Washington Rus lidere karşı savaş açtı
Putin’in milli çıkarları doğrultusunda geliştirdiği politikalar Washington’u harekete geçirdi. Bölge devletlerinde başlayan ‘Soros devrimleri’ dalga dalga yayıldı. ABD karıştı yönetimler bir bir yıkıldı
Beyaz Saray, “Düşmanı tecrit edebilmek için onu doğal müttefiklerinden soyutlamak lazım” politikasını uygulamaya koydu.
Fitili ateşleyen Amerikalı işadamı George Soros’un desteklediği muhalifler ayaklanarak Gürcistan, Ukrayna ve Kırgızistan’ı iç savaşın eşiğine getirdi
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Milli Güvenlik, Askeri ve Dış Politika Doktrinlerini revize edip, çok kutupluluk üzerine yeni bir politika belirledi. Bu değişiklik, ABD ve NATO için ciddi bir tehdit oluşturuyordu. Boris Yeltsin’in aksine Putin’in milli çıkarlar doğrultusunda politikalar geliştirmesi Washington yönetimini ciddi derecede kaygılandırdı. Bunun üzerine Beyaz Saray, “Düşmanı tecrit edebilmek için onu doğal müttefiklerinden soyutlamak lazım” politikasını uygulamaya koyarak dört koldan Putin’e saldırmaya başladı. Özellikle medya bu konuda önemli bir işlev gördü. Bazı Rus gazeteleri ve televizyonları da Putin’in dış politik hamlelerine karşı muhalefete başladı.
Batı yanlısı Rus medyası, Devlet Başkanı Putin’i diktatör olarak göstermek için adeta sıraya girdi.
Rusya’nın savunma konularındaki ünlü uzmanı Pavel Felgenhauer, Moscow Times gazetesindeki köşesinde Putin’den “savaş kışkırtıcısı” diye söz etti ve kendisini, kazanamayacakları savaşlar başlatan Irak diktatörü Saddam Hüseyin ile Sırp lider Slobodan Miloşeviç’e benzetti. Felgenhauer, “Galiba Putin, saldırgan, sorumsuz milliyetçi Miloşeviç’in nükleer silahlara da sahip olan Rus benzeri” diye yazdı. Ayrıca, Putin’in sonradan savaş açtığı oligarşiye bağlı bazı basın-yayın organları da Putin’i “diktatör” olarak göstermek için adeta sıraya girdi. Ancak asıl darbeler Rusya ile birlikte hareket eden yerlerde vurulmaya başlandı. Eski Rus cumhuriyetlerinde ABD’li işadamı George Soros’un fonladığı ayaklanmalar başladı. İlk hareket Gürcistan’da gerçekleşti.
Sokak gösterileri
2 Kasım 2003’te yapılan Parlamento seçimlerine hile karıştığını ileri süren ABD destekli Mikhail Saakaşvili, yandaşlarıyla günlerce sokak gösterileri düzenledi. Ülkede tam iç savaş başlamak üzereyken Edward Şevardnadze, devlet başkanlığı görevinden istifa etti. Şevardnadze istifasının ardından yaptığı açıklamada, “Ülkemde kardeş kanının dökülmesini istemediğim için ayrıldım” dedi. Edward Şevardnadze’nin istifasıyla devlet başkanlığı koltuğuna
Saakaşvili oturdu. Saakaşvili’nin ilk işi Rusya ile olan bütün bağları kopararak, Washington’a yaklaşmak oldu. “Kadife Devrim” olarak tarihe geçen Gürcistan’daki ayaklanmada Kmara (Yeter) adlı örgüt büyük rol oynadı.
Edward Şevardnadze’nin istifasıyla devlet başkanlığı koltuğuna Amerika yanlısı Mikhail Saakaşvili oturdu.
Kmara’ın Soros destekli olduğu ve Amerika’nın girmek istediği ülkelerdeki sivil itaatsizlik eylemlerini yönlendirme amaçlı kurulan Aktivist örgütünün Gürcistan’daki ayağı olduğu ortaya çıktı. Bu tür örgütler ilk olarak Yugoslavya’nın parçalanma sürecinde ortaya çıkmıştı. Yugoslavya’da bu tür eylemlerin arkasında Otpor örgütü (Direniş) vardı. Gürcistan’nın Kmara’sı da Otpor gibi Washington’un talimatlarını birebir yerine getirmişti. Gürcistan’dan sonra Ukrayna’da benzer bir ayaklanma başladı.
Perdenin arkasındaki
Ülke farklıydı ama perde gerisindekiler aynıydı. 21 Kasım 2004 tarihinde Ukrayna’da yapılacak Başkanlık seçimlerinin ikinci turu, olayların başlangıç noktasını oluşturdu. Rusya destekli Viktor Yanukoviç, ABD destekli Viktor Yuşçenko ile yarışıyordu. Seçimde Başbakan Viktor Yanukoviç yüzde 49.42, muhalefet temsilcisi Viktor Yuşenko ise yüzde 46.69 oranında oy aldı. Seçime hille karıştığını öne süren Yuşçenko’nun yandaşları sokaklara döküldü. Başkent Kiev’de parlamentonun önünde çadır kurararak beklemeye başladı.
Gürcistan Devlet Başkanı Saakaşvili de göstericilere destek mesajları yağdırıyordu. Turuncu renkli kaşkolleri nedeniyle adı “Turuncu Devrim” olarak adlandırılan bu hareket, ABD’nin de baskısıyla seçimlerin iptal edilmesini sağladı. 19 Aralık’ta yapılan seçimleri Batı destekli Viktor Yuşçenko kazandı. Hareketi, Pora (Zamanı Geldi) isminde bir örgüt organize ediyordu. Pora da Otpor ve Kmara gibi Soros destekliydi.
George ile Vladimir’in satranç oyunu
Bölgede ABD Başkanı George Bush destekli ayaklanmalarla Rusya yanlısı yönetimler bir bir devrildi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin adeta kuşatılıyordu.
‘Devrim’lerin yapıldığı ülkelerin stratejik önemi büyüktü. ABD’nin hangi nedenle ayaklanma çıkardığı, ülkelerin konumu düşünüldüğünde ortaya çıkıyor. Örneğin Ukrayna bir Karadeniz ülkesi. ABD Karadeniz’e açılmak için burayı bir köprü olarak kullanmak istiyordu. Kafkasya’nın kritik ülkelerinden biri olan Gürcistan ise enerji koridorunda yer alıyordu.
Hazar Havzası’na yakın olması ve Rusya için stratejik önemde olması Washington’un iştahını kabartıyordu. Kırgızistan da, ABD’nin Rusya ve Çin’i çevreleme operasyonları açısından hayati önemde. Kırgızistan ayrıca zengin petrol ve doğalgaz kaynaklarına da sahip.
Kırgızistan’daki muhaliflere 4 milyon dolar
Ayaklanmaların perde arkasında yine o tanıdık isim ve bilinen örgütü çıktı: George Soros ve onun Açık Toplum Enstitüsü
Gürcistan ve Ukrayna’daki ’devrim’lerin ardından Türk Cumhuriyetlerine de el atıldı. Kırgızistan’da 27 Şubat 2005 tarihinde genel seçimler yapıldı. Seçimin ilk turunda meclise girecek 75 milletvekilinden 29’u belli oldu. Devlet Başkanı Askar Akayev’in oğlu Aydar Akayev yüzde 70 oyla ilk turda milletvekilliğini kazanırken, kızı Bermet Akayeva yüzde 45 oyla ikinci tura kaldı. Seçime katılım yüzde 61 düzeyindeydi. Ancak olayların ilk işaretini Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı verdi. AGİT yetkilileri, seçimin demokratik bir ortamda yapılmadığını ilk turun sonuçlarının şefaf olmadığını açıkladı. İkinci tur ise 13 Mart’ta yapılacaktı. 75 seçim bölgesinden, ilk turda yüzde 50 barajının geçilemediği 42’sinde seçmenler, en fazla oy alan iki aday arasından birini Meclis’e göndermek için oy kullandı. Devlet Başkanı Askar Akayev’in kızı Akayeva da, birinci seçim bölgesinden seçilebilmek için yarıştı. Ancak seçim sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte ülkenin çeşitli yerlerinde protesto gösterileri başlatıldı. Meclis’e az sayıda vekil sokabilen muhalefet suçluyu bulmuştu: Devlet Başkanı Askar Akayev.
Akayev yurtdışına çıktı
Oş kentinde başlayan ve yavaş yavaş tırmanan eylemlerde bazı kamu binaları protestocular tarafından işgal edildi. Merkezde yönetim felç oldu, kamu hizmetleri durdu. Akayev, olayların Gürcistan ve Ukrayna’daki gibi iktidarı devirmeye yönelik bir harekete dönüşmesi halinde iç savaş çıkacağı uyarısında bulunmak zorunda kaldı. Olaylar yaklaşık bir hafta boyunca başkent dışında cereyan ederken, sonrasında başkent Bişkek’e de sıçradı. 23 Mart’ta gerçekleşen olayların ardından, bir gün sonra Başkan Akayev yurtdışına gitmek zorunda kaldı. Akayev’in yerine Batı destekli Kurmanbek Bakıyev geldi. Kırgızistan’ın perde arkasında yine o tanıdık bir isim ve bilinen örgüt’ü çıktı: George Soros ve Açık Toplum Enstitüsü. Soros’un, Kırgızistan’daki muhaliflere 4 milyon dolar aktardığı ortaya çıktı.
YARIN: Rusya’nın karşı atakları