Türk'ün Türk'ten başka dostu olmaz

Anayasamızın 66. Maddesi, "Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür." diyor. Deniz Baykal, Türklüğün bir üst kimlik olduğuna sık-sık vurgu yapardı.

Dünkü işsizlik yazım üzerine okurlarımdan Cemal Gaygusuz aşağıdaki e-maili göndermiş:

"Esfender bey, çöpten kağıt toplama işini bile kaçak çalışan yabancılara kaptırdık. Binlerce kişi ekmeğinden oldu."

Bu yabancılar içinde hiç şüphesiz 5 milyon Suriyeli Arap başı çekiyor.

Suudi Arabistan prensesi Türk mallarını boykot çağrısı yaptı. Suudiler, ithalat yasağı koymadı fakat Türk mallarına gümrüklerde engel çıkarıyorlar. Arabistan'a 2019 yılında toplam ihracatımız 3,2 milyar dolardır.

Birleşik Arap Emirlikleri'nin bir yıldan uzun süredir Türk mallarına yönelik gayri resmi boykot yapıyor. BAE'ye olan yıllık ihracatımız 3,5 milyar dolardır.

Fas Türk mallarına yüzde 90 vergi getirdi. Gümrüklerde yaptığı engelleri artırdı. Fas'a yıllık ihracatımız 2,3 milyar dolardır.

Mısır'a yıllık ihracatımız, yıllık olarak 3,3 milyar dolardır. Eğer Mısır'ın  iç işlerine karışmasaydık, bu ihracatımız en az iki katı kadar olurdu.

Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Enver Gargaş, "Türkiye'nin Katar'daki askeri üssünün bölge için bir istikrarsızlık unsuru olduğunu" söyledi.

Katar sorununun temelinde "Müslüman kardeşler-İhvan" anlaşmazlığı yatıyor. Suudi Arabistan'da hakim olan Vahhabilik düşüncesi ile, Müslüman Kardeşler'in düşüncesi bir birine zıt düşüncelerdir. Bu nedenle Suudiler her zaman ihvanın karşısında olmuştur.

Mısır (25 Aralık 2013), Suudi Arabistan 7 Mart 2014, Suriye (21 Ekim 2013), Birleşik Arap Emirlikleri (9 Mart 2014) ve Bahreyn (2014) tarihlerinde Müslüman Kardeşler Hareketini ''terör örgütü'' olarak kabul ediyor. Buna karşılık Türkiye, Katar, Libya, Ürdün, Filistin ve Sudan İhvanı terörist kabul etmiyor.

2017 Şubat ayında , Suudi Arabistan'ın El Arabiya kanalına konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan; ''Ben İhvan-ı Müslimin'i bir terör örgütü olarak görmüyorum. Çünkü İhvan-ı Müslimin silahlı bir örgüt değildir. Bir düşünce örgütüdür. '' demişti.

İran  ve Azerbaycan'da Şii mezhebi hakimdir. Ancak İran şeriat devleti olmasına rağmen Azerbaycan ile din kardeşiyiz demedi, geçmişte ve bu gün Ermenistan'ın yanında yer aldı. İranlılar, bunu iki gerekçeye dayandırıyorlar, birisi Kuzey-Güney Azerbaycan'ın birleşmesi tehlikesi … İkincisi Türkiye'nin Nahçıvan üzerinden bir geçiş bölgesi oluşturarak Türkiye ile konfederasyona gitme riski.

Ermeni-Azerbaycan savaşında Türkiye kayıtsız ve şartsız her zaman soydaşlarının yanında yer almıştır.

Gagavuzlar tıpkı Ermeniler ve Ruslar gibi Ortodokstur. Ancak ta 1990'dan beri Azerbaycan'ın yanında yer aldılar. Toplanıp Azerbaycan başarısı için dua ediyorlar.  Hıristiyan Gagauz, din kardeşini çiğneyip kan kardeşinin yanında duruyor.

Osmanlının son dönemlerinde Abdülhamit  ümmeti bir tutkal olarak kullanmak istemiş fakat önce vuranlar Araplar olmuştur. 

Türkistanlı Hoca Ahmet Yesevî'ye ait olduğu söylenen bir anekdot var;

Bir gün Pîr-i Türkistan Hoca Ahmet Yesevî hazretlerine sormuşlar:

- "Müslüman mısın?"

- "Elhamdülillah Türk'üm, Müslüman'ım" demiş.

- "Neden Türklüğü katıyorsun, biz dinini soruyoruz" demişler.

- "Din seçim, Türklük kaderdir" demiş.

 

Yazarın Diğer Yazıları