Üretici ve tüketici olarak krizden nasıl korunacağız?

Ekonomik krizi, demokrasi ve hukukun gerilemesi tırmandırdı. Bunu nasıl biliyoruz?

1. Avrupalı, Amerikalı yabancı yatırım sermayesi artık Türkiye'de yatırım yapmıyor. Tersine Türkiye'deki şirketlerini satarak çıkıyorlar. Nedeni tamamıyla hukuk ve demokraside güven kaybına dayanıyor. Bir ara Araplar geliyordu. Artık Katar dışında Arap sermayesi de gelmiyor. Dahası biliyorsunuz Suudiler Türk mallarını boykot ediyor.

Türkiye'de yatırım yapan, Çin ve Ruslar kaldı. Onlarda ölmüş eşek arıyorlar. Çünkü satılan şirket çok alıcı az.

Bu durumda, yerli sermaye için eğer yatırım süresi uzunsa, yeni yatırımlar için krizler yatırım için bir fırsat olabilir. Çünkü bu günkü sistem hayatın olağan akışına aykırıdır. Siyasette ne olursa olsun, sistemin değişmesi gerekiyor. Şimidi emek ucuz. İşsiz sayısı fazla. Dövizle borçlanmadan yatırım yapılabilir. Genişleme döneminde üretim başlayabilir.

Eğer demokrasi ve hukukta çağdaş bir  kurumsal yapı kurulursa, Türkiye'nin iç dinamikleri de harekete geçer. Krizden çıkış hızlanır.

2. İşçi ve memur bugün çektiği eziyetten dolayı bilinçlenirse geleceğini kurtarır. Bugün organize olur. Sendikalaşma hızlanır.

Memur-Sen Başkanları AKP'den milletvekili oluyor. Hak-İş Başkanı da AKP'den milletvekili olmuştu. Kafasına milletvekili olmayı koyanlar Hükümete nasıl direnir?

Bu dönemden yararlanarak işçi ve memurlar, sendikaları tarafsız, işçi ve memur haklarını koruyacak bir yapıya zorlayabilirler.

3. Küçük tasarruf sahipleri, TL'den uzak durmalıdır. Reel faizlerin devam etme olasılığı yüksektir. Ancak enflasyon hesabında tereddütler var. Borsada spekülasyon yüksek olduğu için, küçük tasarruf sahibi her zaman aldanır. Aracılar ve fonlar kazanır.

Küçük tasarruf sahibi için en iyi yatırım gayrimenkul yatırımıdır. Zira nüfus artıyor. Toprak sabit kalıyor. 1950 de Türkiye nüfusu 21 milyondu. 70 yılda üçe katladı ve 83 milyon oldu.

Gayrimenkule gücü yetmeyenlerin tek seçeneği döviz kalıyor. Altın konusunda benim tereddütlerim var. Geçmişte çok dalgalı bir fiyat trendi gösterdi. Söz gelimi 1970 yılına kadar bir ons altın 35 dolardı. 1974 te 400 dolara 1980 de 820 dolara çıktı, 2000 yılında 279 dolara  geriledi. Şimdi de 1955 dolardır. Dolar ve Euro da para sıkılaştırılması olursa, altın düşer.

4. Kriz dönemlerinde tüketiciler kötümserdir. Aileler daha dikkatli olmalıdır. Önce aylık gelir gider bütçesi ve harcama planlaması yapmalıdırlar. Daha pahalı markaları tüketenler, normal kaliteli ve fiyatı düşük olan malları tercih etmelidir. Borçlanmadan kaçınmalıdır.  

Kriz dönemlerinde, satıcılar da panik yaşar ve korunma stratejisi olarak ambalajlarındaki gramajı düşürür, aynı fiyata satarlar. Kaliteyi düşürürler. Özellikle indirim günlerinde bu dediğim Türkiye de çok yaşanıyor. Tüketicinin bu alanlarda dikkatli olması gerekiyor.

5. Tarım kesimi geleneksel bir kesimdir. Bu geleneksel tutum ürün çeşidinde de oluyor. Üretim teknolojisinde de oluyor.  Tarım kesiminin daha verimli ürünleri araştırmalı ve daha yeni üretim tekniklerine yönelmeleri gerekir.

Yazarın Diğer Yazıları