Üst yönetim giderleri

Bir banka müşterilerinden talep gelmeksizin adresine kredi kartı yolladığı, gereksiz hesaplar açtığı ve en önemlisi kontrolsüz kredi vererek suni bir büyüme yaratıp, üst yönetimin bol keseden prim aldığı tespit edildi.

Bu banka hangisi mi?

Türkiye'de değil. 2016 yılında büyük bir skandala neden olan Wells Fargo Bank.

Hemen aklınıza Türkiye'den bazı bankalar geldi değil mi?

Ayrıca hem Türkiye'de müşterinin talebi olmadan ürün gönderilmesi neden suç olsun ki...

Hem Türkiye'de hiçbir bankacı müşteri onayı olmadan bir ürün satmaz. Mutlaka müşterinin imzası vardır...

Müşteri nasıl imza atmış orayı sormayın!

30 sayfaya imza atıyor mu atmıyor mu? Bankacılık işlemi yaparken onlarca insan kuyrukta iken önünüze konulan o 30 sayfayı okuyor musunuz?

Hayır!

Kendi el yazınızla okudum yazıp imzayı çakıyorsunuz.

Arada sigorta mı var, Bireysel Emeklilik mi var onu Allah ve bankacı bilir.

Tabii ki sonradan öğrenen bir de siz.

Konumuz Amerikan bankacılık otoritesinin Wellls Fargo'nun üst yönetiminin aldığı bol keseden primlere müdahale etmesi. Wells Fargo incelendiğinde ilginç bir detay öğrenirler. Bu bankanın üst yönetimi kârı kâğıt üzerinde şişirip kendilerine milyon dolar primler almışlar.

Amerika'da olay olur ve hemen banka üst yönetim bonuslarına sınırlama getirilir.

Ben bu konuyu 3 yıldır soluksuz yazıyorum. Türkiye'de bankaların tamamına yakını halka açık ve birçoğu bol keseden bonus alıyor.

Bu işi öyle abartan var ki, kârının yüzde 30'unu bile üst yönetime bonus olarak dağıtıyor. Oysa halen gişe personeline asgari ücret verip, en ufak kriz söylentisinde bunu bile kapının önüne koyuyor.

Geçen yıl Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak bir açıklama yaptı:

Banka üst yönetim ödemelerine sınırlama getireceğiz!

Aradan bir yıl geçti halen bu konuda tek bir adım atılmadı.  Birkaç gün sonra bankaların bilançoları açıklanacak. Üçüncü çeyrek bilançolarda üst yönetim gider ve bonuslarının ne kadar olduğunu göreceğiz.

İkince çeyrekte bir felaketti. En çok personel çıkartan bazı bankaların üst yönetim bonuslarını şaşırtıcı derecedeydi.

Şimdi şu soruyu sorabilirsiniz:

Türkiye'de bankacılık düzenleme ve denetleme otoritesi neden banka üst yönetimlerinin ödeme ve bonuslarına sınırlama getirmiyor.

Bunu bana değil, vatandaş olarak, hissesini borsada aldığınız küçük ortak olarak sizin sormanız lazım.

1 adet bile bir şirket hissesi almışsanız onun yasal ortağısınız. Hesap sorun! Size hesap vermez ise SPK'ya gidin oradan da sonuç alamazsanız Cumhurbaşkanlığı'na CİMER'e yazın.

Ama mutlaka hesap sorun. Çünkü Türkiye'de maalesef bankalara kimse ses çıkartmıyor.

Geçen hafta Türkiye'nin en büyük bankasındaki vadesiz rezaletini yazdım.

Vatandaşın milyonlarca lirası 5 gün faizsiz hesaplarda tutuldu.

Ne ses ne de bir tepki var. Tam tersi bu usulsüz ve gayri ahlaki işlemi yasal sınırlar içinde yaptığını iddia eden bankanın bir yöneticisi, "müşteri kendi rızası ile parasını vadesizde bırakıyorsa kime ne" dedi.

Bir bankanın tek bir şubesinde 10 milyon liradan fazla para vadesizde tutulması hayatın olağan akışına terstir. Aynı işlemin sadece bir şubede değil de 700 küsur şubesinde olması tamamen terstir.

BDDK'nin bu bankanın başta devre sonu olmak üzere, tüm hafta sonu vadesiz işlemlerini incelemeli.

Yapılacak sadece şu: Parasını rast gele vadesizde bıraktırılan 3 tane müşteriyi arayıp sormak: Bu paranızı neden vadesizde tuttunuz!

Eski bir bankacı olayı şöyle anlattı:

"Müşteriler 5 gün sonra daha fazla faiz verilecek diye kandırılıyor. Oysa 5 günlük valörlü kaybı ne kadar fazla faiz verirse versin onu kurtarmaz. Ayrıca daha yüksek faiz de verilmiyor zaten. Bankalar bunu finansal okur yazarlığı olmayan müşterilerine yapıyor. BDDK'nın bu ve bunun gibi bankaların vadesiz operasyonuna engel olmak zorunda. Vatandaşın hakkını kim koruyacak!"

Evet sorun bu!

Bankaların bedava kaynak yaratmak için adeta soyduğu vatandaşın hakkını kim koruyacak?

 

Yazarın Diğer Yazıları