Milliyetçi Hareket Partisi 21. Dönem Antalya Milletvekili Nesrin Ünal referandum sonuçlarına dair değerlendirmelerde bulundu. Haber 3 Hilal’e konuşan Ünal, “Son sözü Türk milleti değil AA ve Yüksek Seçim Kurulu (YSK) söylemiştir” dedi. Nesrin Ünal, Hayır diyenlerin büyük baskı ve tehdit altında çalışmalar yürüttüğünü belirtti.
“SON SÖZÜ TÜK MİLLETİ DEĞİL AA VE YSK SÖYLEDİ”
Bu referandumun sonucunda son sözü Türk milleti değil Anadolu Ajansı (AA) ve Yüksek Seçim Kurulu (YSK) söylemiştir. Hayır kazanmış ama Evet açıklanmıştır. Oy kullanma şekline, oy kullanma anında yapılan değişikliklere, binlerce ispatlanmış hilelere ve sayımlara baktığımızda 2017 Referandumu bize 1946 seçimlerini hatırlatmaktadır. 1946 seçimleri tarihe "şaibeli veya hileli seçimler" olarak geçmiştir. Demokrat Parti'nin tek başına iktidarının yolunu açmıştır. 1946 seçimlerde devlet memurları seçimin her kademesine müdahil olmuş, haksızlıklara imza atmışlardı. 2017 referandumunda da devletin bütün imkanları Evet için kullanılmıştır. Yaptıkları icraatlarla güvenirliliğini yitiren resmi kurumlar arasına AA ve YSK da katılmıştır. 2017 Referandumu da tarihte "şaibeli ve hileli" olarak yerini alacaktır. Toplumda 2019 seçimlerinde de yoğun hile yapılacağı bunun için şimdiden önlem alınması kanaati yaygın şekilde oluşmuştur.
“SAYIN CUMHURBAŞKANININ AÇIKLAMALARI HAYAL KIRIKLIĞI YARATTI”
2017 referandumu sürecinde iktidardan farklı düşünenlere 1946’dakinden daha acımasız baskılar uygulanmış, insanları işiyle, aşıyla tehdit edilmişlerdir. Referandum çalışmaları sırasında şartlar "Hayır" diyenler için çok ağır ve adaletsizdi. Halkın tümünün katkıları ile hayat bulan TRT dahil hiçbir ulusal kanal Hayır diyenlere söz hakkı vermemiştir. Salon verilmemiş, kalacakları oteller tehdit edilmiş ve rezervasyonların iptalleri sağlanmıştır. Buna rağmen Hayır diyenler özellikle Türk Milliyetçileri kendi imkanları ile zor şartlarda çalışıp büyük başarı göstermişlerdir. Bizlerin yani Türk Milliyetçilerinin çalışabildiği yerlerde ve yaşadığı bölgeler de “Hayır” açık ara önde çıkmıştır. Örneğin Sinan Oğan'ın seçim bölgesi Iğdır, Ardahan, Artvin gibi. Ayrıca seçim bölgem ve yaşadığım Antalya'da olduğu gibi.
AKP'li yöneticilerinin bu sonuçtan ders çıkarmasını ve toplumu bütünüyle kucaklamaya yönelik açıklamalar yapmasını beklerdim ama Sayın Cumhurbaşkanının ilk açıklamaları herkeste hayal kırıklığı yaratmıştır. Sonuçta AKP artık inişe geçmiştir. Bu süreci hala sürdürdükleri ötekileştirici anlayışla durdurabileceklerini düşünmüyorum.
“AKP’YE MEYDANIN BOŞ OLMADIĞI GÖSTERİLDİ”
Referandumun en büyük faydası, farklı dünya görüşleri olan sağduyulu insanların demokrasi ortak paydasında birleşmeleri ve ortak çalışabilme kültürünün oluşmasıdır. Bu geleceğimiz için umut verici bir gelişmedir. Türk milleti, parti devleti anlayışına, federasyona, tek adamlığa, anti demokratik uygulamalara, parlamenter sistemin yok edilmesine, ilk dört maddenin kaldırılmasına karşı durmuş, resmiyette olmasa da kazanan olmuştur. AKP'ye meydanın boş olmadığını göstermiştir.
