Ucuzcu başkanlar!

Kartal Türkiye Kupası'nda yoktu. Buna Avrupa maçlarını da ekledi. Üzüntüm, nedenleri hâlâ tespit edemeyenler için. Geçen yıl verilen "kupadan men cezası"na girmeyeceğim. Üstünde durmak istediğim UEFA'dan eleniş.

Malmö, üç pozisyona girdi, birini gole çevirdi. Tur vizesini aldı gitti. Maç bitti. Bakıyorum hedefte bir kişi var; Oğuzhan. Ona baştan beri konulan teşhis yanlıştı. Bu gece kuşu, yanında Atiba yoksa kocaman bir sıfırdır.

Peki Atiba niye UEFA Ligi kadrosunda yoktu? Onun yerine, üç hafta sonra gönderileceği belli Negredo'yu yazmak hangi sivri akıllının fikriydi? Babel'in kaybedilmesinde yönetimin hiç mi kabahati yoktu? "Sorumsuz" nitelendirmesi yapılanların yanında hafif kalır. Küçük bir not da Queresma için düşeceğim. Bu tiplere Niğde yöresinde "kırık" denir. Biraz açayım, Batı Anadolu'nun "kafadan çatlak"ı ile eş değerlidir.

Dahası var

Bir metreden golü atamayan Necip. Pozisyonun devamında yine topu direğe nişanlayan Wagner Love, daha 9. dakikada sonucu ilan etmişlerdi. Dikkat edin 90+3'te kaçırılandan bahsetmiyorum.

Gol pası becerisi yok. Şut atma özelliği kayıp. Kondisyon yerlerde. Böyle bir Beşiktaş'ın iddiasını gruptaki son maça kadar götürmesi bile başarıydı.

Hayal kırıklığının sebeplerinden biri, belki de en büyüğü Fikret Orman. Sanki kulüp değil de "ucuzcu mağazası" yönetiyor. zihniyeti bu. Önceliği, kendisine rakip gördüklerini tasfiye etmeye verdi. Benim asıl dikkatimi çeken katıldığı son paneldeki konuşması. Özellikle bir cümlesini hatırlatmak istiyorum:

"Hep beraber daralmalıyız." Her şeyin özeti bu olsa gerek. Beşiktaş başkanı bu kafada da, Fenerbahçe'ninki farklı mı? O da "Gerekirse 5 yıl Avrupa kupalarına katılmamalıyız" diyebildi. Eğer amaç sadece birbirimizi halletmekse, niye bu görevlere talip oldular? Niçin sürdürmekte inat ediyorlar?

Genel değerlendirme

Avrupa'da ülkemizi temsil eden iki takımımız kaldı. Biri Fenerbahçe, diğeri Pulman koltuktan tahta oturaklara düşen Galatasaray.

Oysa, bu yola çıkan başka takımlarımız da vardı. Başakşehir, her zamanki gibi erken havlu attı. Kişisel olarak Abdullah Avcı'yla Kapıkule'den öteye gidilemeyeceği inancındayım. Bu teknik adam beni yine haklı çıkardı. Bakın, TFF ve MHK katkısıyla lig şampiyonu olabilir. Malum, sonunda "Katarsermayesi"ne satış olasılığı var. "Şampiyon apoleti" fiyatı artırma açısından önemli. Devir hesap kitap devri.

Tek beraberliği son maçta yakalayan Akhisar'ı da sadece tebrik etmek istiyorum. Kendi yağıyla kavrulan bu "mütevazı ilçemiz" bir maç hariç hepsinde başarılıydı. Tecrübe eksikliğini yaşadı.

Kocabaşlara kalan "anlarsınız ya!" Buna "yola devam edenler dahil..."

***

Kahramanlar geçidi

Orhan Ayhan'la programında bu defa boksumuz işlendi. TRT Spor'un belgeselinde, ana tema efsanelerden Celal Sandal üstüne kurulmuştu. Ünlü Macar Olimpiyat Şampiyonu -üç defa- ve çalıştırıcısı Laszlo Papp'ın yakıştırmasıyla Sandal "katır tepmesi"ni andıran yumruk atardı.

Dönemin SSCB Mafyası'na (hakemler) rağmen altı kez Balkan, Akdeniz Oyunları şampiyonluğu ile Avrupa üçüncülüğü kazandı. Bu Mafya'ya rağmen olimpiyatlarda beşincilik elde etti.

Ringde vurduğunu indiren ama evinde müşfik bir baba olan Sandal, rütbeli polisti. Mehmet Akzambak'ın dönem boksörlerini emniyet teşkilatına aldıkları arasında yer aldı.

Babadan oğula

Celal Sandal'ın boks öyküsünün başlangıcı Muhammed Ali ile benzerlik taşır. 12 yaşında dayak yiyince, annesi elinden tutup boks kursuna yazdırır. Arkasını biliyorsunuz.

Ne yalan söyleyeyim bir konuyu da ilk defa duydum. Oğlu Murat Sandal, hâlen Ankara Emniyet Müdür Muavini. Babasının o al bayraklı muhteşem kabrini ziyaret sahnelerinde çok duygulandım. Bu bölümle ilgili seslendirmeyi yapan "Sıla Arıcı"ya da hayran kaldım. Ses tonu bir yana, doğaçlama cümleleri mükemmeldi.

Orhan Ayhan'la yine nostalji yaptırdı. Kimleri hatırlatmadı ki. Muazzez Abacı'nın "Vurgun"u eşliğinde babası Sarı Oktay'dan (Altınok) söz edildi. Vural İnan, Halit Deringör, Nazif Kuran ve daha pek çok efsane unutulmadı. Aralarında merhum gazeteci İlhan Çevik de vardı. İlhan ağabeyle pek çok dış seyahatimiz oldu. Dünya iyisi mükemmel bir insandı. Onu da rahmetle andım.

GEÇMİŞ OLSUN: Türk sporuna imza atanlardan Tahsin Albayrak bir operasyon daha geçirdi. Operatör Doktor Veysel Kadılar'ın ameliyatının başarılı olmasıyla sevindik. Hoca'ya teşekkür ederken, Albayrak'a geçmiş olsun dileklerimizi yolluyoruz.

GÜNÜN SÖZÜ

Tam kudrete sahip olan, her şeyden korkar! Pierre Corneille

Yazarın Diğer Yazıları