şerefsiz”  dedi.

*Yine Erdoğan önüne konan resmî belgelere değil, kendi kafasındaki bilgilere itibar etti, son saatlerde bile o bilgilerle millete seslendi. Meselâ Diyanet’e alınan Mercedes’in fiyatının 360 bin lira olduğunda ısrar etti, oysa Diyanet’in Resmi Yazısı, Mercedes’in bir milyon liranın üzerinde olduğunu gösteriyordu ve bu belge gazetede yayınlanmıştı.

* Bu seçimlerde iktidarın eleştirmediği tek kişi terör örgütünün eli kanlı elebaşı Abdullah Öcalan’dı. Kendilerine eleştiriyi hakaret, kendilerinin yaptığı hakareti ise eleştiri olarak gördüler. Böyle bir demokrasi anlayışı ile seçimlere gidildi.

* Yolsuzluk ve rüşvetin üzerine gidilmedi. Bir rüşvet olayında beş kişinin adı geçti, üçü görevden alındı, siyasetten silindi, biri, “Ben ne yaptımsa Başbakanın emri ile yaptım” dedi, diğerine ise dokunmaya kimsenin gücü yetmedi, dokunmak isteyen kamu görevlilerine ya görevden el çektirildi, ya hapse atıldı.

* Türkiye gerildikçe gerildi. Halk iktidar eliyle ortadan ikiye bölündü, sanki ayrı ve düşman milletlerin halkları haline getirildi.

*Normal bir ülkede seçimlerden sonra tansiyon düşer. Türkiye’de tansiyonun düşmeyeceği daha sandıklar açılmadan görülüyor gibi...

Böyle bir Türkiye kaybeden Türkiye değildir de kazanan Türkiye midir?

Yazarın Diğer Yazıları