Uçakla yakın olan uzaklar

Dünyada en güvenli seyahat aracı istatistiklere göre uçak.  Benimde en sık tercih ettiğim ulaşım araçlarından.

İstanbul'un trafiğine güven olmaz. Uçuş saatini göz önünde bulundurarak,  erkenden Atatürk Havalimanı dış hatlar terminalinde uçak saatini bekliyorum.

Tabi yükseklik fobiniz yok ise. Var ise ne yapabiliriz. İstersek korkumuzu yenebiliriz. 

Hadi bir cesaret kendinize.

Mümkünse, ilk uçuşlarınızda güvendiğiniz birisiyle yolculuk etmeniz kendinizi  iyi gelecektir.

Gerçi yanınızda biri olsa da olur, olmasa da. Herşey beynimizde bitiyor.

İlk kez uçacağa bineceklere, birkaç not.

Örnek bir saatlik bir uçuşunuz var.

Günlerdir uyku uyumadınız, heyecan yaptınız. Çok endişe ve kaygılarınız var. Çarpıntınız başladı. Önce derin derin nefes almayı unutmayınız. Zaten uzmanlar da uyarıyor ilk dakikalar çok önemli. İçinizden siz yavaştan uçuş başladığında yüze kadar sayınız.

Hava basıncından rahatsız olamamak için yanınızda sakız bulundurunuz.

Rahat kıyafetler seçiniz.  Yanınıza oturan kişiyle iletişime geçiniz. Telefonunuzu uçak moduna aldıktan sonra bütün albümü, mesajları gözden geçirebilirsiniz.

Etrafa baktığınızda,  sizin gibi endişeli  kişilerle göz göze gelebilirsiniz.

Ama onlarda sizin gibi burada ve başaracaklar.

Aslında şöyle düşünürsek; pilotu, yardımcısı, hostesler ve  yüzlerce yolcu içeride yerini aldı.

Pilot anonsunda uçuş hakkında bilgi veriyor.

Demek ki her şey yolunda. Emniyetteyiz. Zaten sorun var ise, harekete geçilmez.  Uçuşta başlamaz.

Herkesi canı var. Pilot ve ekibi sizleri güven içerisinde götürecek bilgi, tecrübe ve öz güvenleri olmasa koskoca kurum niye risk alsın ki?..

Bizim canımız kıymetliyse,  pilot ve ekibinin de canı çok kıymetli unutmayınız. 

Zaten acil bir durumda A, B, C , D… seçenekleri var. Hemen iniş ve tahliye yapabilecek güçteler.

Kalabalık içerisindeyim. 

Uçuş için check in ve pasaport işlemleri sonrasında biniş kapısından uçağa giriş başladı.

Hostesler güler yüzüyle karşılıyor.

Ve uçuş başlamak üzereyken kaptan konuşuyor.

"Hanımlar beyler pilotunuz konuşuyor. 

Hepiniz hoş geldiniz. Hava açık ve güneşli.

Sıcaklık 30 derece. Ortalama 33 bin fitten uçuş gerçekleştireceğiz.  

Bir aksilik olmaz ise,  varış saatimizde inişi gerçekleştireceğiz.

Havada  görüşmek üzere..."

Ve uçuş başladı. 

Uçak yolcuğunda korkan ve keyif alan herkes beden diliyle kendini ele veriyor.

Kısa bir süre sonrasında yemek servisi yapılıyor. Dikkatler birazcıkta olsa dağılıyor. Korku ve paniği olanlara çok  iyi geliyor.

Domatesli omlet, tereyağ, reçel, tatlı, peynir, içecek servisi yapılıyor.

Yolculardan biri hostes hanıma sesleniyor; Yiyemiyorum. Üstüme dökeceğim. Sandviç yok mu? diye soruyor.

Hostes; Uçuş bir saati geçtiği için sandviç içecek yerine, bu servisi yapıyoruz. Acıkırsınız... diye gülümseyerek cevap veriyor.

Yolcu teşekkür ediyor.

Yan taraf ve arkadaki yolcular hostesleri sürekli çağırıp istedikleri şal ile ilgili şikayetlerini anlatıyor.  Meğer verilen şal kokuyormuş. Birkaç kez değiştirmişler. Yine aynı koku gitmemiş.

Hostes izah ediyor; Olmaması lazım...

Yolcu; Siz de bir bakınız.

Hostes; Evet haklıymışsınız. Şal kokuyormuş. Dikkate alacağız. Aslında size paketi açıp vermiştim...

-Teşekkür ederiz. Ancak Isıttığınız mikro dalgalardaki yemek kokusu üzerine sinmiş olabilir.

-Zannetmiyorum. Yemeklerin yanında değildi şallar. Galiba tam kurutulmamış nemli kalmış olabilir. Not alıyorum. Merak etmeyiniz.

Konu tatlıya bağlanıyor.

Bir diğer yolcu ise, uçuşlardaki aktarmalar, yoğunluktan doluyu bekleme süreleri, hava yolu şirketlerinin koyduğu uçuş fiyatları, hizmet ve ikramları konusunda sitemini yüksek sesle paylaşıyor:

-Önceden yolculara et, tavuk, balık ne isterseniz diye ikram ederlerdi. Şimdi ise peynirli makarnayı ya da iki köfteyi dayayıp servis ediyorlar. En son bindiğimizde bu durumdan çok rahatsız olunca protesto ettim. Bir yılı geçti. Bu şirketle uçmuyorum. Makarna için mi dünyanın parasını vereceğim. İkramı hiç olmayan şirketle uçuyorum. Hem ucuz. Hem de  aynı kalite.

Oldu ki çok  acıkırsam da parasıyla bir sandviç alıyorum. O kadar göz göre göre, paramı boşa harcamıyorum artık. Zaten uçacağım adres en fazla birkaç saat. Aç kalsam da bir şey olmaz. İnanmıyorsan aç bak bilet fiyatlarını karşılaştır. Uçurum var arada.

-Olsun ben yine kendimi güvenli hissediyorum. Pahalıda olsa… Şu an ki hava şirketini tercih ediyorum. Uzun yolculukta,  makarna ikramları olsa da.

İniş anonsu yapılana kadar konuşmaları uzayıp gidiyor...

Mutlu pazarlar.

Yazarın Diğer Yazıları