"Türkiye NATO'yu sinirlendirmeye 2013'te başladı"

"Türkiye NATO'yu sinirlendirmeye 2013'te başladı"
The Economist dergisinde yayımlanan makalede Erdoğan ve Putin ilişkisi irdelendi ve Türkiye ile Rusya'nın dostluğunun NATO'yu kaygılandırması gerektiği ileri sürüldü.

İngiltere'de yayımlanan haftalık The Economist dergisi son sayısında Türkiye-Rusya ilişkilerine değindi. İki ülkenin "füzelerle" yakınlaştığını savunan dergi, Türkiye ile Rusya'nın dostluğunun NATO'yu kaygılandırması gerektiğini yazdı.

Oda TV'nin haberine göre Economist'teki yazıda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında Çarşamba günü yapılan görüşmeye değiniliyor. Erdoğan ve Putin'in ağırlıklı olarak Suriye'deki son gelişmeleri ele aldıkları ancak Türkiye'nin NATO'daki müttefiklerini endişelendiren bir konuyu da görüştükleri belirtiliyor. Dergi bu noktada Rusya'nın Türkiye'ye S-400 hava savunma sistemi satması konusunda prensip anlaşmasına varıldığını vurguluyor.

BBC Türkçe'nin aktardığı haber şöyle devam ediyor:

"NATO ile Rusya arasındaki gerginliğin Soğuk Savaş'tan bu yana en üst düzeyde olduğu bir dönemde böylesi bir satış, eğer tamamlanırsa, ittifaka yönelik hesaplanmış bir hakaret olarak görülecektir. Aynı zamanda son yıllarda gözlenen, Sayın Erdoğan'ın, Türkiye'nin esasında NATO'nun ittifakla yüzde yüz entegre olmamış bir üyesi olarak kalmasından memnun olacağı yönündeki algıyı da pekiştirecektir."

TÜRKİYE NATO'YU SİNİRLENDİRMEYE 2013'TE BAŞLADI

Economist, Türkiye'nin NATO'yu sinirlendirmeye 2013'te başladığını, o dönem de Çin'den füze savunma sistemi alma niyetinde olduğunu duyurduğunu hatırlatıyor. Avrupa Birliği'nin ve ABD'nin o dönem Çin'e yaptırım uyguladıklarını hatırlatarak.

Türkiye, Çin'in teklifini kabul etmesine gerekçe olarak sistemin daha düşük maliyetli olmasını ve fikri mülkiyet transferi açısından daha iyi koşullar içermesini göstermişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da iki yıl önce yaptığı bir konuşmada "Amacımız, 2023 yılında savunma sanayimizi dışa bağımlılıktan tamamen kurtarmaktır" demişti.

Economist, Türkiye'nin Çin'le anlaşmaktan neden vazgeçtiğinin net olmadığını, bu kararın Antalya'daki G20 Zirvesi'ne yakın bir zamanda alındığını, muhtemelen Türkiye'ye karşı "havuç-sopa politikası" izlendiğini belirtiyor.

Dergiye konuşan Londra merkezli Uluslararası Stratejik Çalışmalar Enstitüsü'nden askeri havacılık sanayi uzmanı Douglas Barrie'ye göre Çinliler Türkiye'ye istediği teknolojik teknik bilgiyi verememiş olabilir. Zira sistemlerinin fikri mülkiyeti Rusya'nın sahip olduğu S-300 füze savunma sistemine dayalıydı.

"ERDOĞAN BATI'YA BOYUN EĞMEDİĞİNİ GÖSTERMEK İSTİYOR"

Economist'teki haber şu satırlarla noktalanıyor:

"S-400 halen dünyanın en iyi füze savunma sistemlerinden biri. Ancak Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Türkiye'nin bu sistemi NATO altyapısına entegreye çalışmayacağını kabul ediyor. Douglas Barrie'ye göre bu durum da S-400'ü en yüksek standartta olmayan bir sisteme dönüştürüyor. S-400'ün pahalı olduğu da göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye'nin bu sistemi almaktaki hevesi ancak istediği teknolojiye erişme arzusu ve Sayın Erdoğan'ın Batı'ya boyun eğme ihtiyacı olmadığını göstermek istemesi ile açıklanabilir.

Türkiye ile böyle bir anlaşma, dünyanın en büyük ikinci silah satıcısı Rusya'nın da menfaatine olacaktır. Çin ve Rusya bir süre öncesine dek Rusya'nın en iyi müşterilerindendi ancak artık bu iki ülke de kendi üretimlerini artırıyorlar. Rusya'nın silahları için yeni pazarlara her zamankinden fazla ihtiyacı var ve Sayın Putin de NATO'yu hor görmekten hoşlanıyor."