Vatan satılmışken Yargıtay Başkanı niçin sızlanıyor?

Bir süre önce dağda bulunduğu sırada roketle saldırdığı Zeyrek Jandarma Karakolu’na silahıyla giderek teslim olan “Sefkan” kod adlı 26 yaşındaki terörist N.Ç. “Irak’ın kuzeyindeki kamplarda bizi ABD’li askerler eğitti. Stella füzesi, havan, bomba atar, sabotaj ve silah eğitimi aldık. Örgütün doğrudan irtibatlı olduğu parti DTP’dir. DTP örgütün legal kanadı olup siyasi faaliyetten sorumludur” dedi.
Haberi sadece DHA muhabiri Özgür Cebe geçti. Anadolu Ajansı, bu önemli haberi duyurmadı.
Bakın daha neler var:
“Şırnak-Hakkari-Irak hattında kaçakçılık yapan koruculardan da yüzdelik komisyon alınır. KDP’den temin edilen C-4 patlayıcılar Gare bölgesinden Zap’a, buradan da Türkiye’ye giriş yapacak gruplara dağıtılır. İhtiyaç olduğu takdirde sınırdaki korucular ve kaçakçılar tarafından bize ulaştırılır.” 
Demek ki ABD, ordu depolarındaki C-4 patlayıcıları KDP’ye veriyor, KDP de korucular ve kaçakçıları üzerinden PKK’ya!

* * *

Bir de Diyarbakır kırsalında kenevir tarımı yapıldığına dair bilgiler verdi Sefkan:
“Lice kırsalında kenevir ekimine çok müsait ve kontrol edilemeyen araziler var. Kenevir ve esrar ticareti yapan köylülerden cezalandırma adı altında yüklü miktarda para topladık.”
“Kontrol edilemeyen arazi”  ne demek?
“Bilinçli olarak kontrol dışı bırakılmış arazi!” olsa gerek!
Ya işte gerçekler böyle ortaya çıkıyor!

* * *


Türkiye’nin arazisine göz dikenler, işbirlikçileri yetiştirerek devlete, millete saldırtıyor. Bu arada, Güneydoğu arazileri boşaltılıyor. Diyarbakır’dan Van’a helikopterle gitmiştim bir ara! Dümdüz araziler bomboştu!
Bu arada Tapu Kadastro emekli Genel Müdür Yardımcısı Orhan Özkaya, arkadaşımız Salim Yavaşoğlu’na “Üretim dışına itilip Cargil’lerin ve ülke bankalarını teslim alan yabancı bankaların kuşatılmışlığına terk edilerek toprakları kredi ipotekleriyle haciz altına alınan üreticiler, çıldırmak üzere” dedi.
Özkaya şu bilgileri verdi:
“Yabancılar, tarihten ders çıkararak, Serv Antlaşması’nı yeni yöntemlerle uygulamaya çalışıyor. İrticai ve bölücü ayrılıkçı tuzakları döşeyerek, toprakları, zenginlikleri, varlıkları, bankaları ve her şeyi satın alarak ülkeyi teslim almaya çalışıyorlar. Trakya’da, Ege’de, Anadolu’da, Güney’de ve Doğu’da bütün üretici kan ağlıyor; toprakları yabancı bankalar tarafından kredi altına alınarak ipotek edilmiş, traktörleri, hayvanları, tarladaki ürünü, evinin eşyaları haczedilmiş, evi barkı elinden ya gitmek üzere ya da gitmiş durumda. ‘Toprak orada duruyor, yabancılar sırtlanıp da mı gidiyor?’ diyenler Türk halkının dengini sırtlanıp gitmesine yol açmak üzereler. Bu, Sevr’in parayla uygulanmasıdır.”    

* * *


Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker ise “Siyasal güç, bir yandan yasaları yürürlüğe koyarak diğer yandan devleti yöneterek toplum düzenini, örgütlü çıkar çevrelerinin hizmetinde bir totaliter sisteme, sınırsız bir iktidar anlayışına götürme tehlikesini oluşturmaktadır” dedi.
Sayın Başkan, siyasal gücün, Türkiye’yi örgütlü çıkar çevrelerine peşkeş çektiğini yıllardır biz söylüyoruz.
Yukarıdaki örnekleri sizin için verdim. Bu örgütlü çıkar çevreleri, artık küresel güçlerdir ve siyasal gücü kontrol ederek, Sevr’i büyük oranda tamamlamışlar, Türkiye topraklarına ipotek koydurmuşlardır.
Size böyle sızlanmak yakışmaz. Gereğini yapmak sizin vazifenizdir!

Yazarın Diğer Yazıları