50 tutuklu 11 tutuksuz sanığın yargılandığı İkinci Ümraniye Davası’nın 8. duruşmasına reddi hakim talepleri damgasını vurdu. Bazı sanıklar, mahkeme heyetinin çekilmesini istedi
İkinci Ümraniye davasının 8. duruşması sıcak saatlere sahne oldu. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu ve emekli Tuğgeneral Levent Ersöz’ün dışındaki 50 tutuklu sanık katıldı. Başkan Köksal Şengün’ün mazeret bildirmesi nedeniyle heyete üye hakim Hasan Hüseyin Özese başkanlık etti. Duruşmada söz alan tutuklu sanıklardan Fatma Cengiz, diğer tutuklu sanık İbrahim Şahin ile yemek yiyerek, çay içtiğini, ancak bunların suç olarak iddianamede yer aldığını belirterek, “Mahkeme heyeti de polislerle beraber yemek yiyor. Siz bizden önce yemişsiniz o yemeği. Bizim gözaltına alınacağımız konuşulmuştur o yemekte. Sizin yemek yemeniz suç olmuyor, bizim yemek yememiz suç oluyor. Sizin davadan çekilmenizi istiyorum” dedi.
Size güvenmiyorum
Tutuklu sanıklardan Adil Serdar Saçan da, “Mahkemenin Silivri’de olması, 2 heyetin bulunması olağanüstü bir durumdur. Böyle bir salon olağanüstülük değil mi? İddianameyi yazan ve duruşmaya katılan savcı niye aynı? Bu durumda savcı beraat talep edebilir mi? Taraf olan kişiler burada bulunuyor” şeklinde konuştu. Emniyetin geçen yıl düzenlediği iftar yemeğine mahkeme heyetinin de katılmasını eleştiren Saçan, “Görevdeyken 5 ramazan geçirdim. Şubemizin iftar yemeklerine geldiniz mi? İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin’i davet ettim. ’Birlikte çalışıyoruz, etik değildir’ dedi. O savcılar bu durumu nasıl etik görüyorlar” dedi. Saçan, hakim Hasan Hüseyin Özese’ye hitaben, “Sizin beraber yemek yediğiniz adamlar benim hakkımda sahte tutanak tuttular. Artık size güvenmiyorum. Savunmamı şevkle okuyamayacağım. Neden 5 sene benimle birlikte yemek yemediniz. Ben sizden nasıl adalet bekleyeceğim” dedi. Duruşmada söz alan bazı sanıklar da heyetin reddine ilişkin taleplerde bulundu. Duruşmanın sonunda, mahkeme heyeti, hakimlerin davadan çekilmesi ve reddi hakim taleplerinin değerlendirilmesi amacıyla duruşmayı 26 Ekim’e erteledi.
Haber:Salim YAVAŞOĞLU
İddiaları Ergin’e sordu?
CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, Ümraniye soruşturmasını yürüten emniyet görevlileri ile davaya bakan savcı ve hakimlerin yemekte bir araya geldiği yönündeki iddiaları, Meclis gündemine taşıdı. Öztürk, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığına sunduğu soru önergesinde, bu yemeğin, gerçekten emniyet teşkilatının yargı mensuplarına verdiği bir iftar yemeği olup olmadığının açıklanmasını istedi. Öztürk, önergesinde şu sorulara yer verdi: “Şayet öyle ise emniyet mensuplarının yargı mensuplarına iftar yemeği verme geleneği var mıdır? Bu toplantı, emniyet teşkilatının verdiği iftar yemeği ise İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı ve Emniyet Müdürü ya da başka bir emniyet ve yargı mensubu bu yemeğe neden katılmamıştır? Emniyet mensupları, yargıç ve savcılar gerçekten iftar yemeği dolayısıyla mı bir araya gelmişlerdir, yoksa bir bir araya gelmelerinde başka nedenler var mıdır? İftar yemeği gerçek nedenleri örtmek için mi düzenlenmiştir? Bu konu ile ilgili olarak bugüne kadar araştırma ve inceleme yaptırdınız mı Yaptırmadıysanız, yaptırmayı düşünüyor musunuz?”
CHP’liler davada gözlemci
İkinci Ümraniye davasını, Şahin Mengü ve Ahmet Ersin’in de aralarında bulunduğu CHP’li 11’i milletvekilli ile partinin Yüksek Disiplin Kurulu üyesi İbrahim Yılmaz gözlemci olarak izledi. Duruşmaya verilen arada, CHP milletvekilleri adına bir açıklama yapan Şahin Mengü, Ümraniye davalarını hassasiyetle takip ettikleri için duruşmaya geldiklerini söyledi. Şahin, Ümraniye davası diye Türk yargısı adına içleri sızlatan olaylara tanık olunduğunu savundu. Ümraniye soruşturmasına bakan savcıların ve davaya bakan hakimlerin, soruşturmayı yürüten polislerle yemek yemesinin vicdanlarını rahatsız ettiğini ifade eden Mengü, şunları söyledi: “Tüm sanıklar, mahkemeye güvenlerinin kalmadığını belirterek Türk adaletinin önünün açılması için heyetin çekilmesini istediler. Dünyanın hiçbir yerinde hakim ve savcılar soruşturmayı yürüten polislerle bir arada olmaz.”
Balbay gecikmeyi eleştirdi
Duruşmada söz alan İkinci Ümraniye davasının tutuklu sanıklarından Cumhuriyet gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, davanın başladığı 20 Temmuz 2008’de dosyadaki delillere göre savunmaları hazırladıklarını belirterek, ancak yeni eklerde yeni savların ortaya çıktığını söyledi. Balbay, Savcılık tarafından dosyaya yeni gönderilen eklerde delil üretildiğini gördüğünü savundu. Balbay, “Biz bu mahkemede tarihleme umudumuzu yitirdik. 4 aydır bir iddianame okunmasını beklerken, ekin de eki yaratıldı. Bu otoyol kenarında evi olan birinin bütün kazalardan sorumlu tutulmasına benziyor” diye konuştu. Gazetenin Ankara Bürosunun santralını kendi adına kayıtlı telefonmuş gibi dinlendiğini ifade eden Mustafa Balbay, “Bütün santral telefonlarının bana atfedilmesini beklemezdim. Bu kadarına ’pes’ diyorum” şeklinde konuştu.