Giderek artan gazeteci ve aydınlara yönelik şiddetin faillerine yaptırım uygulanmadığı için bu iş sektör haline dönüştü. "Başına gelmeyenin hoşuna gider" demiş Anadolu''muzun çarıklı erkânı... Yumruk, tekme ile başlayan saldırılar, beyzbol sopaları, demir çubuklar, döner bıçakları ile devam etti. "Yetmez ama evet" zihniyeti yüzünden silahlar çekildi ve patlamaya başladı. Uzantıları belli. Hedef gösterenler belli ama halının altına süpürülüyor. Bu konuda bizim mahalle medyanın önemli bölümü üç maymunu oynuyor. Alkış tutan, tasvip edenler de var. Hukukun günün birinde kendilerine de lazım olacağını düşünmeyenlere söylenecek sözümüz yok. O güruhun tırnağına taş değse birileri gibi "Ohh... Ohh..." demeyeceğiz.

***

Şahsımla ilgili konulara girmekten hep uzak durmaya gayret ettim. 11 Mayıs 2019 gecesi evimin önünde uğradığım cinayet girişiminin zanlıları, güvenlik kameralarındaki görüntülere rağmen sadece 2 saat gözaltında kalıp, savcı tarafından sorgulanmadan serbest bırakıldılar. Aradan 23 ay 10 gün geçti. Benzeri vakalar yaşandıkça gazete ve televizyonlarda İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve bunların bağlı olduğu saray rejimi eleştirildi. TBMM''de benzeri saldırıların araştırılması için defalarca önerge verildi. Hükümet ve küçük ortakları tarafından ret oyu ile engellendi. CHP Eskişehir Milletvekili ve uzun yıllar gazetecilik yapan, meslek ruhundan kopmayan Utku Çakırözer işin peşini bırakmadı. Geçtiğimiz günlerde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturmanın sürdüğü konusunda Anadolu Ajansı''na açıklama yaptı. Ertesi gün polis eşliğinde Adli Tıp''a sevk edildim. Yüzümde kalıcı iz kalıp kalmadığına dair inceleme yapıldı. Saldırı sonrası tedavi gördüğüm hastane tespitleri ve sonrasında devam eden raporlar istendi. Bunca iş yoğunluğu arasında polis memurları hastanelerin arşivlerinde toz tutmakta olan evrakı toplayıp, savcılığa teslim ettiler. O gece nöbetçi savcı "Hayati tehlikesi yok. Zanlıları serbest bırakın" demişti. Lakin raporları inceleyen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı nihayet (23 ay 10 gün sonra) iddianame hazırlamış. Mış diyorum. Zira ne benim ne de avukatımın haberi var. Çağrılıp ifadem bile alınmadı. Başsavcılık geçtiğimiz gün yine Anadolu Ajansı aracılığı ile 6 şüpheli hakkında iddianame yazarak Asliye Ceza Mahkemesi''ne gönderdiğini duyurdu. Ankara''da mahkeme sayısı çok. Kaç numaralı Asliye Cezaya  gönderildiğini henüz tespit edip, iddianameyi okuma fırsatımız olmadı. Savcı "Şüphelilerin fikir ve eylem birliği içinde hareket ederek ''kasten yaralama'', ''tehdit ve hakaret'' suçlarını işlediklerine dair haklarında kamu davası açmayı gerektirecek delil bulunduğunu belirterek, 20 şer yıl, 10''ar aya kadar hapisle cezalandırılmalarını talep etmiş." "İsteyenin bir yüzü kara" demiş Anadolu erenleri, bakalım mahkeme ne diyecek. Zanlıların o geceki HTS kayıtları, yol güzergahındaki güvenlik kamera görüntülerinin tespitlerine dair taleplerimiz bugüne kadar yerine getirilmedi. Dahası zanlıların bu işi profesyonelce işlemeye devam ettiğine, siyasi bağlantılarına dair iddialara bakalım ne diyecekler.

Canım memleketimde bakanlar görevden alınıp, görevlendirildiklerini medyadan duyuyor ya. Bizimki de o hesap. Anadolu Ajansı''ndan duyuyoruz. Henüz tebligat bile yapılmadı.

Gazetecilere uygulanan haksız hukuksuz davaların takipçisi olan, duruşmaları titizlikle takip ederek, TBMM''de gündeme getirip, kamuoyunu bilgilendiren sevgili dost CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer''in diğer gazetecilere yapılan saldırılarla ilgili açıklamasını bir sonraki yazıya bırakalım...

Vurun gazeteciye, sahipleri var mı?