Türkiye Sigorta Projesi

Ak Parti hükümetinin son yıllarda hiç mi doğru yaptığı bir şey yok diye sorarsanız kesinlikle Türkiye Sigorta'nın kuruluşu diye bilirim.

Kamu bankalarının elindeki tüm sigorta şirketleri tek çatı altında birleşti ve Türkiye Sigorta oldu.

Şu anda sigorta sektörü tıpkı bankacılık sektörü gibi yabancıların kontrolünde. Yabancılar bankalar aracılığı ile Türkiye'de istediğini yapabiliyor.

Hiçbir zaman riske dönüşmeyecek poliçelerle Türkiye'yi adeta sigorta çöplüğüne çevirdiler.

Sigorta şirketleri bankaların şubelerini acente olarak kullanıyorlar.

Bankalara trafik ve kasko hariç tüm poliçelerde yüzde 40-50 kar bölüşümü yapıyor.

Banka, hiçbir zaman bankacılıktan kazanamayacağı parayı sigortadan kazanıyor.

Sigorta şirketi tabii ki bunun hesabını kitabını iyi yapıyor. Hiçbir zaman riske dönüşmeyecek saçma sapan poliçeler sunuyor. Bunu bankaya kampanya olarak veriyor.  Bir de sigorta şirketi banka üst yöneticilerine belirli satışın gerçekleşmesi halinde yurtdışı tatili ve değerli hediyeler veriyor.  Bir de teşvik olsun diye, o bankanın Türkiye genelinde belirli satış yapan üç beş şube personeline de küçük ödüller veriyor. Bir dönem bunları da kışın ortasında Avrupa veya Yunan adalarına götürüyorlardı.

İşte bu tatlı kar ve ödül banka yöneticilerini yoldan çıkartıyor.

Esas faaliyetinin dışına çıkıp sanki sigorta şirketi gibi çalışıyor.

Böyle olunca daha fazla satış için şube personeline korkunç bir baskı yapıyor. Bu baskı adeta mobbinge dönüşüyor.

Bunun bir de vatandaş cephesi var. Banka şubelerine bu sigorta poliçeleri korkusundan giremiyor.

Basit bir işlemde bile sigorta satışı için vatandaşa baskı yapılıyor.

Hele bazı bankalar var ki, derin bir kriz yaşadığımız şu günleri bile fırsata çevirmiş durumda.

5 bin lira bile kredi almaya gelenlere en az 2 sigorta poliçesi kesiyor. 5 bin liralık krediye 2 sigorta olur mu demeyin bal gibi oluyor.

Bu bankalar yıllarca emekliye kredi verilirken işsizlik sigortasını şart koşan yabancı banka gördüm.

Tabii ki bir de olayın farklı boyutu var.

Fiyat ve hizmet rekabeti.

Bankaların zorunlu olarak kestiği sigorta poliçelerinde fiyat ve hizmet rekabetini bulamazsınız. Çünkü sigorta şirketi o poliçeden alınan paranın yarısına yakınını bankaya komisyon olarak veriyor. Bir de size indirimli mi satacak? Ya da o poliçe riske dönüşünce hizmet kalitesini mi yükseltecek?

İnternet siteleri bu sigorta şirketleri ile ilgili şikayetlerle dolu.

Türkiye Sigorta bu piyasada yabancı hakimiyetine son verebilir.

Kamu sigorta şirketlerinin fiyatları hep makul düzeyde kaldı. Mesela piyasada en ucuz hayat sigortasını hep kamu sigortaları yapardı.  Örneğin 40 yaşındaki bir kişi kredi çektiğinde yapılan hayat sigortasını Vakıf, Halk veya Ziraat Bankası aracılığı ile yapsa 200-300 lira ödüyordu. Özel bankalardan çektiği kredide en az bin lira ile 2 bin lira arasında.

Umarım Türkiye Sigorta yabancının bu oyununu bozar.

Türkiye Sigorta ile ilgili bir tuğla koyması gereken kuruluş da BDDK. Özel bankaların kendi sigorta şirketlerinin poliçe dayatmasına son vermeli. Yapılacak küçük bir düzenleme ile vatandaş hangi bankaya giderse gitsin hayat sigortasını istediği şirketten yapabilmesini sağlasın. Böyle bir düzenleme var ama bankalar bunu uygulamıyor.  Dışardan poliçe getirirsen kredi maliyeti artar diye vatandaşa dayatma yapıyorlar. Bu aynı zamanda Rekabet Kurumu'nu da ilgilendiriyor.

Türkiye Sigorta bu milletin malı. Bu nedenle bu sigorta şirketine herkes sahip çıkmalı ve yabancı hakimiyetine son vermek için desteklemeli.

 

Yazarın Diğer Yazıları