Bir sabah uyanacaksınız ve kendi kelimelerinizin sizi tanımayan bir sesle, size yabancı bir düşünceyle ve bambaşka bir niyetle geri döndüğünü fark edeceksiniz. Belki bir espriyle, belki bir alayla… Belki de sadece bir suskunlukla. Çünkü artık siz, sizin olmaktan çıkacaksınız.
***
Meta, dünyanın en güçlü dijital imparatorluklarından biri, Avrupa'nın veri kapılarını yeniden çalmaya başladı. Ama bu sefer naif bir davetsizlikle değil; nezaket süsü verilmiş bir düzenlemeyle, anlaması zor formlar… Hani şu, her cümlesi hukukla örülmüş, ama gerçeği mürekkep lekesi gibi saklayan satırlar...
***
Artık resmi: Meta, Avrupa Birliği vatandaşlarının herkese açık gönderilerini, yorumlarını, hatta Meta AI ile yaptıkları sıradan sohbetleri bile, yapay zekasını eğitmek için kullanacak. İddia ettikleri gibi bu bir hizmet, bir iyilik, "yerel mizahı" anlayan makineler yaratmak adına bir fedakârlık. Ama satır aralarına dikkatle bakıldığında bu yalnızca teknolojik gelişimin bir hikâyesi değil; bu, insani sınırların buharlaştığı yeni çağın ilk dramatik perdesi.
***
Bir zamanlar kitaplar okunur, tartışmalar yapılır, fikirler beyinlerde olgunlaşırdı. Şimdi fikirlerimiz algoritmalara yem oluyor. Yorumlarımız, paylaşımlarımız, bir akşamüstü dalgınlıkla yazdığımız bir gönderi… Tüm bunlar artık bir zekanın "besin değeri" taşıyor. Yapay zekanın gözünden baktığınızda insanlık bir süpermarket. Raflar sizin esprilerinizle, dilinizin kıvrımlarıyla, yerel deyimlerinizle dolu. Meta, alışveriş arabasını çoktan doldurmaya başladı.
Bir düşünün: Meta, Facebook kullanıcılarının 2007'den bu yana yaptığı tüm herkese açık paylaşımları bile elinde tutuyor. Ve şimdi, "biz zaten sahip olduğumuz verileri kullanıyoruz" diyorlar. Ne zaman izin verdiniz? Hangi sözleşmenin hangi dipnotuna sakladılar sizi?
***
Bize anlatılan hikâye, teknolojinin insanı daha iyi anlaması. Gerçekse çok daha kasvetli: Teknoloji, insanı yeniden şekillendirmek istiyor. Onu sadece anlamak değil, taklit etmek istiyor. Sizi, sizin kelimelerinizle silmeye hazırlanıyor. Çünkü bir yapay zeka, sizden öğrendikçe size ihtiyaç duymaz hale gelir. Yarın, bir dijital asistanın verdiği cevaptan kendi mizah anlayışınızı duyarsanız şaşırmayın. Çünkü belki de o espri, sizin üç yıl önce yazdığınız bir gönderiden kopyalanmıştır.
***
Meta, 2024'ün ortalarında İrlanda'daki regülatörlerin baskısıyla bu planını askıya almıştı. Ama vazgeçmedi. Çünkü bu bir strateji. Durdu, bekledi ve şimdi geri döndü. Çünkü veri savaşlarında bir gerçek var: En büyük avantaj, sabretmeyi bilenindir.
Bu sadece birkaç satırın, birkaç emoji'nin toplanması değil. Bu bir toplumsal zihin haritasının çıkartılması. Her ülkenin neye güldüğünü, neye öfkelendiğini, hangi kelimeyle teselli bulduğunu öğrenmek… Bu yalnızca algoritmalara değil, geleceğin reklamlarına, siyasetlerine, hatta toplumsal yönelimlerine yön verecek bir bilgi havuzu.
***
Meta size bir form veriyor. "İtiraz etme hakkınız var" diyor. Ama asıl itiraz, o formu doldurmak değil, bu düzeni kabul etmemekle başlar. Çünkü sistem, sizin geri adım atmamanız üzerine kurulu. Ne kadar az kişi formu doldurursa, o kadar çok kişi "sessizce onay vermiş" sayılır.
***
Bu artık bir teknoloji haberi değil. Bu, dijital çağın distopyasına açılan kapının gıcırdayan sesi. Ve her ne kadar Meta, bu süreci "daha iyi hizmet" adı altında sunmaya çalışsa da, asıl soru şudur:
Ne zaman bizim iyiliğimizi istemeyi bırakıp, kendi çıkarları için bizi şekillendirmeye başladılar?
Ve daha önemlisi…
Bunu fark ettiğimizde çok mu geç olacak?