Türkiye'nin riski arttı

Döviz mevduat faizi üstünden alınan gelir vergisi stopajı artırıldı. Bir yıla kadar olan döviz mevduat hesaplarında yüzde 16 olan stopaj oranı yüzde 20'ye, bir yıl daha fazla vadeli döviz mevduat hesaplarında ise yüzde 13 olan stopaj oranı yüzde 18'e çıkarıldı.

Bunun nedeni döviz mevduatının TL mevduatından daha hızlı artması oldu. 9 Mart itibariyle, toplam mevduat içinde döviz mevduatının payı yüzde 51.7 oldu. Dövize tasarruf amacıyla talep yüksek olunca, doğal olarak kurları da etkiliyor. Döviz mevduatını cazip olmaktan çıkarmak için faiz üstünden stopaj şeklinde alınan gelir vergisi oranları artırıldı.

Ne var ki, küresel dünya içerde alınan her karara anında tepki veriyor. Uluslar arası piyasada belirlenen Türkiye'nin CDS' oranı 20 Mart 2019 günü 333.81 baz puan iken, 21 Mart 2019 günü 350.25 baz puana yükseldi.

Bu yükselme uluslar arası bir sorundan kaynaklanmadı. Zira aynı gün Almanya'nın CDS baz puanı yüzde 2.22 oranında düşerek, 11.72'ye Rusya'nın CDS baz puanı da yüzde 1.65 oranında düşerek, 135.69'a geriledi. Dünyada CDS' ler düşerken Türkiye'nin artıyorsa, bunun nedenlerini sorgulamak zorundayız.

Demek ki içerde döviz mevduat faizini artırmanın, sonuçları olumsuz oldu. Bu sonucun yabancı sermaye girişini de etkileyeceği açıktır. 

CDS Oranları, uluslararası piyasalarda oluşan ve Türkiye'nin riskini gösteren bir göstergedir. CDS, Türkiye'nin, enflasyon, büyüme, işsizlik, dış borç stoku, cari açık gibi ekonomik veriler yanında, Raiting kuruluşlarının not değerlemesi ve Türkiye'nin uluslararası ekonomik ve siyasi ilişkilerinin, iç politika sorunlarının, hukuki ve demokratik sorunlarının tamamının bir bileşkesi olarak oluşur. Bu nedenle en fazla dikkate almamız gereken bir göstergedir.

Bir yorumda  ''Türkiye CDS oranı bazı iç düzenlemelerden kolay kolay etkilenmez, çünkü bu primin belirleyicileri yabancıdır.'' diyor. Gerçekte ise CDS  yabancılar da verse Türkiye 'nin karnesidir. İç sorunlardan etkilenmez dersek, daha çok dayak yeriz.

Söz gelimi; Geçen hafta  Moody's istişari raporunda,"Türkiye'nin dış kırılganlık riskinin 'Yüksek' seviyesinden 'Yüksek (+)' seviyesine çıkarıldığı açıklandı. Neden olarak, düşük büyüme, Düşük tasarruf, yapısal cari işlemler gösterildi.

Bu sene sonu dolar kuru ne olur? sorusu tartışılıyor. Daha çok FED faiz ve para politikası, ABD' ekonomik verileri, AB Merkez Bankası kararları, küresel sorunlar ve içerde dövize talep çerçevesi içinde ele alınıyor.

Gerçekte ise sorun yalnızca Dünyada ve Türkiye 'de ekonomik gidişat ile sınırlı değildir. Bu gidişattan daha fazla etkili olan; İç ve dış siyasi sorunlar, başta Suriye sorunu, sonrasında S-400 sorunu ve ABD ambargo olasılığı, terör, Hukuki sorunlar, insan hakları ve demokratik özgürlükler ve en önemlisi 4.5 milyon Suriyeli sorunudur.

Bu sorunların ne zaman ve ne yönde etki yapacağını kimse kestirmez.

Türkiye bu dediklerim çerçevesinde bir sorun yaşarsa, dolar kuru bir günde fırlayabilir.

Bu kırılganlık; Hukuki ve demokratik özgürlük alanında AB' yi, finansal alanda İMF' yi çıpa olarak kullanırsak azalır.

İMF' nin vereceği krediden çok mali çıpa olması önemlidir. Türkiye bu durumda  daha ucuz dış kredi bulur. Kaldı ki  İMF Doğrudan yabancı yatırım sermayesi içinde bir teminattır.

 

Yazarın Diğer Yazıları