Vatandaş konkordatosu!

Herkes arkadan gelip öne geçme çabası gösterse bile, haftanın haberini CNNTURK patlattı. "Sade vatandaş iflas edebilir mi?" Devamla "Peki konkordato ilan etmesi mümkün mü?" dendi. Buna cevap arandı.

Konuyu Başak Şengül işledi. Olaya iyi hazırlanıldığını, Prof. Dr. Murat Yavaş'ı stüdyoda görünce anladık. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yavaş "icra-iflas" konusunda uzman. Vatandaşın ferdi iflas ve konkordato başvurusuna EVET cevabını vererek başladı. Yani OLUR'u daha ilk cümlesinde verdi. İşin detaylarına gelince başladı engelleri anlatmaya:

"Önemli olan ferdin borçlarını ödeyemez duruma gelmesi. Yasalar konkordato istemesine uygun. Borçlarının yeniden yapılandırılmasını istemek, en doğal hakkı".

Buraya kadar tamam. Şimdi sıkı durun, başvuru ve sonrasını getirebilmek için istenenlere bakın; "Kafadan 15 bin liran olacak. Buna ilaveten atanacak müfettişin parasını da siz ödeyeceksiniz."

Adamın bu kadar parası olsa niye konkordato ilan etsin? Sürpriz harcamalara ayıracak başka miktarlara da ihtiyaç duyulacağı kesin. Doğal olarak, "gariban statüsü"nde iseniz, sakın ha konkordatoyla uğraşmaya kalkmayın. Bırakın bu işler gerçekten batanla, üçkağıtçıların tekelinde kalsın.

Medyaya malzeme lazımdı, CNNTURK bunu yakaladı. Hani Erdoğan'ın tabiriyle ötekiler "çelik-çomak oynuyorlar". Şimdi de, bir kişi bulup başvuruda bulunmasını organize edebilirler. Tabii "çaylar şirketten" -ekrandan-!

Sahi, "vatandaş konkordatosu"nu haber hâline getirmeyi akıl edeni kutlamayı da unutmayalım.

***

Af konusu

CNNTURK'le devam edeyim. Bu aralar, MHP sözcüleri revaçta. Başbuğ Pınarbaşı ve eski çalışma arkadaşım Metin Özkan öncelikli. Özkan'ı insan olarak severim. Ancak af konusunda söyledikleri çelişkiler yumağı. Sebep, sonuç ilişkisi olarak şunlara bir bakın:

"Cezaevindeki FETÖ'cülerin kalkışma hazırlığında olduğunu, istihbarat birimleri dâhil herkes biliyor. Bu takımın, diğer suçlardan içeride bulunanları ayarttığı da gerçek. Afla bunu önlemiş olacağız".

Bunlar Metin'in söylediklerinin bir bölümü. Uyuşturucudan içeride olanları da ikiye ayırıp "gençleri kurtarma" tezini ise anlayamadım. Peki bunu savunurken"Ülkü Ocakları'nın uyuşturucu ile mücadele kampanyaları"nı neden anlattı. Meclis'e getirilen, bu hâliyle önemli çalışmaları gölgelemiş olmayacak mı?

Diğerleri

Prof. Dr. Önay Alpago'nun sorularını da tekrarlamak istiyorum; "Madencilerin ölümüne sebep olanlar, sağa sola ateş ederek insanları öldürenler, silahlı gaspçılar vb.. aftan yararlanmayacaklar mı?"

Belki de ilk kez eski savcı Alaaddin Varol'un söylediklerine aynen katıldım. Samsun'dan naklettiği vaka ders niteliğindeydi:

"Kadın tecavüzcüsünü sokakta görüyor -Rahşan Affı dönemi- hemen davasına bakan hâkime gidiyor.

- Efendim, tecavüzcümle karşı karşıya kaldım.

- Kızım. Devlet böyle istedi.

- Sayın hâkimim tecavüze uğrayan devlet değil ki, benim. Devlet benim adıma nasıl affeder?"

Varol'un hukuk fakültesindeki hocasından naklen anlattığı bu mesel bütün siyasilere ders olmalı. Hele Anayasa Mahkemesi'nin geçen defa olduğu gibi "af kapsamını genişletme olasılığı"nı düşündükçe, durum daha da karışacak gibi.

Nereden nereye

Bir dönem seçim meydanlarında, Erdoğan'a "idam, idam" sloganları arasında darağacı ipi fırlatan Devlet Bahçeli'ye ise ne söyleyeceğimi bilemiyorum...

...

NOT: Avukat Rezan Epözdemir'e de uyarıda bulunmak istiyorum. Bilgili olabilir. Söyledikleri kafama yatkın olabilir. Ancak öncelikle biraz dinlemeyi öğrenmeli. "Her lafa maydanoz olmamalı".

***

Gıda kalitesi

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta'nın yolladığını aktarmak istiyorum:

"Sevgili Burhan abi, gıdaların ucuz olmasından elbette herkes memnuniyet duyar ama mühim olan gıdaların kalitesidir. Varsın biraz pahalı olsun, sağlığımıza zarar vermesin. Çünkü günümüzde çığ gibi artan hastalıkların temel sebebi bana göre hazır yiyecek ve içeceklerdir.

Hazır gıdalar, insanlık tarihinde bir milattı. Beslenme bilimi, hatta tıp yakın gelecekte Hazır Gıdalardan Önce -HGÖ- Hazır Gıdalardan Sonra -HGS-diye iki döneme ayrılacaktır. HGS dönemi kronik hastalıklara hızlı geçiş dönemidir. Bunun faturası sağlık ve sigorta sistemini, yani ülkeyi temelinden çökertecek boyutlarda olacaktır. Sevgi ve saygılarımla".

...

GÜNÜN SÖZÜ

Hakikat: Ne gelişir, ne büyür, ne tekamül eder. M. Rasim Mutlu

Yazarın Diğer Yazıları