Vatandaşın mutluluğu, TÜSİAD’ın mutluluğu...

Hanımefendi’nin konu mankeni olduğu, konuşmaları kafasını kaldırmadan camdan okumasından belliydi..
Hali, PKK’nın gösterilere sürdüğü çocuklarla kadınların hali gibi!..
Eksik bıraktığını kocası tamamlıyor, maksat hasıl oluyor!.
Son “hasılada”; “...İnsanlarımızın özgürlüğü, onuru, hakları ülkenin bölünmesinden daha önemlidir” sözü kadar şu söze de takıldım..
“...Devlet beni düşmanlarıma karşı korusun!..”
İyi niyetle “düşman”dan maksadın devlete nillete saldıran silahlı çeteler olduğunu varsayalım ve soralım..
“Devlet sizi nasıl koruyacak, kiminle koruyacak?!”
Zengin Mehmet Bey’i korumak için fakirin fakiri Memet ağanın oğlu Memet, asker olup dağa bayıra koşacak!..
Va mı bunun başka türlü izah tarzı!!?
İşte size zaten var olan “TÜSİAD için mutluluk” reçetesi..

***


Allah için Boyner Bey’in sözleri bir harikadır..
“...İnsanlarımızın özgürlüğü, onuru, hakları ülkenin bölünmesinden daha önemlidir, devletin kendisinden daha önemli...”
Sonra?.. “Devlet insanları mutlu etmek için var. Anayasada aramızdaki bir sözleşme. Beğendiğin ülkenin sözleşmesine gidersin, beğenmediğine gitmezsin. Bunun için yapıyorsun bu sözleşmeyi, devlet devam etsin diye yapmazsın. Devlet beni korusun, beni eğitsin, düşmanlarıma karşı korusun, geleceğimi garanti altına alsın diye yaşarsın bu ülkede...”
Çok güzel?!! Sonra?!! “Tekrar ediyorum; ‘Türkiye’nin insanlarının mutluluğu, onuru, haysiyeti -bir kısmının değil tümünün birer birer- bu ülkenin bölünmesinden daha önemlidir’ diyebiliyorsanız, doğru yoldayız, bu işin sonunda güzel bir şey çıkar. Eğer, ‘yok hayır bu bize fazla gelir diyorsanız’ sayın Başkana tavsiyem, bu işi kısa yoldan kesin, altından kalkamazsınız.”
Müthiş!! Başka?.. “Bütün Türkiye’nin vatandaşlarından, Aleviler dahil topladığınız vergileri, Sünnilere hizmet vermek için Diyanet İşleri vasıtasıyla dağıtıyorsunuz. Bu, ülkenin varoluş nedenine aykırıdır. Vergi veriyorsan hakkından da istifade edersin. Benden topladığın vergileri bir başkasına harcayamazsın...” Bu da doğru..
Şimdi bakalım.. Halkımız neden mutsuzdur..
Öncelikle aç ve açıktadır da ondan..
Millet neden aç ve açıktadır?.. Çünkü bu devletin milli bütçesinin, gelirlerinin yüzde yirmisi, nüfus olarak yüzde seksenine ayrılmaktadır!.. Beri yanda ise bu yoksul, sıkıntılı yüzde seksen üzerinde tepinen ve milli gelirin yüzde seksenini höpürdeten bir krema tabaka vardır.. Onlara zenginler kulübü denir ve bunlar, “bu memleketin sahibi biziz”  diye ortalıkta racon keserler..
Şimdi Boyner Bey’in “mutlu olmasını istediği bireylerin” neden mutlu olamadığına bakalım.. Bireyler, birer birer sandığa gidip oy verirler ama sandıktan onlarca yıldır zenginler kulübünün, tarikat, toprak ağalarının uygun gördüğü muhteremler çıkar.. Zenginler sürüsü, siyaset, ticaret, tarikat, toprak ağaları milli gelirin kaymağını sıyırdıklarından mutsuz yoksul ahali kendi içinde ırk, mezhep vs. çağdışı kamplaşmalar sonucu silah elde birbirlerine düşerler!..
Zenginler sınıfı, memleketin gelirlerinin yüzde sekseninin üzerinde oturmakla da kalmaz, bir takım vurgun işlerine de girerler..
Mesela son 2001 krizinde, gecelik faiz, döviz ve borsa vurgunları ile milli hazineyi soyanlar da bu şimdi ahkâm kesen zenginler kulübünün üyeleridir.. Onlar bireysel olarak devleti soyarken, ahali birer birer daha da yoksullaşıp intihar etmiştir..
Bankalardan 50 milyar doları lüpleten de bu asil zenginler kulübü mensuplarıdır.. Bu zenginler kulübünden yolsuzluk hesabı sormaya kalkan İçişleri Bakanı Tantan da kendi partisinin liderince derdest edilmiştir!.. Çünkü sırada Genel Başkan’ın kardeşi de vardı..
Zenginler kulübü, “Devlet yıkılırsa, millet mutlu olur!!” diye yeni bir sosyolojik ahkâm kesiyor..
Sanki ayakta yıkılacak bir devlet bırakmışlar gibi!!

Yazarın Diğer Yazıları