Vazgeçelim AB sevdasından

57 yıldır pencereden seslenip "gelin" diyorlar, gidiyoruz ama kapı duvar.

Neymiş sorun "Avrupa Birliği (AB) normlarına" uygun değilmiş Türkiye.

Külahıma anlat bunu Avrupa Birliği.

Şurası kesin ki 57 yıldır kapıda beklettiğin Türkiye karşısında yüzde 100 haksızsın.

Net tavrını hiçbir zaman ortaya koymadın.

13 yıl önce kapıyı açar gibi görünmene rağmen Türkiye'nin tam üyeliğini engelleyen sen oldun AB.

Türkiye'deki teröre destek vermekle insanlık suçu işledin, işlenmesine de göz yumdun AB.

PKK yandaşlarına, teröristlere verdiğin desteği, sağladığın maddi imkanları, silah ve mühimmat yardımlarını çok iyi biliyoruz AB.

AB'yi terörist yuvası yapman sadece Türkiye'ye karşı değil tüm dünyaya karşı işlediğin insanlık suçudur bunu bil AB.

Sığınmacılar konusunda da Türkiye'ye açıkça yalan söyledin.

Verdiğin sözü tutmayarak diplomatik alanda itibarını sıfırladın.

3.5 milyon Suriyeliye kapılarını açan Türkiye'nin verdiği insanlık dersini anlamadın mı, görmedin mi?

Dünya siyasi tarihinde altın harflerle soykırımdan kaçan Yahudilere kucak açtığımıza ilişkin belge ve bilgileri görmedin mi AB?

5-10 bin sığınmacı ki en vasıflı ve zengin olanlara sığınma hakkı verip garibanlara kapılarını kapattığını görmedik mi AB?

Gelelim bizim iç meselemize...

AKP hükümetinin 15 yılda bizlere verdiği vaatlere.

Hani AB kapısını 13 yıl önce açmıştık.

Hani insan hakları, fikir özgürlüğü ve tam demokrasiye geçecektik?

2001 yılında kurulan AKP'nin hedeflerinden hangisi gerçekleşti?

AB normları Türk halkının hakkı değil mi?

İster AB'ye tam üye olalım ister olmayalım bırakın AB standartlarını Türk halkının daha iyi yaşam standartlarda yaşam hakkı yok mu?

Bu standartları neden 15 yıldır sağlamadınız?

İğneyi karşımızdakine çuvaldızı kendimize batıralım.

Biz AB için değil kendi vatandaşlarımız için her türlü demokratikleşmeyi yapabildik mi?

Yaptık da bizi almadılar mı?

Bir referandumu yasaları uygulayarak yapamayan, hatta yasaları çiğneyerek yapan Yüksek Seçim Kurulu varken kime ne söyleme hakkımız var?

Cumhurbaşkanı'nın siyasi partiye üye olma hakkı eksik diye anayasa değiştiriyoruz da işçilerin grev hakkını sağlamak için neden Anayasa'yı değiştirmiyoruz?

12 Eylül darbe Anayasası diye eleştiriyoruz da neden %100 sivil Anayasa yapmak yerine bölük pörçük anayasa değişiklikleri ile yamalı bohça haline getiriyoruz anayasayı?

Fethullah Gülen'in, Reza Zarrab'ın ve Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla için "yargı kararı beklenmeli" diyor Amerikan Başkanı, Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı.

Referandumda yasaları çiğneyen YSK'ya karşı hukuki süreç başlatan CHP için "Anayasa Mahkemesi bakamaz, Danıştay'ın yetkisi yok" demiyor mu Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Adalet Bakanı?

Neden Amerikalılar gibi, "CHP yargıda hukuki haklarını arayabilir" demiyorlar?

Aslında biz bizi biliriz.

AB nerede biz neredeyiz de çok iyi biliriz.

Oyalanmayalım artık yeter, VAZGEÇELİM AB SEVDASINDAN...

Yazarın Diğer Yazıları