Ülkeye de, MHP'ye de yazık oluyor

Ülkeye de, MHP'ye de yazık oluyor

1960'lı yıllardan beri tüm liderleri tanıdım. Eleştirdiğim siyasetçilerle bile (Demirel, Özal, Ecevit, Mesut Yılmaz, Tansu Çiller, Yıldırım Akbulut, Kenan Evren, vs...) hepsiyle diyaloğum oldu. İyi yanları ve kötü yanları olanlar da vardı, hemen hepsini saygıyla anarım. Tüm bunların arasında beni, en çok şaşırtan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'dir.

 Bir söylediği diğerini tutmayan, bir gün en ağır lâflarla eleştirip yerin dibine batırdığı siyasi rakibini daha sonra göklere çıkarıp baş tacı eden, böylesine hızla dönüşler yapan başka bir politikacı görmedim! Bundan sonra sanırım onun gibi bir siyasetçi dünyaya gelmeyecek!

 Şimdi kendini mazur göstermek çabasıyla "Türklüğün bekası için" diyor.

Ne bekası bu?

Türklüğün bekasını "Milliyetçiliği ayaklar altına aldık" diyenler mi sağlayacak?

Bahçeli "Ben Bozkurtla dolaşmıyorum, ben eşref-i mahlûk olan insanlarla dolaşıyorum" diyerek kendisine ve temsil ettiği ülkücü camiaya en büyük hakareti yapana ve yapanlara destek oluyor?

 Ne diyeyim, bilmem ki?

Yazık ediyor kendi partisine de, bu güzelim ülkeye de!

Rahmi Turan Sözcü

***

Ey Bahçeli! Cumhuriyetin "mezar kazıcısı" mı olacaksın?

-------

Yaygın bir görüş var AKP ve tabanında: İktidarı ele geçirdik. Artık bir daha bırakmayız, bırakmamalıyız, asla kaybetmemeliyiz iktidarı... Üstelik akademik kılıklı bir ülke ve millet düşmanı, iktidar için ülkeyi yakıp yıkmaya hazır bir katil ruhlu, referandumu kaybedersek silahlı iç savaşa hazırlansın herkes diyor.

Sadece o mu?

Başka yetkili bir AKP'li, hedefe az kaldı, 90 yıllık hasret bitecek diyor.

Az kaldı dediği şu: İki ay sonra referandum olacak ve kazanacağız ve bu işi kesin ve ebedi olarak bitireceğiz, Cumhuriyet ve Atatürk belasından, parlamenter sistemden vb. kurtulacağız.

****

Ülkede Atatürk'ün ilan ettiği Cumhuriyeti, kadınlara özgürlükleri, Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir ve Meclis'indir kuralını, Cumhuriyetin demokratik parlamenter düzene ve güçler ayrılığına demokratik bir sisteme doğru büyük evrimini, bu süreçte verdiği ileri doğru büyük atılımı, çağdaşlığa ve uygarlığa doğru büyük serüveni sona erdirecekler. Bunun rüyasını görüyorlar.

Cumhurbaşkanı ne demişti muhtarlara, bileklerimizdeki prangayı kıracağız.

O pranga nedir? Yukarıdaki büyük paragrafı yeniden okuyun.

Daha önceki söylemlerle de bütünleştirin bu son anlayışları: Cumhuriyet 90 yıllık parantezdir, bu parantezi kapatacağız... Cumhuriyet bir reklam arasıdır..

Anayasa değişikliği ile öngörülen de zaten, bu reklam arasına bir son vermek, 90 yıllık parantezi kapatmak, Türkiye'yi Osmanlı ile bütünleştirmektir.

Yeni Türkiye dedikleri budur.

Tüm bu söylem, niyet, politika ve değişimi alt alta koyarsanız, hedefin tamamen bir Abdülhamit mutlakiyetinin yaratılmak istendiğini görürsünüz.

Ey MHP'liler duyuyor musunuz?

Anayasa değişikliği tamamen budur ve Bahçeli, Atatürk'ün, Cumhuriyetin ve tüm uygarlığa doğru atılan temellerin mezar kazıcısı rolünü üstlenmiştir.

Ey MHP'liler, duyuyor musunuz!

Bahçeli, Özgür'ün sık yazdığı gibi, 3-4 ay içinde yaşadığı bu 180 derece değişikliği açıklamaya mecburdur.

Bu mecburiyeti hem MHP'lilere hem MHP'li seçmene, üstelik tümTürkiye'ye borçludur.

Çünkü Bahçeli bu pek de aydınlık olmayan kararıyla, tüm ülkeyi bir başka kulvara sokmuştur. Bu kökten değişiklik, bu Cumhuriyetin tasfiye talebini sandığa götüren, tamamen ve tek başına Bahçeli'nin kararı ve isteğidir.

Tek istenen, bu karar değişikliği üzerindeki karanlığın aydınlatılmasıdır.

Orhan Bursalı Cumhuriyet

***

"Hayırlı işler" lafına bozulan esnafa ne diyeceğiz?

"Hayırsız işler" mi?

Akif Kökçe Milliyet (Açık Pencere)

***

Alçaklar!

------

PKK'lı alçaklar, Viranşehir'de saldırdılar. Ve 11 yaşındaki bir çocuğu katlettiler.

 *

 Bu alçaklar, kampanyalarını işte böyle başlatıyorlar.

*

Hatırlayalım:

 7 Haziran'ın hemen ardından da durup dururken katletmeye, vurmaya, kırmaya, yakmaya, yıkmaya başlamamışlar mıydı?

*

İşte bakın:

Şimdi de Viranşehir'de çocuk öldürerek başladılar referandum kampanyasına.

*

Şaşırıyor muyuz?

Tabii ki hayır!

Sonuçta alçaklardan söz ediyoruz, niye şaşıralım ki?

Ahmet Hakan Hürriyet