​​​​​​​Var mı görüp de yükseltecek başka akademisyen?

'Osmanlı'dan bugüne mesaj taşıma' tutkusu öylesine ayağa düşmüştü ki, televizyon dizilerinde yakında Abdülhamid'e köprü zamlarını veya ekmeğin gramajının düşürülmesinin ümmet sağlığına faydalarını bile savundururlar" diye düşünmeden edemiyordu insan...

Yapılsa şaşırmayız da, galiba stüdyo ortamında palavrayı damıtıp ondan bugüne mesaj taşıma teknolojileri henüz o kadar gelişmiş değil... Yoksa koca hakana "Boş verin Siyonistlerin dayattığı pancar mancar işini, satın şeker fabrikalarını, büyük cami altlarına otoparklar yapıp işletin, esas para o işte" bile dedirtebilirler!..

Ya da hakan kürsüden şöyle seslenebilir: "Benden sonra Lozan'da anlaşma filan yapabilirler, o anlaşmaya gizli maddeler koydurabilirler... Aman dikkatli olun, borla çalışan cep telefonu işini Tayvanlılara kaptırmayın... Unutmayın, su uyur Siyonist uyumaz!.."

***

Belki teknolojide çok ileri gidemedik ama organ transplantasyonunda çağ atladık!.. Beynimizle arpa, küspe, saman öğütebiliyor, bağırsaklarımızla fikir üretebiliyoruz artık!..

Hz. Nuh'un oğluyla cep telefonu aracılığıyla görüştüğünü bizim akademisyenimiz gün ışığına çıkardı!.. Tabloyu düşünün... Her taraf yağmur çamur, sel, felâket... O ortamda sahra tipi kablolu telefon iş görmezdi tabii!.. Mecburiyetten cep telefonunu icat ettiler; android veya ios tabanlı!.. Dokunmatik ve de ayrıca panoramik fotoğraf çeken cinsten!..

***

Bir kahraman çıkıp, tarihi gerçekleri ortaya çıkarma adına kör taassubun kapısını kırmasın, o ışıktan hemen başkaları da yürüyebiliyor... Bir başka akademisyen, üstelik profesör, dış kulvardan atağa geçti, koptu geldi... O sırrı daha fazla içinde tutamadı ve Abdülhamid'in Google'ı icat ettiğini açıkladı...

Bu 'bilim insanı'nı daha önce bir tartışma programında izlemiştim... Osmanlı'yı Türk milliyetçiliğinin yıktığını, milliyetçilik rüzgârlarından önce, azınlıkların, meselâ Sırpların güzelce uyumlu uyumlu yaşadıklarını, kahrolası Türkçülükten sonra isyan ettiklerini anlatıyordu...

Kendisine sormak lâzımdı: Sırp milliyetçiliği mi önce doğmuştur, İttihatçıların Türkçülük için ayağa kalkmaları mı? Ya da tekerlek mi daha önce icat edilmiştir, Google mı?

Şimdi bir akıl daha bekliyoruz kendilerinden... Google patronunun 50 milyar dolarlık mal varlığı için hanedanın dâvâ açmasını teklif etmek!.. Bilimin dibi ancak bu şekilde bulunur çünkü!..

***

'Yerli ve millî' üniversitelerimizin 'yerli ve millî' akademisyenlerimizden beklediğimiz göz yaşartıcı gelişmeler bunlarla sınırlı kalmadı tabii!..

Başkanlık sisteminin önemini anlatmak isteyen 'yapay zekâlı' bir akademisyen İngiltere'yi ve kraliçeyi örnek gösterdi... Kraliçenin İngiltere'yi yönettiğini zanneden bu 'yapay zekâ', Lozan'a ve herkesin bildiği ama niye adının hâlâ 'gizli maddeler' diye geçtiğini anlamadığı Lozan'ın meşhur gizli maddelerine dokunmadan geçemedi!..

Ona göre, 1924'te Bursa ve Çanakkale'de bazı camiler genelev olarak kullanılmıştı!.. Ezanın Türkçe okunması karşılığında Birleşmiş Milletler'e kabul edilmiştik!.. Lozan'ın gizli maddelerinden birisi halifeliğin kaldırılmasıydı!..

Bitmedi, harf devrimiyle bir gecede halk cahil bırakıldı!.. Hoca haklıydı!.. Harf devrimine kadar ahalinin tamamı okuma yazma biliyordu!.. Ayrıca Türk, İslâm ve dünya klasiklerini talim etmekten bitap düşmüştü!..

***

Akademisyenin diğer akademisyene bakıp, cehalette "Gördüm ve yükseltiyorum" diyebildiği bir devri yaşıyoruz... "Tanımlanamayan bir cisim bize doğru yaklaşıyor" diye kaptana seslenmenin de hiç âlemi yok!..

Bunları neden hatırlattım? Kanal İstanbul'la ilgili olumlu ÇED raporu yazan akademisyenlerden birisinin Hz. Nuh'la oğlunu cep telefonuyla görüştüren bir akademisyen olması, ayrıca halkımızı aydınlatmak ve Kanal İstanbul'un önemini vurgulamak için konuşan bir başka akademisyenin, kanal güzergâhında tapınakçılardan kalan 10 gemi altın olduğu müjdesini vermesi gerçekten önemliydi!..

Bilim ve üniversitelerimiz adına göğsümüzü kabartan bu gururu paylaşmak istedim sadece!.. 

 

Yazarın Diğer Yazıları