Unutulma Hakkı Netflix ve RTÜK

İnternet ortamına getirilmesi planlanan düzenlemelere yönelik tartışmalar gündemden düşmüyor. Son olarak Netflix'in Türkiye çekimlerini durdurması ve internete getirilmesi planlanan "unutulma hakkı", bu hususlar üzerine bir değerlendirmeyi daha gerekli kıldı.

Zira internet mecrası ve dolayısıyla sosyal medya bugün milyonları ilgilendiren önemli bir mesele. Kabaca bir hesapla 25 yıldır yaygın bir şekilde kullanılan internetin, 2020 raporlarına göre, Türkiye'de kullanıcı sayısı 63 milyon.

Henüz 15 yıllık bir mazisi olan sosyal medyanın kullanıcı sayısı ise, yalnızca Türkiye'de, 54 milyon.

Türkiye'de nüfus, her yıl yüzde 1.2 artarken, internet kullanıcıları yüzde 4 artıyor. Sosyal medya kullanıcıları ise yüzde 3.4 artış gösteriyor.

Nüfus artış hızından bile fazla hızla yayılan internet ve sosyal medyada yapılacak düzenlemeler ise elbette ki önem arz ediyor.

Yepyeni bir hak

Yukarıda bahsettik, internet için 25, sosyal medya için 15 yıllık bir mazi söz konusu. İşte bu süreçte birikmiş milyonlarca veri, halen internet ortamında mevcut. Bunun yaratabileceği tehlikelerin önüne geçmek için ise ortaya çıkan yepyeni bir hak, "unutulma hakkı".

İlk olarak 2014 yılında Avrupa Birliği Adalet Divanı'nın verdiği Gonzalez kararında dile getirilen bu hak, üzerinden zaman geçtiği için bazı bilgilerin internette bulunmasındaki meşru amacın ortadan kalktığı düşüncesine dayanıyor. Elbette bundan yararlanmak için bazı kriterler var.

Konuyu anlaşılır kılmak açısından örnek vermek gerekirse, 18 yaşından önce suç işleyen bir kişinin hem cezasını çekmiş olması hem de suç işlediği dönem yaşının küçük olması nedeniyle hakkındaki haberin internetten kaldırılmasını istemesi ve bu isteğin yerine getirilebilmesi mümkün.

İşte bu kapsamda, Kişisel Verileri Koruma Kurulu, geçen hafta birtakım kriterler açıkladı. Açıklanan kriterler genel olarak Avrupa Birliği'ninkilere paralel olsa da birtakım belirsizlikler var.

Mesela, kriterlerde, "kişinin temel hak ve özgürlükleri ile kamunun söz konusu bilgiyi edinmesinden sağlayacağı menfaatler arasında bir denge testi yapılmasından" bahsediliyor. Ancak bu dengeyi kuracak kimsenin bağımsızlığı ve tarafsızlığı oldukça önemli.

Bu noktada vurgulanması gereken, unutulma hakkının herkes için aynı oranda geçerli olması gerektiği. İyi belirlenmiş kriterlerle ve eşit uygulanan yaklaşımla, unutulma hakkı herkese lazım. Ancak uygulamada oluşacak keyfiyet ve ayrımcılık, hakkın getireceği tüm faydayı tersine çevirebilir.

***

Netflix ve RTÜK'ün Ahlaki Değerleri

Netflix, bugün dünyada 183 milyon abonesi olan bir mecra. Türkiye'deki abone sayısı ise 1.7 milyon. Abonelikten bahsediyorum, çünkü Netflix, her ay ödenen belli bir ücret karşılığında abone olunan bir dizi, film izleme platformu.

Yani, bir içeriği izlemeniz için:

1. Abone olmanız ve abonelik ücretini düzenli ödemeniz gerekiyor.

2. İlgili içeriğe "tıklamanız" gerekiyor. Yani sol üst köşede yer alan açıklamalardan ilgili içeriğin konusunu okuyup, "argo, cinsellik, şiddet vb." uyarılarını görüp, ondan sonra "oynat" tuşuna basmanızla birlikte seyir imkânı sunuyor. Zira sakıncalı bulduğunuz içeriklere sahip dizi ve filmleri uyarılarına bakarak izlemekten geri durmanız mümkün.

3. Çocuğunuza kumandayı verip Netflix'te kendi izleme tercihini yapmasını isterseniz, "küçük çocuk" filtreli kullanıcı oluşturmanız ve sakıncalı içerikleri filtreleyen seçenekleri sunmasını sağlamanız da mümkün.

4. Ayrıca içeriklerden rahatsız oluyorsanız, aboneliğinizi iptal edebilirsiniz.

Özetle, bireylerin iradeleri doğrultusunda içeriklerine ulaşabildiği bir platformla karşı karşıyayız. Arzu etmeyenin maruz kalması mümkün olmadığı gibi, "zaplarken gördüm" gibi bir bahane de söz konusu olamaz. Bu açıdan televizyon kanallarından farklı.

Ancak bildiğiniz üzere, bir yıl önce bu tür platformların da denetimi konusunda RTÜK yetkilendirildi.

Ortaya atılan son iddia, RTÜK'ün Netflix için çekilecek bir dizinin senaryosuna müdahalede bulunmak istemesi ve hatta eşcinsel karakter barındıran tüm dizilerin kaldırılmasını istemesi üzerine, Netflix'in dizinin çekimlerini durdurduğu yönündeydi; dün, taraflar konuyla ilgili üstü kapalı açıklamalarla iddiaları yalanladılar.

Ancak AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal'ın "Netflix'in daha derin işbirliği ile Türk kültürüne, sanatına dönük daha yüksek hassasiyet göstereceğine inanıyorum" açıklaması, Netflix'e uygulanmak istenen sansürün mevcut olduğunun, iddiaların bir nevi doğru olduğunun göstergesiydi.

Oysa başlangıçta da belirttiğim gibi, insanların hür iradeleri ile abone oldukları bir platform, neden RTÜK'ün ahlaki değerlerine göre biçimlenmek zorunda kalsın ki? Üstelik "ahlak" bu kadar sübjektif bir değerken…

Yetişkin insanların ne izleyeceklerine bile karar verme isteği, baskıcı rejimlerin müdahaleci yapılarının bir yansıması; bugün, önemsiz gibi görünse de ileride daha fazla özgürlük sınırlamalarının önünü açması açısından da oldukça tehlikeli.

 

Yazarın Diğer Yazıları