Vatandaş konkordato talep ediyor!

Her gün pek çok tanınmış firmanın iflasına veya konkordato talep ettiğine dair haberler okuyoruz. Normal şartlarda ekonomi ile ilgilenmeyen, ekonomi terimlerine en yabancı vatandaş bile "konkordato" ne demek öğrendi: Mali durumu bozulan ve iflastan kurtulmaya çalışan borçlunun, borçlarını karşılayabileceği koşullar dahilinde ödemek için alacaklıları ile yaptığı ve mahkeme tarafından onaylanan anlaşma.

Basına yalnızca Türkiye'nin genelince tanınmış firmalarla ilgili haberler yansıyor. Oysa küçük çaplı veya perakende satış yapmadığı için ismi vatandaşlar tarafından tanınmayan pek çok büyük çaplı firma birer birer konkordato talep ediyor.

Mahkemeye konkordato talebinde bulunup, bu talebi sonuçlanan borçlu sayısı 3 bini aştı. Ancak hâlâ talebinin sonuçlanmasını bekleyen veya talep hazırlığı yapan binlerce borçlu var.

Tek bir kişinin en az 50 liraya doyduğu bir restoran zincirinin nasıl olur da konkordato ilan edecek hale geldiğine şaşıran vatandaş, kendi gibi sade vatandaş olan iki kişinin de konkordato talep ettiğini öğrenince iyice şaştı kaldı.

Şahıs konkordatosu

Bu hafta, biri Mersin'den, diğeri Kuşadası'ndan iki vatandaş, konkordato için başvurdu.

Konkordato, aslen tacirleri iflastan korumak amacı ile getirilen bir sistemdi. Ancak şimdilerde, bu amaç sabit kalmakla birlikte, tacir olup olmadığı önem arz etmeksizin her borçlu konkordato başvurusunda bulunabiliyor.

Burada ne için borçlanıldığı da önem arz etmiyor. Elektrik, doğal gaz faturasını veya bankaya kredi borcunu ödeyemeyen herkes konkordato talep edebilir.

Konkordato talep etmenin en önemli şartı, vadesi gelen borcu ödeyememe veya vadesi henüz gelmeyen borcu ödeyememe 'tehlikesinin' bulunmasıdır.

İlgili mahkemeye usulüne uygun olarak yapılan konkordato talebi sonucunda, mahkeme borçlunun alacaklılarına 3 aylık bir geçici koruma süresi tanıyor. Gerektiği takdirde bu süre, 5 aya kadar da uzatılabiliyor.

Geçici süre kararının ilanı ve gerekli yerlere bildiriminden sonra bu süre içerisinde mahkeme, konkordato talebinin esası hakkında bir karar veriyor. Eğer kararı, konkordatonun başarıya ulaşmasına ihtimal vermesi yönünde ise, altı aya kadar uzatılma imkânı olan bir yıllık kesin süre veriyor ve böylece borçlu, toplamda neredeyse 2 yıl korunmuş oluyor.

Konkordato kararı ile borçlu mahkemece belirlenen bazı işlemleri yapamıyor, bazı işlemler için de geçici süre kararı ile birlikte atanan konkordato komiserinin iznine ihtiyaç duyuyor. Yapamadığı tüm işlemler konkordato komiseri tarafından gerçekleştiriliyor. Komiser, ödeme planı hazırlanması, alacaklılarla toplantı düzenleme, mahkemeye rapor sunma gibi pek çok sürecin yönetimi üstleniyor.

Şimdi herkes konkordato mu talep edecek?

Vatandaşın konkordato talep etmesiyle birlikte elbette ki akla ilk gelen bu imkânın suistimal edilmesi veya borçlarını ödeyemediği için çaresiz kalan her vatandaşın bu imkâna başvurma ihtimalleri. Burada alacaklıları zarara uğratma kastının güdüldüğü taleplerin kabul edilmemesi hususunda mahkemelere rol düşse de, zaten konkordato talebi suistimal edilmek veya çok sayıda vatandaş tarafından kullanılmak için oldukça maliyetli bir işlem.

Yasa koyucu suistimali zorlaştırmak için olsa gerek, oldukça yüklü miktarda harç ödemesi öngörüyor. Yani miktarı nispeten düşük olan borçlarda, borcun 3 katı kadar harç ödenmesi ihtimali doğuyor ki, bu konkordato uygulamasını sıradan vatandaşlar nezdinde uygulanmasının mantığını ortadan kaldırıyor.

Sistemin -vatandaşlar tarafından kullanılması ile ilgili- pek çok tartışılır yanı, hukukçuların nasıl sonuçlandırılacağı konusunda uzlaşamadığı pek çok varsayımsal olay çeşidi de var. Tabii, bu konular bu yazı için oldukça kapsamlı konular. Varsayımlar gerçekleştiğinde mahkemelerin ne doğrultuda kararlar vereceğini birlikte göreceğiz.

Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 1.893,21 TL, barınma, ulaşım gibi diğer temel ihtiyaçlarıyla birlikte gereksinim duyduğu para miktarının (yoksulluk sınırı) ise 6.166,81 TL olarak hesaplandığını düşünürsek; yasa koyucu, öngörülü davranıp, yüksek miktarlı harçlar belirleyerek, vatandaşın konkordato taleplerinde yığılma yaşanmasının önüne geçmiş gibi duruyor...

Yazarın Diğer Yazıları