Türkiye'nin beka sorunları

Türkiye'nin beka sorunlarını yazmak için kategorize etmek doğru olur. Ülkeler, terör örgütleri, siyaset, ekonomi, milli savunma ve adalet konusundaki gelişmeler açısından değerlendirildiğinde, Türkiye açısından risk teşkil eden hangi unsurlar öne çıkar?

Ülkeler açısından bakıldığında;

Suriye mi, Irak mı, İran mı, Amerika mı, Rusya mı, Libya mı, Yunanistan mı?

Terör örgütleri açısından bakıldığında;

- PKK mı?

- PYD/YPG mi?

- DEAŞ/IŞİD mi?

- Müslüman Kardeşler /İhvan mı?

- Haşdi Şabi mi?

Siyaset açısından bakıldığında;

- Recep Tayyip Erdoğan ve ailesinin mal varlığı mı?

- MHP'nin iktidar partisi AKP'ye verdiği destek mi?

-  Amerika'nın sözde Ermeni soykırımı tehdidi mi?

- Suriyeli sığınmacılar mı?

- AKP'nin "metal yorgunu" bir iktidar haline gelmesi ve 3 parçaya bölünecek olması mı?

- Muhalefet partilerinin 18 yıldır iktidar alternatifi olmaması mı?

Ekonomi açısından bakıldığında;

- Amerika'nın ekonomik yaptırım tehditleri mi?

- Yüksek tefeci faizi ile geleceğimizin ipotek altına alınması mı?

- Halkbank'a yönelik Amerikan tehdidi mi?

- Uluslararası bankaların Türkiye'ye kredi vermemesi mi?

- Suriyeli sığınmacılara bugüne kadar harcanan 40 milyar dolar ile harcamanın devam etmesi mi?

- Doğu Akdeniz'deki doğal kaynaklar mı?

- Libya ile imzalanan "Münhasır Ekonomik Bölge Anlaşması" mı?

- İşsizlik mi?

- Piyasadaki ekonomik kriz mi?

Milli savunmamız açısından bakıldığında;

- S-400'leri satın alıp ısrarla kurmamız mı?

-F-35 uçaklarımızı alamamamız ve bu dev projeden çıkartılmamız mı?

- Suriye'deki askeri varlığımız mı?

- Irak'taki siyasi gelişmeler mi?

- Amerika'nın İran'a yaptığı saldırı sonrası yaşanacak savaş ya da kriz riski mi?

- Libya'ya asker göndermek ve Libya'da lejyonerlerle iç savaşın tarafı olmak mı?

Adalet açısından bakıldığında;

- Yargının siyasetin emrine girmesi mi?

- Yargı kararlarının hukuken değil siyasi olarak alınması mı?

-  Hâkimler ve Savcılar Kurulu'na, Cumhurbaşkanı ile iktidar partisinin egemen olması mı?

- Yargı reform paketlerinin uygulanmaması mı?

- Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'ün Pelikan grubu tarafından hedef alınması mı?

- Anayasanın yamalı bohçaya dönmesi mi?

- Cumhurbaşkanının "taraflı" ve "tarafsız" olmasına yol açan yemini mi?

Türkiye Cumhuriyeti Devleti açısından bakıldığında;

- Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi mi?

- Tek adam rejimi mi?

- Yasama, Yürütme ve Yargı'nın tek adamın kontrolüne geçmesi mi?

- Partili Cumhurbaşkanı mı?

- Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin devre dışı kalması mı?

- Bakanların milletvekili olmaması mı?

- Diplomasi yaşanan başarısızlıklar mı?

- Medyanın yüzde 90'ının yandaş hale getirilmesi mi?

Değerli okurlarım,

Türk Silahlı Kuvvetlerinin Bitlis'te bulunan Komando Tugay'ını Libya'ya görevlendirdiği ve peyderpey bu ülkeye intikal edeceği vurgulanıyor.

Yaklaşık 5 bin komando askerinden oluşan Bitlis Komando Tugayına ilave olarak Özgür Suriye Ordusundan 5 bin eğitimli askerin de Türkiye'den Libya'ya sevk edileceği belirtiliyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk askerlerinin korgeneral rütbesi ile atanan bir komutana bağlı olarak görev yapacağını ve amacın "Ulusal Mutabakat Hükümetinin" emrindeki askerlere eğitim vermek olduğunu vurgulamıştı.

Değerli okurlarım,

Amerika, İran'ın önemli komutanlarından Kasım Süleymani'yi ve beraberindekileri hava saldırısı ile etkisiz hale getirdi.

Amerikalılar da, başkan Trump da, Süleymani'yi "terörist" olmakla suçladılar.

Peki, bu durumda Türkiye'nin de PKK uzantısı PYD/YPG'nin sahte General Mazlum Kobani kod adlı terörist başını benzer operasyon ile etkisiz hale getirmemiz hak mı değil mi?

Diyeceksiniz ki yanındaki Amerikalılar ona "canlı kalkan" oluyor.

Ben de derim ki, Amerikalılara da başkan Trump'a da; "Sizin için Süleymani neyse bizim için de gerçek adı Ferhat Abdi Şahin adlı bu terörist aynı kategoridedir."

 

Yazarın Diğer Yazıları