Ya hepsi yanlışsa

Kendisinden bu kadar nefret eden bir toplum daha yoktur sanırım. Birbirlerinden hazzetmeyenler intikamlarını tarihten alıyor. Oysa her intikam ortak bir tarihi zedeliyor, herkes kendi yazdığını okusa da yazılanlar da okunanlar da silinip gitmiyor.

O zaman hepsinin sahibi hepimiz oluyoruz engellenebilir bir hal değil artık. Sorun şu ki önce idrak ettiğimiz kadarına iman ediyor, sonra okuyor bakıyor anlamaya çalışıyoruz. Sonrakini de bazen ve bazılarımız yapıyor. Olan bize oluyor ama hep birileri kazandığını sanıyor.

Oysa belki de topluca yanılıyoruz. Hep birden haklı olamayacağımız zaten kesin, ancak hep birden yanılmak mümkün. Hani derler ‘doğru bir tanedir’ diye elbette her zaman ve şartta doğru bir tane olmayabilir. Lakin tercih ettiklerinizin hepsi birden yanlış olabilir pekala.

Zaten doğruya ulaşabilmek adına izin verilen koridorlarda yürümek yeterli değildir. Bugün yaşadıklarımıza bir kısmımız ideolojileri üzerinden cepheden karşı çıkarken, bir kısmımız da yıllarca savundukları ideolojileri adına sahip çıkmaya mecbur hissediyor olabilir.

Oysa ortada olup bitenin ne olduğunu bile tam olarak bilmiyoruz, bildiklerimiz üzerinden karşı çıkmak ya da desteklemek siyasetin cepheleri açısından son derece normal. İtidali elinden bırakmayanlar da var elbette. Ama onların da ağırlıklı tarafı herkesi birden kucaklamak üzere siyaset yapma gayretine sahip olanlar.

Bunun istisnası her dönemde farklı bir argümanı savunarak her rakibinin karşısında kazanmayı başaranlar. Uzun zamandır siyasetini, yapılması gerekenler üzerinden değil, rakibinin pozisyonunun karşısını tahkim ederek yürüten ve kazanan iktidardan bahsediyorum. Artık bu kadar detaylı bir çalışmaya da gerek kalmadı sanırım. Zamanın ruhunu yakalayarak gelinen süreç ekonominin de desteği ile belli bir noktaya erişmişti. Artık ekonominin desteği kalmasa da yeni destekler bulunacağı kesin.

Siyasetin parametreleri bellidir oysa, toplumsal refah, milli güvenlik gibi konularda karşılık oluşturduğunuzda sonuç alırsınız. Toplumsal refah konusunda zorlandığınızda milli güvenlik en önemli ayraçtır. Bugün kısa tarihin tersine bir milli güvenlik söylemi var. Yine de belli bir noktada kabul görüyor bu söylem. Öncesinde oluşturulan tahkim edilmesi zorunlu iç cephe söylemine uygun. Dahası ekonomik sıkıntılarda yaşanan paylaşım eşitsizliğine rağmen. Aynı söylem eşitsizliğin kazançlı tarafı için son derece kullanışlı hala.

Ama artık içinde bulunduğumuz durumun sadece bir Cumhurbaşkanlığı seçimi meselesi olmaktan çıktığını düşünenlerdenim. Hiçbir şey alınmadan hiçbir şey verilmeden oluşan çözüm elbette bir tarafında Cumhurbaşkanlığı seçimini de kapsayan bir Anaysa değişikliği üzerinden okunmalıdır. Bu değişikliğin kamuoyuna sorulması da sonuç alınmasını zorlaştırır gibi. Buradan bakınca meclis aritmetiği içinde zor görünen halihazırdaki durum her an değişebilir.

Biraz yavaş ilerliyormuş gibi düşünebilirsiniz ama bence beklenenden de hızlı oldu. Şimdi konuya gerçekten muhalefet edebilecek çok kısıtlı isim var. Burada belki de Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusundaki erken hamle de önemli bir katalizör olmuş ve tepkime süresini hızlandırmış olabilir.

Ancak Ortadoğu coğrafyasının içinde bulunduğu durum da sürecin hızlanmasında önemli bir etkendi bence. Buradan bir geri dönüş olur gibi durmuyor. Tarih kimin kazandığını kimin kaybettiğini yazacaktır muhakkak. Nasıl bir ölçü ile yazacaktır onu beklediğimizden kısa sürede göreceğiz gibi. İtiraz edenlerin argümanlarında dahi henüz, reaksiyonlar daha önde duruyor. Yani alınan bir aksiyona karşı bir itiraz şeklinde devam ediyor ki zaten aksi de pek mümkün görünmüyor.

Haberler doğru ise kimsenin beklemediği kadar geniş kapsamlı bir af kanunundan bahsediliyor. Bu kapsam PKK ya kadar genişleyecek mi göreceğiz. Ama bahsedilen adli suçluların afları söz konusu olursa, sokakların daha güvenli olacağını düşünmek zor olacaktır.

Uluslararası bir karmaşanın içinde yaşıyormuşuz hissine kapılan benim gibiler için sanırım artık en son konu salt iç politik meseleler olacak en azından bir süre. O nedenle erken davranmak mı, yoksa bu sefer biraz daha itidalli olmak mı daha mantıklı olur muhalefet açısından bilemem ama, gerçekten samimi iseler, Türkiye’nin aynı kalması için ellerinden geleni ve gerekirse bazı fedakarlıkları yapmaları gerekiyor sanki.

Yazarın Diğer Yazıları