Washington Post ve Die Welt'in iddiaları!

Türkiye üzerinde ilginç bir medya operasyonu başladı! 10 gün kadar önce bir yazıma eleştiri olarak gönderilen mesajda, Türkiye'nin Afganistan'dan Somali'ye, eski Osmanlı coğrafyasında askeri operasyonlar yaptığı ama benim bu önemli gelişmeleri hiç değerlendirmediğim belirtiliyordu. 10 gün sonra aynı mesaj, Washington Post'ta makale halinde işlendi! Yalnız makalenin yazarı da Türkiye'den!

Makalede; Türk ordusunun Osmanlı İmparatorluğu'nun ardından ilk kez bu kadar geniş bir küresel ayak izine sahip olduğu ifade ediliyor.

***

Aslında bu görüş, AKP iktidarının dış politikasının "milli ve yerli" olduğunu ispatlama çabası çerçevesinde, doğrudan AKP'nin beyin takımı tarafından üretilen bir dayanak noktasıdır ama bahsedilen dış operasyonlardan mavi vatanı koruma çabası dışında kalanların neredeyse tamamı NATO harekâtı çerçevesinde sürdürülüyor. Türkiye, Bosna'ya, Kosova'ya, Afganistan'a, Somali'ye hep NATO şemsiyesinde asker gönderdi ve bu durum AKP iktidarından önce başladı.

Fakat Washington Post'ta yayınlanan makalede "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetiminde Türkiye, savaşın gidişatını değiştirmek için Libya'ya asker gönderdi; Suriye, Irak, Katar, Somali ve Afganistan'da askeri varlığını sürdürdü. Aynı zamanda Yunanistan ve Kıbrıs ile artan gerilimin ortasında, Akdeniz ve Ege denizlerinde devriye geziyor" ifadeleri kullanıldı.

Bu makalenin yayınlanması, "AKP iktidarını, Türk seçmeni gözünde parlatma operasyonu" gibi görünüyor. Zira Türkiye'nin AKP döneminde uyguladığı dış politika, Büyük Orta Doğu Projesi'ne hizmet etmiştir.

Son tabloya bakacak olursak, Türkiye, Suriye politikası ile kendi ayağına kurşun sıkmış durumdadır. Bugün, Suriye'nin kuzeyi, AKP politikaları sayesinde boşaltılmış ve buradan Türkiye'ye beş milyon insan sürülmüştür. Boşaltılan yerde de ABD'nin silah ve eğitim desteğiyle bir terör örgütüne devlet kurdurulmuştur. Türkiye'nin etrafı da Dedeağaç örneğinde olduğu gibi Amerikan hava üsleri ile kuşatılmıştır.

Mavi vatan konusundaki girişimler doğrudur ama geç kalınmıştır. Ege'de, İzmir ve Aydın'ın ilçesi durumundaki 18 Türk adası, 2004 yılından itibaren Yunanistan tarafından işgal edilmiş ve bu işgal seyredilmiştir. Bu facia ortaya çıkınca da, AKP sözcüleri , "Adalar, Lozan'da verildi" gibi yalanlara başvurmuşlardır. Yunanistan, bu tavizleri koparınca, Ege ve Doğu Akdeniz'in tamamına sahip çıkmak için ABD ve AB desteğinde kışkırtmalarını artırmış, Türkiye mavi vatanı korumak için askeri güç göstermek zorunda bırakılmıştır.

***

Alman basını ise duruma kendi gözüyle bakıyor! Meselâ Die Welt gazetesinin bir haber-analizinde, Erdoğan'ın "iktidarını güçlendirmek için Doğu Akdeniz'deki gerilimi tırmandırdığı" iddia edildi.

"Erdoğan'ın hesaplanmış savaşı" başlıklı ve Alman askeri çevrelerine dayandırılan analizde, "Türk Cumhurbaşkanına kalsaydı, donanma Doğu Akdeniz'de bir Yunan gemisini batırmış olacaktı" iddiası öne sürüldü! Erdoğan'ın kimsenin ölmeyeceği şekilde bunun gerçekleşmesini istediği aktarılan gazetede, "Komutanlar bunu reddedince, başka biri, bunun yerine bir Yunan uçağını düşürmeyi önerdi. Pilotun, otomatik fırlatma koltuğu ile kurtulabileceği belirtildi. Ancak komutanlar bunu da kabul etmedi" denildi.

Erdoğan'ın Ayasofya'yı ibadete açmakla, Karadeniz'de bulunduğunu müjdelediği doğal gaz rezervleriyle ve Yunanistan ile yaşanan gerilimle "halkı kendisine karşı çıkmaktan alıkoymak istediği" görüşüne yer verilen haber-analizde, Avrupa Birliği'nin de açık bir şekilde Yunanistan'a destek vererek "istemeden" bu hedefe katkı sağladığı belirtildi. Bu haber Almanya'nın Sesi tarafından yayınlandı!

Bu iddialara herhalde Türk Dışişleri bir cevap verecektir ama ABD veya Almanya medyası ne derse desin, Türkiye, mavi vatanı korumak zorundadır.

 

Yazarın Diğer Yazıları