Umut Partisi Genel Başkanı Abdülkadir Bozkurt Yeniçağ'a konuştu

Umut Partisi Genel Başkanı Abdülkadir Bozkurt Yeniçağ'a konuştu
Türkiye'de sayıları 6 milyona yaklaşan Emeklilikte Yaşa Takılanların (EYT) bir süre önce kurduğu Umut Partisi'nin Genel Başkanı Abdülkadir Bozkurt, YENİÇAĞ'a açıklamalarda bulundu.

Ahmet Özcan - YENİÇAĞ

Kurucularının büyük çoğunluğunu emeklilikte yaşa takılanların oluşturduğu Umut Partisi Genel Başkanı Abdülkadir Bozkurt Yeniçağ''ın sorularını cevaplandırdı.

Bozkurt''un yaptığı açıklamalar şu şekilde;

Sayın Başkan 1982 Anayasasının askeri vesayetin izlerini taşıdığını düşünüyor musunuz?

- Kesinlikle hayır, maalesef mevcut iktidar çok iyi bir algı yönetimi oluşturuyor. Müteakip kez Anayasamızın Askeri vesayetin izlerini taşıdığını gerek medyada gerekse sosyal medyada bilinçli olarak tekrar ederek halkımızın bilinçaltına bunu yerleştiriyor. Şunu belirteyim 1982 Anayasasını yapanlar askerler değildir. Çoğunluğu sivillerden oluşan kurucu meclistir. Askeri bir vesayet Anayasası olduğu iddia edilen Anayasamızda Demokratik Devlet ilkesi, Hukuk devleti ilkesi, Sosyal devlet ilkesi, Laik devlet ilkesi, İnsan haklarına saygılı devlet ilkesi ve eşitlik ilkesi ile halkımızın yaşamı güvence altına alınmıştır. Peki Askeri vesayet altında yapılan bir Anayasaya neden bu maddeler eklenmiştir? Bu maddelere bakıldığında sivil bir kurucu meclis tarafından yapıldığı çok açık ve nettir.

Mevcut iktidar neden bir zamanda referandumla anayasa değişikliği yaptığı halde yeniden sivil bir Anayasa yapma gereği duymuştur?

-Aslında cevap çok basit ama okumadığımız ve araştırmadığımız için birçok bilgiye haiz değiliz, 1982 Anayasası 19 defa değiştirilmiştir. Bu değişikliklerle 40 yıldır düzeltilemeyen Anayasa maddelerindeki sorunları sivil bir Anayasa oluşturacağız  algısı ile değiştirmenin  amacı nedir?

Sizce nedir sayın başkan?

-Benim düşüncem iktidar referandum ile Anayasa değişikliğini yaparken şunu gözden kaçırdı Cumhurbaşkanlığı yapan bir kişinin   iki defa seçilebileceği hususu, öncelikle bunun ortadan kaldırılacağını ve Anayasanın değiştirilemez maddelerinin erozyona  uğratılacağını düşünüyorum.

Sayın başkan peki bu sonuca nasıl vardınız?

-2017 Türkiye Anayasa değişikliği referandumunun yapılış amacı neydi, parlamenter sistemde kararların hızlı alınamadığı parlamenter sistemin ağır işlediğiydi halka böyle anlatıldı, ancak gördüğünüz gibi ülkenin yönetim sistemi değişti. 83 milyonun kaderi bir kişinin iki dudağı arasına bırakılarak, halkımızın iktidarın istediği gibi yaşamalarının önünü açtı. Bugün ne deniliyor, öncelikle önümüze İnsan hakları  Eylem Planı diyerek hali hazırda iktidar tarafından yapılacak sivil Anayasanın insan haklarına dayalı bir sivil anayasa olacağı algısı oluşturuluyor. İktidar tarafından yapılacak sivil Anayasanın tam aksine halkın tüm özgürlüklerini elinden alacağını düşünüyorum, temennim halkımızın uyanık ve dikkatli olmasıdır. Çünkü uyuyan milletler ya ölürler ya da köle olarak uyanırlar.

Daha öncede 2017 yılında Anayasa referandumunda ortaya çıkacak tüm sorunları öngördüğünüzü söylediniz. Yeni Anayasa değişikliğinde yanılıyor  olabilir misiniz?

-Hedef neden 2023 denilmesinin cevabını bir siyasi partinin Genel Başkanı olarak bilemediğim gibi 2023 yılında halkımızı neyin beklediğini çok iyi biliyorum, maalesef kan ve gözyaşı var.2023 hedefi ile halkımızda oluşturulan Lozan algısının olduğumu sanıyorsunuz, bu gün halkımıza sorsan 2023 ''te ne olacak dediğimizde Lozan Antlaşması sona erecek yer altı kaynaklarını çıkaracağız diyeceklerdir. Şimdi ben soruyorum Bugün Zonguldak''ta kömür, Niğde''de bor,  Batmanda petrol, Karadeniz''de doğal gazın çıkartılması için bir engel mi var, hayır çıkartılıyor. O zaman 2023 için söylenilen yeraltı zenginliklerinin çıkarılması hususu boşa çıkmıyor mu? Demek ki hedef 2023 bu değil sadece halkımıza şunu söylüyorum iktidarın demokrasi ve insan haklarına dayalı sivil anayasa vaatleriyle önümüze çıkardığı hiç bir şeye bence halkımız evet dememeli ve sorgulamalıdır. Çünkü yapılacak bir hatanın bedelini çocuklarımızın ve torunlarımızın  ödeyeceğini düşünüyorum. 

Sayın başkan ülkedeki sorunlara çok karamsar yaklaşmıyor musunuz? Halk da böylemi düşünüyor sizce?

-Ben gelecekten kaygılıyım bir taraftan yaptığım analizler diğer taraftan halkın çoğunluğunun mutsuz olduğunu ve ellerinde fırsat olsa ülkeyi terk edeceklerini çok net görüyorum özellikle gençlerin, aslında benim bu söylediklerini anlamak için profesör olmaya gerek yok. Memleketim Osmaniye''de şöyle bir söz vardır  Perşembenin gelişi çarşambadan belli olurmuş ama maalesef halkımız gerçekleri görüp ya sessiz kalıyor ya da korkuyor asıl sorun bu aslında.