Türklüğün şifreleri Batı'da paniğe yol açtı!

2007 yılının başında ABD derin devleti bağlantılı düşünce kuruluşları, uzun süreli bir hazırlıktan sonra, Türkiye’de basın üzerinden  “Türk diye bir ırk yoktur” kampanyası başlattı! 
The Wall Street Journal gazetesinin 28 Kasım 2006 tarihli sayısında, Huge Pope, Batı’nın stratejik bakışını şöyle sergiliyordu:

“Roma İmparatorluğu, ‘Anadolu’ ve ‘Küçük Asya’ adlarıyla da bilinen, bugünkü Türkiye’yi içine alıyordu. 70 milyon nüfuslu modern Türkiye isim ve dil açısından Türk olabilir ancak genetik açıdan o kadar safkan değil. Orta Asyalı Türklerin Türkiye’ye gelişleri, esasen 13. yüzyılda sona ermiştir. Anadolu’daki eski nüfusa toplamda yaklaşık yüzde 10 katkıları olmuş gibi görünmektedir.”
İşte bu düşünceyi sözde bilimsel verilerle desteklemek için önce Boğaziçi Üniversitesi’nde bir anket yaptırıldı. Newsweek dergisinin 28 Kasım 2006 tarihli sayısında Owen Matthews bu araştırmayı yazısında kullandı ve Türkiye’de Türk oranını yüzde 20 olarak gösterdi!
Halbuki bu iddiaların tamamı uydurmaydı! Türkiye’de Türk oranı asgari yüzde 85’tir.
Fakat bu uydurmalarla birlikte, önce Niyazi Öktem, sonra Özdemir İnce, Ertuğrul Özkök ve İsmet Berkan, Türk diye bir ırkın olmadığını iddia eden yazılar yazdılar! Huge Pope’un iddiasını tekrar ettiler.

Son olarak da benzer iddiaları ABD’de Kaliforniya Üniversitesi’nde yetiştirilmiş İTÜ’lü profesör Timuçin Binder, Sabah gazetesinde gündeme getirdi. 

***

Binder, Anadolu’nun 1071 sonrasında Türkleştiği savına karşı çıkıyor, Anadolu’nun 1071’den sonra Türkleştiği iddiası gerçekten doğru değildir. Çünkü Türkler 40 bin yıl denilemese bile en az 8 bin yıldır Anadolu’dadır. Oğuzlar’ın göçünden önce İskitler, Kimmerler, Peçenekler, Kumanlar Anadolu’da yerleşik hayata geçmişlerdir. Birkaç gündür açıkladığımız Hakkari-Bişkek kaya resimleri benzerliği de Orta Asya Türkleri ile Türkiye Türkleri arasında en az 8 bin yıllık birlikteliğin fotoğrafıdır.  

Timuçin Binder’in Orta Asya’dan gelenlerin yüzde 10-15 civarında olduğu iddiası, Huge Pope’un iddiaları ile; yani Amerikan derin devletinin Türkiye operasyonu ile örtüşüyor. Halbuki gelenlerin saf Türkler olduğunu, Anadolu’ya vurdukları 24 Oğuz boyunun damgaları ve halen yaşayan isimleri ile biliyoruz. Üstelik 13. asırda Süryani tarihçi Mihael, göçleri anlatırken “Yeryüzü Türkleri taşımaya yetmiyordu” der. Bugün de ezici çoğunlukturlar.

Türklüğün bir geni olmadığı iddia edilemez ama aynı zamanda bir kültürel kimlik olduğu doğrudur. Öyle ki başlangıçta Türklük, Kök Tengri’ye inananların ortak adı idi. Sonradan etnosun adı haline geldi. Tabii bu binlerce yıl önce cereyan etti.

***

Türkiye Türkleri, ağırlıklı olarak Azerbaycan, İran ve Türkmenistan Türkleri ile ortak kan bağına sahiptir. Çünkü hepsi Oğuz kökenlidir. Yunanlılar, Ürdünlüler, İranlılar, Süryaniler ile akrabalık tezi ise ispatlanmaya muhtaçtır. Türklerle en çok karışan Kürtler’in, İranlılardan ve Yunanlılardan bile uzak sayılmasının da hiçbir bilimsel temeli yoktur. Bölücü emellere uydurma bilimsel veri üretmek anlamını taşır. Üstelik Kürtlerin büyük kısmı zaten Kürtleşmiş Türkmenlerdir. Karakeçililer gibi!
Karakeçilililer Kayı boyundandır.

***

Gen araştırmalarına hiçbir şekilde güven duyulamaz. Çünkü bu araştırmalar, istihbarat servislerinin güdümündedir. Siyasi projeye göre veri üretilmektedir.

Türklerin bir ortak geni olduğunu, bunun da Oğuz Kağan’a kadar dayandığını destekleyen bilimsel veriler de vardır ama bütün bu araştırmaları namusuna güvendiğimiz Türk bilim adamları yapana kadar şüphe ile karşılamalıyız.

Dikkat ederseniz, bize ırkçılık suçlaması yöneltenler, Türklüğün genetik yapısı  veya DNA’sı ile uğraşmaktadır! Yanlış verilerle, Anadolu’nun Türk vatanı olmadığını ispatlamaya çalışmaktadırlar. Çünkü asıl ırkçı kendileridir.

Niçin böyle bir zamanlama seçtiler biliyor musunuz? TRT’de yayınlanan Servet Somuncuooğlu’nun  “Karlı Dağların Ardındaki Sır” belgeseli, bütün planlarını altüst etti de ondan!

Yazarın Diğer Yazıları